Arslan BULUT
[email protected]
Tarihte “İnsanoğulları”, “İnsaniye” veya “İnsanistan” adıyla bir devlet kurulduğunu duydunuz mu?
Türkiye’de gerçek kimliğini gizleyenler, hep “insanı merkeze almak” tan söz ediyor.
AKP’nin bildirgesinde “insan onurunu merkeze almak”, CHP’nin seçim bildirgesinde “insan merkezli ekonomi politikaları” deniliyor!
* * *
Bütün insanlığın meselelerini kendi meselesi olarak görmek, elbette yüksek bir duygudur. Pratikte ise insan sevgisi olan herkes, bunu kendi çevresi ile birlikte yaşayabilir. İnsan, ailesiyle, komşularıyla, akrabalarıyla, mahalle arkadaşlarıyla, okul arkadaşlarıyla, askerlik veya iş arkadaşlarıyla, şehirdaşlarıyla, kökendaşlarıyla, dindaşlarıyla veya mezhepdaşlarıyla, bütün bunların üstünde de milletdaşlarıyla ve daha da üstünde bütün insanlıkla, insani değerler üzerinde dayanışma içinde bulunabilir.
Fakat içinde yaşadığınız, bir parçası olduğunuz milletinizin ana kimliğini reddederek, insanı merkeze almış olmazsınız, aksine insanların bir kısmını, mesela Türkiye’de “Türküm” diyen çoğunluğu dışlamış olursunuz.
Gerçekte ırkçlık yapmış olursunuz!
Sosyal politikalar dışında millet, milliyet bağlamında “insan merkezlilik”ten bahsedenler, aslında sadece kendilerini kandırmaktadır. Bu parlak sözlere kimse inanmamaktadır!
* * *
HDP’nin “Büyük İnsanlık Çağrısı” başlığını taşıyan seçim bildirgesi de samimi değildir. Çünkü “Halkların özgür ve gönüllü birliğinde önemli rol oynayacak ‘demokratik özerkliği’ Türkiye’nin her yerinde hayata geçireceğiz” ve “Hiçbir etnik kimliğin devlet yönetiminden dışlanmadığı, kendini yönetme hakkını da kapsayan demokratik yerinden yönetim modelleri kuracağız” derseniz, Türkiye’yi etnik temelde kantonlara böleceğinizi açıklamış olursunuz. Bu da insanı değil, etnik kökeni esas almak demektir.
O halde niçin insanlığa sığınıyorsunuz?
“Türkiye’nin çok kimlikli kültürlü dilli yapısına uygun, insanlık esaslı yeni bir anayasayı hep birlikte yapacağız” derseniz, “Türkiye’den Türklüğü tasfiye edeceğim” demiş olursunuz ki Kürtlerin böyle bir hedefi olamaz. O halde siz kim adına böyle bir hedef belirliyorsunuz?
Yine, “Tarihte halklara yapılan soykırım ve katliamlar karşısında, halklardan devlet adına özür dilenecek. Devlet tarafından el konulmuş vakıf malları iade edilecek, devletin tasarrufundan doğan maddi zararlar tazmin edilecek” derseniz, gerçekte Kürt etnisitesinin partisi olmadığınız ortaya çıkar!
“Soykırım ve katliam yapıldı” denilen dönemde beş milyondan fazla evladını kaybeden Türk Milleti, insan değil mi? Onlardan kim özür dileyecek?
“Devlet tarafından el konulmuş vakıf malları”ndan kasıt tehcir edilen Ermenilerin malları ise bu yaklaşım HDP’yi gerçekte Ermeni Diasporası veya Ermenistan’ı yöneten Taşnakçı zihniyet ile paralel konumu düşürür. Diaspora Ermenileri de Amerikan mahkemelerine dava açarak Türkiye’den tazminat istiyor. Ermeni soykırımının bütün dünyada tanınmasından sonra, Türkiye’nin yabancı bankalardaki paralarına el koymaya hazırlanıyorlar zaten. HDP, bunu mu istiyor? HDP, Ermenistan partisi midir?
* * *
Tam bu satırları yazarken emekli edilmiş polis müdürlerinden biri aradı. “Hakkında, ’Gün gelecek, Türklerden intikam alacağız” dediği için rapor tuttuğum polis, bugün Emniyet Müdürü! Biz ise paralelci gösterilerek, tasfiye edildik. Emekli edilenlerin ancak üçte biri paralelci! Üçte ikisi ise Türk Milliyetçisi, Atatürkçü emniyetçilerdir “ bilgisini verdi!
Ahmet Davutoğlu ise, “Türksüz Yeni Türkiye” projeleri eleştirilince, “Türkiye” kelimesinin etimolojik kökünden bahsediyor ve “içinde Türk vardır” demeye getiriyor. Kemal Kılıçdaroğlu da “Konuşmama ‘Büyük Türk Milleti’ diye başladım, ‘Türk Milleti’ kavramını savunuruz” diye eleştirilere cevap verdi.
Evet ama bir devlet, kuruluş felsefesinden ayrılırsa eski birlik ve bütünlüğü içinde yaşayamaz. Açıkça görülüyor ki AKP ve HDP’nin tam da bu yolla, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak konusunda projeleri aynı.
Bu ortak girişim karşısında CHP’nin sadece iyi planlanmış ve oy getirebilecek ekonomi politikalarına sığınması yeterli değildir.
Bir yanıt yazın