CHP’yi kutluyorum, aynısını MHP’den de bekliyorum…

CHP’yi içtenlikle kutluyorum.

Çünkü bu sefer, iktidarı gerçekten istiyor CHP.

Nereden çıkarıyorum bunu?

Elbette ilan ettikleri Seçim Bildirgesinden.

Zira, kim ne derse desin;  CHP’nin 7 Haziran 2015 seçimleri için ilan ettiği bildirge ya da beyanname, iktidarı arzulayan bir partinin beyannamesidir.

Siz bakmayın taraflı Cumhurbaşkanı’nın ve diğer AKP yöneticilerinin CHP’nin beyannamesi hakkında “Hayal mahsulü şeyler”, “Bekâra karı boşamak kolaydır”, “Hazineyi batıracaklar”, “Bütçe açığını on katına çıkaracaklar”, “Nasıl olsa iktidara gelmeleri mümkün değil, onun için bol keseden atıyorlar”, “Biz halka gidin dedik, onlar notere koştular” diyerek, CHP’nin seçim beyannamesiyle alay etmelerine.

Bu sefer iktidar partisi, gerçekten korkmuş durumda CHP’den!

Sadrazam Kiziroğlu Ahmet Paşa’nın, Kılıçdaroğlu’nun aylar önce “Emeklilere dini bayramlarda olmak üzere iki kez net maaşları tutarında ikramiye vereceğini noter kanalıyla taahhüt etmesi” üzerine, AKP’nin seçim beyannamesine yap şalap emekli aylıklarına seyyanen 100 TL zam yapılacağını ekletti.

Her nedense Kiziroğlu Ahmet Paşa ve ekselansları Erdoğan, hayatlarını adadıkları “Çözüm Süreci”ni seçim beyannamesinden düşürdüler ama emekli aylıklarına 100 TL. zam yapacaklarına dair düzenlemeyi eklemeyi ihmal etmediler.

Ayda 100 TL demek, yılda 1200 TL demektir.

Demek oluyor ki; AKP de en azından 750 TL emekli aylığı alan bir emekliye yılda 1.5 maaş tutarında ikramiye verilebileceğine ve bunun bütçeyi sarsmayacağına inanmaktadır.

Kiziroğlu Ahmet Paşa, bu 100 TL’lik zammı 150 TL yapsa, o da emekliye yılda 1.800 TL ikramiye verebilir duruma gelecektir.

Demek oluyor ki; CHP’nin önerisi hayal mahsulü bir öneri değil, ayakları yere basan ve iktidar partisince de mantıklı bulunan bir öneridir!

Hiç şüphesiz emeklilere yılda iki maaş ikramiye gibi CHP’nin diğer birçok önerisi de ayakları yere basan, mantıklı önerilerdir;

400 TL. kreş desteği, 360 TL askerlik desteği, asgari ücretin vergi dışı bırakılması ve 1500 TL’ye yükseltilmesi, 360 TL kira desteği, kredi kartı borçlarının bir kısmının silinmesi, çiftçiye verilen mazotun litresinin 1.5 TL’ye indirilmesi, ailelere aylık gelirin 720 TL’nin altına düşmeyecek biçimde yardım edilmesi, çalışan emeklilerden %15 destek primi alınmaması, emekliye iki ikramiye verilmesi, evsizlere ayda 277 TL sabit taksitle 70 metrekare ev verilmesi vs.

Esasen, yukarıda sayılanların birçoğu bu hükümet tarafından da zaten uygulanmaktadır.

CHP’nin önerdiği ise, bunların miktarlarının biraz daha arttırılmasından ibarettir.

Mesela hükümet, yerel yönetimler vasıtasıyla fakir fukaraya bir sürü ayni yardım, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları vasıtasıyla da nakdi yardımlar yapmaktadır.

Anladığım kadarıyla CHP’nin yapacağı, bu yardımların tek elden ve nakdi olarak yapılacağıdır.

Yani CHP’nin seçim beyannamesinde yapmış olduğu ekonomik önerilerin maliyeti öyle iktidar Partisi yetkililerinin açıkladıkları gibi bütçeye ek yük getirecek şekilde ve mesela iktidar partisi yetkilerinin iddia ettikleri gibi 149 milyar TL civarında değildir.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak’a göre; CHP’nin vaatlerinin bütçeye getireceği ilave yük, ancak AKP’nin uzmanlarının yapmış olduğu maliyet hesabının yarısı kadardır.

