Soykırım konusunda en az konuşması gerekenlerin başında Vatikan’ gelir…. Haçlı seferlerinden başlayan ve en fazla Yahudilerin varlıklarını yağmalamak için yapılan soykırımın azmettiricisi o tarihlerde Papalık olmuştur….
30 yıl savaşları hatırlandığında, Vatikan’ın yönettiği 1618/1648 dönemindeki Katolik, Protestan çatışmasında katledilen insanların sayısı bile bilinmemektedir…
Almanya’da binden fazla yerleşim yerinin tahrip olduğu ve Alman nüfusunun üçte birine yakın kısmının yok edilmiş olduğu bu süreçte görülmektedir…. Gene Katolik Protestan mezhep çatışmasının yer aldığı Saint Barthelemy (1572) katliamında bir gecede binlerce Protestan’a karşı çoluk çocuk demeden soykırım uygulanmıştır Bu olay da Vatikan merkezlidir…..Diğer yönden, Engizisyon mahkemelerinin odun yığınları üstünde cadı oldukları iddiasıyla yaktıkları kadınların sayısı bile tüyler ürperticidir….
Kısaca, Papa Hazretleri soykırım konusunda tarihe mesaj verirken 1947 de uluslararası hukukta kabul edilmiş buluna holokost yasasına göre geriye dönük olarak değerlendirme yapmaktadır…Vatikan, 1915 de savaş yılları içinde meydana gelen olayları siyasi malzeme yaparken, aynı açık kalpliliği güncelliği hala taze olan Bosna, Karabağ katliamları için neden söylememiştir….
Cezayir bağımsızlık savaşı sırasında 1,5 milyon Cezayirlinin katledilmesi konu olduğunda sadece Vatikan değil bütün medeni (!) batı sessiz kalmaktadır….. Maalesef, artık günümüzde siyasetin yozlaştırdığı birçok kurum gibi, BM , AB, AP. Vb kurumlara olan inanç da giderek yok olmaya başlamıştır … Meşrebe göre olayları yorumlayıp, gene meşrebe göre toplumların önüne sunumda bulunmak , inandırıcılıktan uzaktır ve güven duygusu saygın olması gereken kurumlara karşı kaybolmaktadır…..
Özetle, bundan böyle alınmış olan tüm kararlar gibi, benzerleri şeklinde alınacak olan diğer kararlar da , Türk toplumunun umurunda bile değildir….
From: Ismail sarıçay
PAPA STOP
Uzun yılardan beri Nisan ayı hep başımıza dert olmuştur. Dert olmaya da devam etmektedir.
Hepimizin malumu Ermeniler 24 Nisan 1915 gününü Türklerin Ermenilere karşı soykırım! yaptığı gün olarak ilan etmişlerdir. Bütün dünyaya da bunu kabul ettirmeye çalışmaktadırlar.
Her yıl Nisan ayıyla birlikte ABD kongresinde Ermeni soykırım tasarıları hazırlanır, demeçler verilir, raporlar hazırlanıp yayınlanır. Keza bazı Avrupalı devletlerde de benzerleri yapılır. Türkiye bu suçlamayla baskı altına alınmaya ve bazı tavizler koparılmaya çalışılır.
Bizde etmedik, tutmadık diyerek yasak savma kabilinden bağırırız, çağırırız o kadar.
Bu konuyla ilgili bütün belgeler, bilgiler, hatta canlı şahitler elimizde ve lehimizde olmasına rağmen bir türlü bunları dünya kamuoyuna mal edemeyiz, duyuramayız. Böylece bu durum yüz yıldan beri devam eder gider.
Ermeniler ise yirmi dört saat üç yüz altmış beş gün altı saat çalışmaya devam eder. Ellerinde doğru dürüst belge ve bilgi olmadığı halde Türkiye’nin boynunda boza pişirir. Bir adama kırk gün deli dersen deli olur misali, Ermeniler bu iddialarını tekrarlaya tekrarlaya Türkiyenin üzerine yapıştırmaya başlamıştır.
Ermeniler çalışmaya, biz uyumaya, bilim adamlarımız ve tarihçilerimiz de görmezden gelmeye devam eder.
Ne yazık ki bizler Türk ve dünya kamuoyuna ne doğu Anadolu’daki Ermeni katliamlarını anlatabiliriz, ne de Hocalı’daki Azeri Türklerine yapılan soykırımları.
Eee ne demişler çalışan kazanır.
En dikkat çekeni bu yıl Ermeni soykırım iddiaları ABD yerine daha tehlikeli ve daha farklı bir yerden geldi.
Peki, nereden geldi bu tehlikeli girişim derseniz?
Hepimizin malumu dünya Katoliklerinin temsilcisi Vatikan’daki Papa’dan.
Katoliklerin Vatikan’daki ruhani lideri Papa Francesco, 1915’de Ermenilere uygulanan tehcir sırasında ölenleri anmak için Vatikan’da bir ayin düzenledi. Papa düzenlediği bu ayinde, 20’nci yüzyılın ilk soykırım kurbanlarının Ermeni toplumu olduğunu iddia etti.
Burada Papa’ya, Papa stop(dur) diyoruz.
Çünkü bunu söyleyecek en son kişilerden birisi sensin.
Sonra sen din adamı olarak tarihi bir konuda hakemlik rolüne soyunamazsın. Buna ne haddin, nede yetkin vardır.
Neden mi?
Şundan. Papaların kışkırtmasıyla oluşturulan Haçlı seferleri neticesinde uygulanan Müslüman ve inanç soykırımları hala unutulmadı.
1200’lü yıllarda Anadolu’da Müslüman Türklere karşı yapılan Haçlı seferlerinde taş üstünde taş, gövde üzerinde baş bırakılmadı. Önce sen bunların hesabını ver, ondan sonra konuş.
Kocaman Endülüs İslam devletinin halkı ne oldu, nerede bu insanlar ve torunları, göğe mi çıktılar, yoksa soykırıma mı uğradılar?
Geçmişte Hıristiyan âlemini Türklere ve Müslümanlara karşı kışkırtan papalar gibi söylemde bulunmak, tarihten ders alınmadığını göstermektedir.
Peki, tarihi bir konuda Papanın böyle bir söylemde bulunması, ayin düzenlemesi neyin nesidir ya da neyin işaretidir dersiniz.
İşte bunun üzerinde biraz düşünmek gerekir.
Bir yanıt yazın