NECDET BULUZ
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin gelişmesinde en büyük rolü medya üstleniyor. Bunun yanında her iki kardeş ülkenin Sivil Toplum Teşkilatlarının da bu ilişkilerdeki payını inkâr etmemek gerekiyor. Bunun yanında gerek Azerbaycan, gerekse Türk tarafından bazı milletvekillerinin de bu ilişkilerin güçlenmesinde önemli rol üstlendiklerini görüyoruz.
Bugün, Azerbaycan’ın çok çalışkan ve iki ülke arasındaki bağların güçlenmesinde kilit rol oynayan Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva’dan söz etmek istiyoruz.
Geçenlerde Sivas’a gelen ve burada yapılan toplantılarda Türkiye-Azerbaycan ilişkilerindeki gelişmelerden söz eden Paşayeva “İlişkilerimizin daha da güçlenmesinde medyanın çok önemli rolü var. Eğer, Türk televizyonları ve basını bu ilişkilere daha önem verirse bölgedeki işbirliğimizin güçlenmesi ve güçlü devlet anlayışımıza katkı sağlayabilir. Bu nedenle Türk medyasına daha büyük önem düştüğünü görmekteyiz” demiştir.
Biz de bazı toplantılarda Paşayeva ile bir araya gelme fırsatlarını buluyoruz. Yaptığımız görüşmelerde Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde medyaya düşen görevler konusunda uzun sohbetlerimiz olmuştur.
Geçenlerde Türkiye Gazeteciler Federasyonu bir grup gazeteci ile Bakü’de bazı etkinliklere katıldı. Bu etkinliklerde Ganire Paşayeve ev sahibi olarak bazı toplantılara katıldı, konuşmalar yaptı. Bu konuşmalarda özellikle Türk televizyonlarının Azerbaycan’a ilgisizliğinden yakındı. “Türk televizyonlarında Azerbaycan’a yetersince yer verilmiyor” dedi.
Şunun altını çizelim:
Azerbaycan’da Türk televizyonları çok seyrediliyor. Özellikle dizilere karşı büyük ilginin var olduğunu biliyoruz. Haber ve tartışma programlarının da en az diziler kadar etkili olduğu da Azeri yetkililerince dile getiriliyor.
Türk televizyon yayınları Azerbaycan’a bu kadar etkili olunca, iki ülke arasındaki ilişkilerde de bu etkinin meyvelerin alınması doğaldır. Paşayeva işte bu noktadan yola çıkarak, şu görüşlerini yansıtıyor, söylediklerini sizlerle paylaşalım:
” Azerbaycan ve Türkiye bir millet iki devlettir. Biz böyle bir bilinçle yürüyoruz ve bizim düşüncemiz Türkiye’nin gücü Azerbaycan’ın gücü, Azerbaycan’ın gücü Türkiye’nin gücüdür. O yüzden, tek Azerbaycan’da değil dünyanın her yerinde yaşayan Azerbaycan kökenli insanlar, Azerbaycan Türkleri bulundukları her yerde Azerbaycan’ın menfaatlerini savundukları gibi, Azerbaycan’a bir haksızlık olduğu zaman ona karşı mücadele ettikleri gibi, Türkiye’nin de menfaatlerini her zaman savunacaklar, bir haksızlık olduğunda ona karşı olacak ki böyle haksızlık olmasın. . Türkiye’deki gençlerimiz de Azerbaycan’ı daha yakından bilecekler, tanıyacaklar, sahiplenecekler. Türkiye’deki gençler, ‘Azerbaycan ne kadar güçlenirse bizim gücümüzdür ve Azerbaycan’daki gençler Türkiye ne kadar güçlenirse bizim gücümüzdür diye düşünecekler. Bizim böyle bir nesli yetiştirmemiz gerekir. Bunun için de Türkiye’deki insanımız ve gençlerimiz Azerbaycan’ı daha yakından tanıması bilmesi gerekir. Çünkü tanımadan bilmeden sahiplenemezsiniz. Gençlerimiz birbirlerini iyi tanıyacaklar, tarihimizi bugünümüzü, geleceğimizi, bölgemiz üzerinde oynanan oyunları. Bu bölge zor bir bölge, dünyada bugün zor günler yaşıyoruz, zor bir bölge. Hakkımız olan yeri almamız ve bize olan haksızlıklara karşı koyabilmemiz için birlik beraberlik ve dayanışmamız çok önemli. Azerbaycan’da Türkiye’nin tanınmasında en büyük misyonu gazeteler, televizyonlar gazeteciler oynuyor. Azerbaycan’da Türkiye’yi daha iyi biliyorlar çünkü Azerbaycan’da Türk televizyonları çok seyrediliyor. Bugün gidip herhangi bir kapıyı çaldığınızda iki kapıdan birinde Türk televizyonlarını açık görebilirsiniz. Ama Türkiye’de Azerbaycan televizyonları o kadar seyredilmediği için Türkiye’de daha da çok ihtiyaç var “
Bu noktada bazı eksikliklerin olduğunu biz de görüyoruz. Eğer, iki kardeş ülke arasındaki var olan ilişkilerin daha da yukarılara taşınması gerekiyorsa, bunda hiç kuşkusuz sadece medyanın ilgisizliği rol oynamıyor. Parlamentolar arası ilişkiler, STK’ların çalışmalarının yetersizliği, kültürel etkinliklere gereği kadar önem verilmemesi, bazı ciddi konularda gereken çalışmaların yapılmamasını da bunlara ekleyebiliriz.
Konu ile ilgili sadece çarpıcı bir örnek vermek isteriz:
Azerbaycan’da Ganire Paşayeva gibi başka parlamenter yok mu? Bu konularda çalışan, didinen, kendisini iki ülke ilişkilerine adayan başka parlamenterler ortaya çıkmayacak mı? İki ülke arasındaki ilişkiler için TBMM’de Kurulu olan parlamenterler arası Türkiye-Azerbaycan Dostluk Grubu’ndan Türkiye’den hangi parlamenter Azerbaycan ile ilişkilerin daha da gelişmesi konusunda hangi çalışmaları yaptı?
Bizim izleyebildiğimiz kadarı ile sivil toplum teşkilatları içinde Türkiye’den Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği dışında her iki taraftan hangi STK’lar hangi konuda etkili çalışmaya imza attı? Bütün yükü taşıyan ve her türlü etkinliğe imza atan EkoAvrasya olmuştur. Sadece göstermelik ve yüzeysel turistik geziler düzenleme ile hedeflenen konularda sonuç almanın mümkün olmayacağı artık görülmelidir.
Medyanın konulara ilgili olması, bir noktada yapılan etkinliklere bağlıdır.
Biz, Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva’nın görüşlerine ve sitemlerine katılıyoruz ama bunun sadece medya ile sınırlı kalmaması gerektiğinin de altını çizmekte yarar görüyoruz. Ne yazık ki bu konularda asıl çalışması ve çaba göstermesi gerekenler ortalarda görünmüyor.
[email protected]
[email protected]
Bir yanıt yazın