Faik Öztrak, yanlış hatırlamıyorsam bu rakamı 69 milyar TL olarak açıkladı geçenlerde katılmış olduğu bir televizyon programında.

Bülent Arınç’ın bundan birkaç hafta önce Bursa’da yapmış olduğu bir konuşmada “Hükümetimiz israfı önleme konusunda başarısız olmuştur. Eğer israfı önleyebilseydik vatandaştan vergi toplamaya lüzum kalmazdı..” şeklindeki açıklamasını dikkate aldığımızda, CHP’nin önerilerinin maliyeti oldukça düşük bile kalmaktadır!

Çünkü Türkiye’nin 2015 yılı bütçe gelir tahmini 452 milyar TL’dir ve bu rakam içinde vergilerin payı herhalde 400 milyar TL’den aşağı değildir!

Dolayısıyla; CHP’nin ekonomik önerilerinin yaklaşık 70 milyar TL tutan maliyetini karşılamak hiç de zor olmasa gerekir.

Hatta Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın 149 milyar TL olarak açıkladıkları rakam bile kolayca ödenebilir Bülent Arınç’ın yapmış olduğu açıklamaya göre.

CHP, AKP’nin yaratmış olduğu hırsızların arpasını kessin, bu hırsızların elindeki hırsızlık malı serveti geri alsın, vergileri adam gibi toplamayı becersin ve ayrıca kendisi de yeni hırsızlar ordusu yaratmasın tamamdır bu iş!

İşte o zaman AKP’nin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e de gidip “CHP bu vaatleri gerçekleştirsin, ben de CHP’ye oy veririm” şeklindeki sözlerinin gereğini yapmak düşer.

Dini Bayram Vurgusu!

CHP’nin emeklilere yılda iki ikramiye verme sözünün son derece mantıklı ve ayakları yere basan bir öneri olduğunu ve bu önerinin dolaylı yoldan olmak üzere iktidar partisi tarafından da benimsendiğini yukarıda dile getirdik.

Burada dikkatimizi çeken bir başka husus; CHP’nin bu iki ikramiyeyi, Ramazan ve Kurban Bayramları olmak üzere iki dini bayramda verecek olmasıdır.

Yani CHP, mesela yılın birinci ve yedinci ayı gibi son derece mantıklı olan ve hiç kimse tarafından da itiraz edilemeyecek bir zaman dilimine vurgu yapmak yerine; dini bayramlara vurgu yapmış bulunmaktadır.

Bundan amaç, özellikle yaşlı emeklilerin çok daha muhafazakar ve dindar olduğunu düşünmüş olmalıdır.

Zira iki dini bayram arasında 70 gün fark vardır ve CHP, her altı ayda bir ikramiye vermek gibi son derece mantıklı bir zaman dilimini esas almak yerine, dini bayramları ön plana çıkarmış bulunmaktadır.

E bu durum, bizim için de isabetli bir tercihtir.

Bu konuda da kutluyorum bu düşüncenin sahiplerini.

İktidar partisi, CHP’nin “Taşeron işçileri kadroya alacağız” şeklindeki vaadini de bütçeye yük olarak algılama yanlışına düşmektedir.

Oysa, devlete hizmet veren taşeron işçilerin ücretlerini ve diğer maliyetlerini zaten devlet ödemektedir.

Zira taşeronluk yapan firmalar, herhalde her türlü işçi maliyetlerini hesap ederek giriyordur devletin bu konuda açmış olduğu ihalelere.

Dolayısıyla; CHP’nin bu konuda yapacağı tek şey, taşeron işçileri devlet kadrosuna geçirerek onlara iş güvencesi sağlamak ve yandaş firmaların kayrılmasının önüne geçmektir.

Bunun dışında; taşeron işçileri devlet kadrosuna geçirmekle bütçeye ilave yük getirileceğini düşünmek büyük ölçüde saçmalıktır!

Okul çocuklarına, ders kitapları zaten bedava veriliyor.

Kitaplara ilave olarak üç beş defter, kalem ve bir çanta verilmesinin ne maliyeti olacaktır?

