Seçmen artık daha bilinçli oy kullanacak…

NECDET BULUZ

7 Haziran seçimlerine iki aydan az bir zaman kaldı. Kamuoyu araştırma grupları da anketlere hız verdi. Yapılan anketlerde deneklere artık “7 Haziran’da yapılacak seçimde hangi partiye oy vereceksiniz?”sorusunun yanı sıra değişik sorular da soruluyor. Alınan yanıtlardaki oranlar artık seçmenlerin sandığa daha bilinçli gideceğini ve oyunu da buna göre kullanacağını gösteriyor.
Örneğin, deneklere “Türkiye özgür bir ülke mi? Basın hür mü? Demokratik miyiz? Sosyal medyaya uygulanan sansürden memnun musunuz? Yürüyüş, protesto ve ifade özgürlüğü var mı?” şeklinde sorular da yönetiliyor. Bu sorular aynı zamanda AK Parti tabanına da soruluyor. Bu anketlere verilen yanıtlardan alınan sonuçlar da seçmenlerin sandığa bir sorumluluk içinde gideceğini gösteriyor.
Son yapılan bir ankette AK Parti seçmenin yüzde 34,5’inin medyaya sansür olduğunu söylüyor. “Hayır, sansür yok” diyenler ise yüzde 20,2 olarak belirlenmiş. Bu sonucun 51 ilde yapılan “Türkiye’de Siyaset, Medya ve İnternette Özgürlükler” adlı bir araştırmanın sonuçları olduğunu belirtelim. 2356 kişi ile yüz yüze yapılan araştırmayı Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ve Doç.Dr. Erik Nispet üçlüsü gerçekleştirmiş.
Şimdi asıl sorun, Türkiye’deki en büyük sorunun ekonomik göstergelerdeki kötüye gidiş ve işsizlik olarak gösteriliyor. AK Parti tabanının da en büyük sorun olarak bunları görmesi ve ortaya koyması önemlidir.
Çünkü AK Parti,14 yıllık iktidarını bugüne kadar kısmen de olsa işsizliği çözüp, ekonomideki göstergelerdeki kırılmalara fırsat vermeyerek sürdürmeyi başarabildi. Ancak, şimdi öyle görünüyor ki artık tabanı da ekonomideki kötü gidişten ve işsizlikten son derece rahatsız olmaya başladı. Nitekim yapılan araştırmalarda AK Parti’ye daha önce oy verdiklerini söyleyenlerin artık bu konuları bugünkü kadroları ile iktidar partisinin başaramayacak görüşte olduklarını vurgulamaları da önemsenmelidir.
Bunlar, seçmenin bundan böyle körü körüne oy vermeyeceğini gösteriyor.
Hiç kuşkusuz sorun, sadece bunlarla sınırlı değil. İktidar partisinin özellikle PKK konusunda verdiği tavizler, Türk, Türkiye bayrağımız ve Atatürk konusundaki tahribatlara duyarsız kalması da AK Parti tabanındaki milliyetçi oyları rahatsız etmiştir. Bu oylar, şimdi MHP’ye akmaya başladı. Üst üste yapılan anket sonuçlarında da bunu görebiliyoruz.
Hükümet olanların yolsuzluk ve rüşvet ile mücadelede ortaya tam bir irade koyamamış olması, 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının etkisi de seçmen üzerinde bir etki bırakmış bulunuyor.
PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin barajı geçip geçemeyeceğini bilemiyoruz. Kamuoyu araştırma grupları yetkilileri “Geçebilir de, sınırda kalabilir de” diyor. HDP’nin kritik eşikte olduğu söyleniyor. Bu partinin en az yüzde 3 oranında oyu AK Parti’den kopardığı görüşü ortaya konuluyor.
PKK ile başlatılan “Barış Süreci”nin iktidar tarafından iyi yönetilemediği, bundan da HDP’nin istifade ettiği de söyleniyor. Özellikle Doğu ve güneydoğu’da daha önce AK Parti’ye oy vermiş olan Kürt seçmenin yüzde 2,5 kısmının şimdi HDP’ ye oy vereceği de anket sonuçlarında ortaya çıkıyor.
Yapılan araştırmalarda en az yüzde 5 oranında milliyetçi oyların da MHP’ye kaymakta olduğu ifade ediliyor. Bunların yanı sıra daha önce AK Parti’ye oy vermiş olan, ancak şimdi artık iktidar partisine oy vermeyi düşünmeyen yüzde 2’lik bir seçmeni de bunlara katacak olursak ortaya çıkan tablo AK Parti’nin şu an için yüzde 10 dolayında bir oy kaybı ile karşı karşıya kaldığını gösteriyor.
Bu tablodan çıkan sonuç, iktidar partisinin bu koşullarda tek başına iktidar olamayacağını, Anayasa’yı değiştirecek çoğunluktan uzak kalacağını, muhalefetin de güçlenerek Meclis’te yer alacağını göstermesi bakımından önemlidir.
Nitekim 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bu konularda yaptığı değerlendirmede AK Parti’nin yeniden iktidar olması halinde eski gücünde olamayacağını, muhalefetin de güçlü biçimde Meclis’e geleceğini söylemişti.
Demek ki, AK Parti’deki erimeyi gerçek anlamda görenler de var. Bu nenle uyarıda bulunmayı ihmal etmiyorlar. Düşüşteki en büyük neden olarak da ekonomideki istikrarsızlık, artan işsizlik, pahalılık, yolsuzluk ve rüşvet iddialarının da önemli rol oynadığını görmekteyiz.
2356 kişiyle yapılan araştırmanın sonuçlarını Milliyet Gazetesi’nden Mehveş Evin köşesine taşımış. Biz de bu sonuçlardan bir alıntı yaparak bugünkü yazımızı sonlandırıyoruz:
– Katılımcıların yüzde 53,6’sının “Azınlık haklarını savunan içeriğin sansürlenmesine karşıyım” demesi, ümit verici.

– Kadın/erkek eşitsizliği ve erkek şiddetinin “Türkiye’nin en önemli sorunlarından” sayılmaması, ümit kırıcı.

– Hükümeti eleştiren içeriğin sansürlenmesine sadece yüzde 20 destek vermiş. AKP seçmeninin bile sansüre karşı olması, ümit verici.

– Buna karşılık “Siyasi liderlerin itibarını zedeleyecek içeriğin Sansürlenmesi”ne yüzde 35’in evet demesi, hem kafa karıştırıcı, hem ümit kırıcı.

– Çevreyle ilgili sorunların (enerji, susuzluk) Türkiye’nin gelecekteki en önemli sorunları arasında görülmesi, ümit verici. Sürdürülemez enerji politikalarında ısrar eden AKP’ye ve ekoloji sorununu küçümseyenlere belki ders olur.
necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com

NECDET BULUZ - sandik secim

Yorumlar

  1. Mustafa Aslan AKSUNGUR avatarı
    Mustafa Aslan AKSUNGUR

    Bizim kendilerine güven duyan kaynaklarımız ve partilerimiz bu: 17/25 Aralık yolsuzlukları ve de başkaca rüşvet operasyonlarını çok daha etkilice seçmene ulaştırmaları gerekirdi.
    Ama, ne yazık ki yeterince değil, yetersiz olarak bile durulmuyor bu konuların üzerinde…
    Bencileyin seçmen vatandaşların beyinlerinde ise: “Demek ki, hiç bir parti YOLSUZLUKLARIN üstüne gitmeye cesaret edemiyor. Anlaşılan o ki, kendileri de 17/25 Aralık yolsuzluklarını bile aratacak eylemler için iktidar olmayı istiyorlar..! endişesi, bencileyin yüzde 90 vatandaşımızın beyinlerini meşe kopru gibi yakmaktadır. “Hodri meydan!” Seçmen vatandaşlar olarak bekliyoruz bu hassas konunun deşelenmesini… m.a.a.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir