KKTC’de bütün dikkatler 26 Nisan günü yapılacak seçimlere yönelik.
Kim kazanacak, kim kimi destekleyecek, falan aday desteğini kime verecek gibi sorular herkesin ağzında. Dedikodu mekanizması da, ışık hızından daha da süratli bir şekilde, müthiş bir hızla çalışıyor.
Bugünlerde Rum tarafında nelerin olduğuna ve nelerin yaşandığına dönüp bakan yok, işin gerçeği aldıran da yok. İster batsın, ister çıksın havasında herkes.
Bu tabii sadece bir hafta süreli bir düşünce ve 27 Nisan günü birçok insanın gözü gene Rum tarafına dönecek. 2015-2020 dönemi boyunca Cumhurbaşkanlığı görevini yapacak kişinin asli görevi görüşmeler olacağından, Rum tarafının ekonomik durumu, politik durumu, görüşmelerin devamına istekli olup olmadığı gene önem kazanmaya başlayacak.
Kıbrıs Rum tarafındaki olumsuz iç gelişmeler, kurumların yerle bir olması, skandallar, yargıda ve belediyelerde rüşvet iddiaları ve iç çekişmeler doruğa çıkmış durumda. Anastasiadis içte yaşanan bu olumsuzluklar nedeni ile masaya oturmak istemiyor. Hem eli zayıf, hem de neredeyse her hafta yaptırdığı kamuoyu yoklamalarına göre halkın desteği de aşağılara inmiş, tabanı da kaymış durumda. Müzakere masasına bu koşullar altında oturursa elindeki birçok gücü kaybedeceğini ve üstelik bir de bir şekilde Kıbrıslı Türklerle anlaşamaya varıp, onları yönetime ortak ederse, asırlar boyu vatan haini olarak anılacağını çok iyi biliyor. Bu nedenlerden dolayı da, bu koşullar altında masaya oturmayı hiç istemiyor.
Anastasiadis’in bütün isteksizliği ve masaya oturmamak için gösterdiği gayretin bir sonuç vermeyeceği ve seçimlerin sonuçlanmasından kısa bir müddet sonra da masaya oturacağı veya zorla oturtulacağı kesin.
Doğalgaz konusu biraz daha kötüleşti Rum tarafında.
MEES, ENI ve TOTAL şirketleri arama izni aldıkları bölgelerde dişe dokunur birşeyler bulamadıkları için valizlerini toplamaya başladılar. 2016 yılında sözleşme tarihi bitince bölgeden ayrılmayı hedefliyorlar. Afrodit parselinde yani 12. parselde bulunan doğalgazın da bir işe yaramayacağı belli olduğundan, beklentiler iyice aşağılara indi. Enerji konularına ilişkin Middle East Energy News, Analysis & Supporting Data (MEES) uzmanlarının görüşleri artık yolun sonuna gelindiği şeklinde.
İpotek Yasası’nın Rum Meclisinde kabulü ile tam bir tsunami yaşayacak Rum ekonomisi. AB’nin çıkarları doğrultusunda acımasızca çalışan Troika bu konuda asla taviz vermek niyetinde değil. Tam tersine evlerle birlikte iş yerlerinin de satılarak bankalardan alınan borcun yerine konmasını istiyor.
AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu bile durumun çıkmazda olduğunu ve Hükümetin, memorandum ve kemer sıkma politikası yolunda yürümeye devam etmesi halinde, bu çıkmazın alaşağı edilemeyeceğini söylüyor.
Ekonomik sorunlara ilaveten Kıbrıs Rum tarafında, yönetim tarzının 3 ayağından bir tanesi olan yargıda da büyük sorunlar yaşanıyor. Yargı büyük darbe almış durumda.
Rum tarafındaki en önemli gelişme, Yunan Dışişleri Bakanlığının Kıbrıs müzakerelerinde Rum Yönetimi’ni takviye etmek için bir uzmanlar grubu oluşturmak kararını alması. Yıllardır “Biz Kıbrıs konusu ile ilgilenmiyoruz ve karışmıyoruz” diyen Yunanistan’ın aniden Kıbrıs müzakerelerinde taraf olmaya karar vermesi, biraz da bölgedeki dengelerin değişim trendine girmesi ile ilgili olduğu kesin.
Gelecek senenin Mayıs ayında Rum tarafında Temsilciler Meclisi seçimleri yapılacak. Topu topu 13 ay kaldı seçimlere. Seçimlerin bitimine kadar Anastasiadis’in masada dansöz gibi kıvıracağını şimdiden öngörmek hiçte yanlış olmayacak. Müzakerelerden, koşullar ne olursa olsun, bir beklentiye girmek, iyi niyetten öteye gidemeyecek bir hayal sadece….
Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com
Facebook: Ata Atun
24 Nisan 2015