Öte yandan CHP’nin “her ailenin evine 720 TL’lik para girişi temin edilecektir” şeklindeki vaadi de yeterince anlaşılamamış gözükmektedir.

CHP,  hiç geliri olmayan ailelere 720 TL vereceğiz, bunun altında geliri olan ailelere ise aradaki farkı ödeyeceğiz diyor.

AKP Telaşa Düşmüştür!

Dolayısıyla; ben, CHP’nin özellikle topluma yönelik olan, yani vatandaşın direk cebini ve mutfağını ilgilendiren ekonomik önerilerini tuttum arkadaş.

AKP’nin seçim beyannamesi yerine, kamuoyunda günlerdir CHP’nin seçim beyannamesinin konuşulmasının sebebi de, CHP’nin seçim beyannamesinin toplumun geniş kesimleri tarafından benimsendiğinin delilidir bence.

Bu sebeple olacak; AKP yönetimi, telaşa kapılmış ve Tayyip Bey’in başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından hemen sonra yine hamasete sarılmış ve Tayyip Bey’in paçasına tutunmuş durumdadır.

Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında yapılan bakanlar kurulu toplantısından hemen sonra “Yüz Yıllık Destan” isimli ve “Çanakkale Zaferi”ni konu alan tanıtım filminin palas pandıras televizyonlar vasıtasıyla yayına verilmesi bu yüzdendir.

Söz konusu tanıtım (ve elbette AKP’nin seçim başarısını amaçlayan propaganda) filminde; yine ezan, namaz, bayrak, din, iman ve şehitlik üzerinden propaganda yapılmaktadır.

Üstelik söz konusu filmde Tayyip Erdoğan, A.Nihat Asya’nın “Dua” isimli şiirini okuyor ve Çanakkale şehitliğinde dua ederken görülüyor.

Atatürk’ün canlı görüntüsünün ve Cumhurbaşkanlığı forsunun gösterilmesi de ihmal edilmemiş tanıtım filminin sonunda.

Oysa çok değil, daha üç beş gön önce Tayyip Bey, Atatürk’ün kurmuş olduğu “Parlamenter Demokrasi” için “Bekleme odasına aldık, Türkiye’nin kurtuluşu başkanlık sistemindedir” demişti.

Söz konusu tanıtım filminin Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlatıldığı söyleniyor.

Maliyeti de herhalde C.Başkanlığı bütçesinden karşılanmış olmalıdır.

Kim bilir belki de Tayyip Bey’e tahsis edilen “Tahsisât-ı Mestûre”den karşılanmıştır!

Cumhurbaşkanlığı Bütçesinden AKP Propagandası Yapılmaktadır!

Özetle; bu tanıtım filmi düpedüz maliyeti Cumhurbaşkanlığı bütçesinden karşılanarak hazırlanmış bir AKP propaganda filmidir dostlar.

Diyeceksiniz ki; ne alakası var?

Alakası olmaz olur mu hiç?

AKP demek Tayyip Erdoğan demektir.

Ya da tam tersi, Tayyip Erdoğan demek AKP demektir.

Tayyip Bey’in dilinden hiç düşürmediği “Ben tarafsız bir cumhurbaşkanı olmayacağım” sözünü unuttunuz mu yoksa?

Aynısını MHP’den de Bekliyoruz!

Son söz:

Bana göre; CHP’nin Seçim Beyannamesi, AKP’nin Seçim Beyannamesi’nin yaratmış olduğu etkiyi silip süpürmüştür.

Toplumda bir sinerji yaratmıştır.

Şimdi aynı sinerjiyi MHP’den de bekliyoruz.

MHP, madem ki; beyanname açıklama işini en sona bıraktı, MHP’nin, açıklanan beyannamelerden de hareketle toplumda yankı uyandıracak bir beyanname açıklamasını beklemek her şeyden önce bir seçmen olarak bizim hakkımızdır diye düşünüyorum.


Yazıları posta kutunda oku


“CHP’yi kutluyorum, aynısını MHP’den de bekliyorum…” için bir yanıt

  1. meryem avatarı

    kurtadamıyerodaderkibukurtbeniyemez,ohardekurtlarıncehenneminehoşgerdinderiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir