Türkler Ermenilerin kökünü kazımışlar, Hadi canım sende!

Türkler Ermeni’lerin kökünü kazımışlar, hadi canım sende!

(Zekeriya TÜMER)

24 Nisan Ermeni soykırımı saçmalığının yıl dönümü olarak bütün dünya liderlerinin ahkam kesmesine sebep oldu.

Bizler savunma yapmaktan öte onlara karşı saldırıya geçmeliyiz. Utanmadan arlanmadan Ermenilere soykırım yapıdığını söyleyenlerin Türkler dahil birçok insanlara nasıl kökünü kazımak için mücadele ettikleri bilinmiyor mu?

Başta Amerikalılar, Kızılderililerin soyunu kurutmadılar mı?

Rusya’nın yaptıkları. Halen de yapmaktadır. Ahıska Türkleri dahil, birçok Türkleri sürgüne göndermedi mi?

Almanlar, Yahudilerin kökünü kurutmak için çalışma yapmadılar mı?

Fransızlar, İngilizler, sömürge altına aldıkları devletlerin insanlarını öldürmediler mi?

Kanada dahil, bütün devletler kendi ayıplarını bırakıp Ermeni soykırımını Türklere kabul ettirmeye çalışıyorlar. Yıl 1915. O zamanın şartlarına bir bakın. Ne yapıp yapıp bizim bilim adamlarımızın ve tarihçilerimizin konuyu tüm çıplaklığı ile araştırıp, ortaya koymaları gerekmektedir. Bizim değil, yıllarca tarih boyunca biz Türklere yapılan şerefsizlikleri ortaya koyup savunma değil, saldırıya geçmeliyiz. Amerika dahil, Rusya, Fransa, İngiltere, Çin dahil onların insanlara yaptıkları vahşetleri de bizler dünyaya duyuralım.

Neymiş efendim; Türkler Ermenilerin kökünü kazımışlar. Hadi canım sende!

Şu soruyu ne Devlet büyükleri ne de Televizyondaki tartışmacılar hiç sormuyorlar.

Birinci Dünya harbi başladığında, bütün Batı devletleri Osmanlı’nın soyunu kurutmak için harekete geçmediler mi?

Üstellik Osmanlı Devleti üzerinde yaşayanlar, öz be öz Türk evlatlarıydı.

Osman Bey adındaki bir zatı muhteremin kurduğu Türk Devletine Osmanlı İmparatorluğu adı verilmişti.

Bu topraklar üzerinde yaşayan nesil ise öz be öz Türk vatandaşları idi.

Türklerden intikam almak için bütün güçleriniz ile üzerimize saldırmadınız mı?

Eğer Çanakkale geçilseydi, ne olacaktı halimiz?

Türklerin soyunu kurutmayacak mı idiniz?

Harp esnasında ölüm vardır, kan vardır, gözyaşı vardır.

Adı üstünde harp ediyorsun. Galip gelenler sevinir, mağlup olanlar yerinir.

Biz Türk milleti, başka ülkelerin üzerinde savaşmadık. Kendi topraklarımızı ve kendi benliğimizi, namusumuzu, şerefimizi kurtarmak için savaştık.

Daha önceleri, bu topraklar üzerinde kardeş kardeş yaşayan Ermeni-Rum ve diğer azınlıklar, bu savaş esnasında neden birbirlerine düşman oldular.

Türkler mi istedi, bu düşmanlığı?

Hayır.

Türk yurdu düşman işgali altına girdiğinde, düşmanla birlik ve beraberlik yapanlar Ermeni ve Rumlar değil miydi?

Elbette bunların hepsini aynı kategoriye koyamazsın. Elbette hepsi bu düşmanlığı ve çirkinliği sergilemediler. Türklerle kardeş gibi yaşamak isteyenler bunu yapmadılar. Ancak, aynı Abdullah Öcalan gibi birisinin ortaya çıkarak, tüm Kürt kardeşlerimizi kışkırtarak, birçoğunu kendi saflarına çektiği gibi, o dönemde de Ermeni ve Rum çeteciler, birçok kişileri yanlarına çektiler ve Düşmanla iş birliği yaparak, masum Türkleri katletmeye ve Türk yurduna hakim olmaya çalışmadılar mı?

Bunları kim inkar edebilir?

Ebetteki bu düşmanca davranışlar, iki toplum arasında birbirlerine karşı kin ve nefret hislerinin artmasına ve düşman bir tavır takınılmasına sebebiyet vermiştir.

Türklerin kahramanlığı ve Allah’a sığınarak, ülkelerini ve yurtlarını savunmaları neticesinde kazandıkları Mustafa Kemal Önderliğindeki zaferleri, düşmanlarını korkuttu ve beraber yaşadıkları topraklar üzerinden birçoğunun göç etmesine sebebiyet verdi.

Eğer tersi olsa idi ve bizler savaşı kaybetse idik. Ermeniler işgal ettikleri topraklar üzerinde bir tek Türk bırakacaklar mı idi?

Asıl soy kırımı onlar yapacaklardı. Kıbrıs’ta bunun örneklerini görmedik mi?

208 Türk’ün yaşadığı Lefkoşe’nin Mathiati köyündeki vahşet,

Gibbons’un Ayvasıl (Ayios Vasilios) köyü katliamı, Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı.

Kafkaslarda Ahıska Türklerine uygulanan, Kırım Türklerine uygulanan soykırımlara ne demeli.

