Türkiye’deki 43 Kırım Tatar sivil toplum örgütü tarafından kurulan “Kırım Tatar Teşkilatları Platformu” 4-5 Nisan 2015 tarihlerinde Kırım Tatarlarının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı Refat Çubar, Kırım Tatar Millî Meclisi üyeleri ile birlikte Ankara’da toplanmış ve önemli kararlar almıştır.
Platforma MHP Eskişehir Milletvekili Dr. Ruhsar Demirel ve Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt da katılmıştır.
Platform’da alınan kararlar aşağıdadır:
• Kırım’ın Rusya Federasyonu tarafından işgali hukuk dışı ve uluslararası toplumca cezalandırılması gereken bir eylemdir. Rusya Federasyonu, bu işgal ile her türlü uluslararası hukuk kuralını ve uluslararası topluma ait evrensel ve ahlaki değerleri çiğnemiştir.
• Kırım’ın işgali sonrasında Rusya Federasyonu tarafından Kırım Tatarlarına yönelik baskılar artarak devam etmiş, Kırım Tatarlarının demokratik hakları ortadan kaldırılmış, kaçırılarak öldürülmüş, liderlerinin vatan Kırım’a girmesi yasaklanmış, Kırım Tatar Meclisi Başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz tutuklanmış, Kırım’da yaşayan toplum liderlerimiz ve doğrudan halkımız gözaltı ve tutuklamalarla baskı altına alınarak Kırım Tatarlarının hayat ve düşünce özgürlüğü ortadan kaldırılmıştır.
• Kırım Tatar televizyonu ATR ve Kırım Tatarlarına ait yayın organlarının kapatılması, Kırım Haber Ajansı’nın anavatanından ayrılmak zorunda bırakılması İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile korunan düşünce, ifade ve basın özgürlüğünün açıkça ihlalidir.
• Kırım Tatar gençlerinin işgalci Rusya ordusu tarafından zorla askere alınması ve mecburi vatandaşlık uygulaması, Rus pasaportu almayan insanların işlerinden atılması, Kırım’dan çıkartılması vatandaşlık, ikamet ve çalışma hürriyetlerinin ortadan kaldırılmasıdır.
• İşgal eylemi ile oluşan suçun ve işgalden sonra Kırım’da yaşayan başta Kırım Tatarları ve diğer halkların İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile korunan hak ve hukuklarına tecavüz eden tüm suçların ve bunların faillerinin uluslararası mahkemelerde bir an evvel yargılanması sağlanmalı, Uluslararası Adalet Divanı nezdinde bir komisyon kurularak çalışmalara başlanmalıdır.
• Rusya Federasyonu, Kırım Tatarlarının ana vatanları Kırım’ı işgale derhal son vermeli ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü uluslararası toplumun güvencesinde tekrar sağlanmalıdır.
• Hür ve demokratik dünya devletleri ve uluslararası kuruluşlar tarafından Rusya Federasyonu’na karşı başlatılan yaptırımlar artarak devam etmeli, uluslararası hukuka ve demokrasiye inanan tüm devletler bu yaptırımlara var gücü ile destek vermelidir.
• Yaptırımlar ve ambargonun etkili bir şekilde işleyebilmesi için bütün ilgili ülkelerce gerekli tedbirlerin alınması ve bu hususta titizlik gösterilmesi sağlanmalıdır.
• Bu bağlamda; Kırım Tatar tarihinin en büyük faciası olan 18 Mayıs 1944 Sürgün ve Soykırımının Türkiye’de çok büyük bir mitingle anılması amacıyla 17 Mayıs 2015 tarihinde Platforma üye tüm sivil toplum kuruluşlarının destek ve katılımı ile anma mitingi tertip edilmesi,
• 18 Mayıs 1944 Sürgünü Anma faaliyetlerinin 11-18 Mayıs tarihleri arasında tüm teşkilatlarımızın bulunduğu yerleşim yerlerinde konferanslar, mevlitler, anma duaları, sergiler ve benzeri etkinliklerle kamuoyunda ses getirecek düzeyde düzenlenmesi,
• Kırım Tatarlarının milli davalarının dünya ve Türkiye kamuoyuna duyurulması için Türkiye’de profesyonel koşullarda faaliyet gösterecek Basın, Yayın ve Enformasyon organı kurulması,
• Bütün Dünya Kırım Tatarları Kongresi’nin 31 Temmuz – 2 Ağustos 2015 tarihlerinde Türkiye’de toplanması oybirliği ile kararlaştırılmıştır.
AKPM’deki Türk Milletvekilleri Neden “Rusya Lehine” Oy Kullandı
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde (AKPM) 28 Ocak 2015 tarihinde yapılan oylamada bazı Türk parlamenterler “Rusya Federasyonu lehine” oy kullanmıştır. Rusya’ya yaptırımların uzatılmasını öngören bildiri için 160 delege evet oyu verirken, 42 delege yaptırımlara karşı çıkmış, 11 delege ise oy kullanmamıştır.
AKPM’deki Türkiye heyetinden sadece 2 parlamenter (Gülsün Bilgehan ve Deniz Baykal CHP) yaptırımları desteklerken, 4 parlamenter (Ömer Selvi AKP, Haluk Koç CHP, Şaban Dişli AKP, Ahmet Berat Çonkar AKP) yaptırımların devam etmesi için “hayır” demiş, 4 parlamenter ise (Tülin Erkal Kara AKP, Ahmet Kutalmış Türkeş AKP, Reha Denemeç AKP ve Egemen Bağış AKP) çekimser kalmıştır.
Bunun üzerine Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde “Rusya lehine” oy kullanan milletvekillerine bir mektup göndermiştir. Bu mektup aşağıdadır.
Kırım kökenli Eskişehirli hemşerilerimizin bu mektubu “önemli” konularda karar verirken dikkate alacaklarını ümit ediyorum. Eskişehir, Türkiye’de Kırım Türklerinin en yoğun yaşadığı kenttir. Eskişehir, Türkiye’de Kırım kökenli iki Maliye Bakanı (rahmetli Hasan Polatkan ve Kemal Unakıtan) çıkarmış tek kenttir.
“Sayın Milletvekili,
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantısında Rusya Federasyonu’na karşı yaptırımların devamı konusunda yapılan oylamada Rusya Federasyonu tarafında oy kullandığınızı basın kaynaklarından büyük bir teessürle öğrenmiş bulunmaktayız.
Garantör (yani kefil) devlet olarak 1994 tarihli Budapeşte Memorandumu’na imza atarak Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü garanti aldığı anlaşmayı çiğneyen, bu fiili ile altında imzası bulunan her türlü uluslararası antlaşmayı keyfî olarak tanımayacağını ispat ederek, tarihî Türk-İslam yurdu Kırım’ı işgal eden; işgali müteakip günlerde 10.000 civarında Müslüman Kırım Tatarının yurtlarını terk etmesine sebebiyet veren, Müslümanlara ait camilere, okullara, evlere ve her türlü tesise yasadışı baskınlar yapan, Kırım Tatar Millî Meclisi binasını gasp eden, anadillerini kullanan Kırım Tatarlarını darp ve hakaretlerle taciz eden, Kırım Tatarlarının lideri, büyük insan hakları savunucusu Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı Refat Çubar, Kırım Tatar Halkının Hakları Komitesi Koordinatörü Sinaver Kadir ve KTMM Türkiye Danışmanı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı İsmet Yüksel’e Kırım’a giriş yasağı getirerek, 21. asırda artık tamamen çağdışı kalmış “sürgün” cezasıyla cezalandırılan, Kırım Tatarlarına ait basın yayın organlarına illegal baskınlarla basın özgürlüğünü ayaklar altına alan, Kırım Tatarlarının hiçbir şiddete başvurmadan işgale karşı yaptığı protesto gösterilerine katılanları tutuklayan, para ve hapis cezalarına çarptırarak ifade özgürlüğünü yok eden Rusya Federasyonu’na hür dünyanın en önemli demokratik kurumlarından biri olan; insan hakları, özgürlükler, demokrasi ve barışı tesis ve temsil edildiği Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde vermiş olduğunuz bu destek Türkiye’de yaşayan Kırım Tatarları tarafından büyük bir teessür ve teessüfle karşılanmıştır.
Kırım’ın ilk kez işgal edildiği 1783 yılından bu yana Rusya tarafından Kırım Tatarlarına uygulanan mezalim, zorunlu göçler, sürgünler ve bu mezalim de şehit olan yüzbinlerce Kırım Tatarına, yok edilen büyük Kırım Tatar medeniyetine karşı işlenen suçların hesabı dahi sorulmak bir yana 2014 yılının 27 Şubat’ında başlayan ikinci Rus işgalinde işlenecek suçları mazur görme anlayışının bir belirtisi olan bu desteğiniz; Rusya Federasyonu’na dünya barışı ve başta Doğu Avrupa ve Karadeniz çevresindeki tüm ülkelerin güvenliğini tehdit etmek için cesaret bahşetmiştir.
Bu cümleden, Türkiye’nin 25 ilinde şubesi bulunan Derneğimiz ve Kırım’ın birinci kez işgalini müteakip Türkiye topraklarına zorla göç ettirilen Kırım Tatarlarının bugün Türkiye’de yaşayan milyonlarca torunu olarak; bu hassasiyetimizi tarafınıza iletmeyi, zoraki göç, sürgün ve katliamlarla iki buçuk asırdır Rus zulmünü yaşayan, temsil ettiğimiz Kırım Tatar toplumu adına bir borç biliriz.”
AK Parti Milletvekili Tülay Babuşçu’ya “Reklam Arası” Cezası
‘Osmanlı İmparatorluğu’nun 90 yıllık reklam arasının sona erdi’ tweeti ve İsmet İnönü’ye ‘kahpe’ diyen bir takipçisinin tweetini retweetlemesiyle tepkilere yol açan AK Parti Denizli Milletvekili Tülay Babuşçu, “Biraz önce çok farkına varmadan (!) yaptığım bu retweetle ilgili gerek CHP grubundan gerekse Meclisimizin ve Cumhuriyetimizin kurucu başkanlarından Sayın İsmet İnönü’den… hepinizden özür dilerim” dese de AK Parti milletvekili adayı olamamıştır.
O zaman “Bu gibi davranışlar seçim öncesi alt yapı yapmak amacıyla her zaman maalesef olabilmektedir ve Türk siyasetinde de seviye düşmektedir” diye yazarak Babuşçu’yu eleştirmiş idim.