Daha  dün dağlık Karabağ’da Ermeni zulmü ve hocalı katliamını yapanlar, binlerce masum Azeri kardeşlerimizi kadın, çocuk demeden vahşice katledenler Ermeni’ler değil mi? (25-26 Şubat 1992)

Çinlilerin Uygur Türklerine uyguladıkları vahşetlere ne demeli?

Bırakın beyler, bırakın, bu geçmişteki safsata işleri. Sıkıyorsa, buyurun gelin, beraberce kardeş kardeş yaşayalım.

Türkün soyunda asalet vardır, hoş görü vardır, insanlık vardır.

Ama sizlerin kanında bu yoktur. Sizler hep düşmanca davranışlar içerisinde olmuşsunuzdur.

Bizler her zaman bağrımızı yabancı insanlara açmışızdır. 500 yıl kardeşçe yaşadığımızı ispatladık, gene ispatlarız.

Bu topraklar hepimize yeter.

Çalışmak istiyorsan, üretken olmak istiyorsan, Türkiye Cumhuriyeti Toprakları üzerinde bizlerle gene kardeşçe yaşayabilirsiniz.

Kaçıp giden biz değiliz.

Savaşta, kaybedenler elbette geri çekilecekler ve korkarak kaçacaklardır. Bunlar her zaman olmuştur ve olacaktır.

Türkler, bugün Yunanistan’da ezilmiyorlar mı? Balkanlarda asimile edilme çalışmaları yapılmadı mı?

Haçlı seferleri ile Türkleri ve Türk yurtlarını yok etme çabalarını sizlerin ataları göstermediler mi?

Geçmiş geçmişte kalmıştır.

Kan davası güdülerek bir yerlere varılamaz.

Bu topraklar üzerinde kimsenin soyu kırılmadı.

Savaşın özelliği öldürmektir. Güçlü olan karşısındakini ezer. Sizler bizleri arkadan hançerlediniz.

Bizleri ezmeye, yok etmeye, tarihten silmeye çalışanlar, Türk milletinin gücü karşısında kaçıp gittiler. Çünkü biz vatanımızı koruduk. Onlar ise bizi yok etmeye vatanımızı almaya geldiler.

Ataları ve kökü bu topraklarda olduğunu iddia edenler, düşmanla işbirliği yapacaklarına, topraklarını savunsalardı, düşmanla savaş saydılar, Türk Milleti ile beraber olsalardı, Türk milletini arkadan hançerlemeselerdi, halen bu topraklarda yaşıyor olurlardı.

Diplomatlarımızı öldürmediniz mi?

Devamlı Türk Milletine düşmanca davranacaksınız, sonra da ikide bir kalkıp temcit pilavı gibi Türkler bizden özür dilesin diyeceksiniz. Özür dilemesi gereken birisi varsa o da siz Ermeni’lerdir.

Toplu katliam yapılan Türk Mezarları var. Bir tane de siz göstersenize. Siz yaygaracı, çıkarcı, menfaatçi ve yalancısınız.

Atalarımız, hata yaptı, sizlere ihanet etti, diye, Siz Türk Milletinden özür dileyin.

Geçmişi devamlı irdeleyerekten bir yerlere varamazsınız.

Bu düşmanca tutum ve davranışlarınıza devam ederseniz;

Türkün hoşgörüsünü, sabrını taşırır ve milliyetçi duygularını kabartırsınız.

Başka bir işe yaramaz bu yaptıklarınız.

Asıl dışımızdaki düşmanlara değil de insan içimizdeki düşmanların tutum ve davranışlarına üzülüyor. Ne biçim insanlarsınız siz? Bu topraklar üzerinde yaşıyor ve yardakçılığınız, uşaklığınız sayesinde de krallar gibi yaşıyorsunuz, bir de utanmadan gerçekleri sizde saptırmaya çalışıyorsunuz. Bilip bilmeden konuşuyor ve Türk milletine ihanet ediyorsunuz. Çıkarınız ne? Papa gibi sizde mi para alıyorsunuz yoksa.

Yapmayın beyler yapmayın. Ekmek yediğiniz yere ihanet etmeyin. Yoksa bir gün gelir sizlerde yaptığınıza pişman olursunuz, ama iş işten geçmiş olur. Yapılan kötülükler kimsenin yanına kalmaz. Zamanı gelir cezasını çeker.

Mustafa Kemal Atatürk Ermeni konusunda hep dik durmuştur. Gerçekleri söyleyerek dünyanın sesini kesmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk Ermeni konusunda Nutuk’ta şöyle demiştir.  “Şüphe edilmemek gerekirdi ki, Ermeni katliamı konusundaki sözler gerçeğe uygun değildi. Aksine, güney bölgelerinde, yabancı kuvvetler tarafından silahlandırılan Ermeniler, gördükleri koruyuculuktan cür’ et alarak bulundukları yerlerdeki Müslümanlara saldırmakta idiler. İntikam düşüncesiyle her tarafta insafsız bir şekilde öldürme ve yok etme siyaseti gütmekte idiler.”

Sonra 24 Nisan tehcir olayı değil, katliamcı komitecilerin tutuklandığı tarihtir.  Siz bizleri öldürme planları yapın bizlerde sizleri tutukla mayalım, yok yaaa!
Bugünkü yöneticilerde keşke Mustafa Kemal Atatürk gibi dik durup dünyanın sesini kesecek tavrı sergileyebilseler.

Türk milleti asildir, Türk milleti sabırlıdır, Türk milleti cesurdur. Türk milletinin sabrını taşırmayın.

Bunu unutmayın.

Zekeriya TÜMER

(ulusalhaber@hotmail.com)

Türkler Ermeni’lerin kökünü kazımışlar, hadi canım sende! - TurkiyeHalki

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir