Yabancı kuvvetler tarafından silahlandırılan Ermeniler, gördükleri koruyuculuktan cür’et alarak bulundukları yerlerdeki Müslümanlara saldırmakta idiler. İntikam düşüncesiyle her tarafta insafsız bir şekilde öldürme ve yok etme siyaseti gütmekte idiler.- Gazi Mustafa Kemal Atatürk-Nutuk(1927) |
Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco, 1915 olaylarını anmak için Vatikan’da düzenlediği ayinde” 20. Yüzyılın ilk soykırımının Ermeni toplumuna karşı yapıldığını” söylemiştir. Bu tarihi bir yanlıştır ve Papa’ya yakışmamıştır.
Bu şekilde emperyalizmin yarattığı tamamen yalanlara dayalı sahte Ermeni soykırımı iddialarına bugüne kadar yapılmış en büyük desteği; tam yüz yıl sonra Katolik Hristiyanların dini lideri Papa vermiştir..
Papa’nın dini liderliği yanında Vatikan Devletinin de devlet başkanı sıfatıyla bu sözü söylemesi, yüz yıllık Ermeni Soykırımı yalanı konusunda bir kırılma noktası olarak görülmelidir. Tarih ilmine ve bilimsel tüm gerçeklere tamamen aykırı olmasına rağmen Vatikan’ın soykırımı kabulü tüm Hristiyan dünyasını tetikleyecektir. Ve bu söylem sahte soykırımın kabul ettirilmesini hızlandıracaktır.
Günümüzde seçim faaliyetlerine kilitlenen iktidar ve muhalefet partilerinin rekabete ara verip konuyu birlikte ve ciddiyetle ele alıp derhal karşı milli politikalar tespit edip uygulamaları gerekmektedir.
Bu bir milli davadır. Türkiye bu davada her açıdan haklıdır. Haklılığını kolaylıkla ispat edecek yeterli bilgi, belge ve tecrübeye sahiptir.
Şimdi iktidara düşen görev, 24 Nisan’a kadar milletçe topyekun karşı saldırıya geçerek her alanda haklı olduğumuzu tüm dünyaya haykırmak olmalıdır.
Milletçe sokaklara dökülmeli ve çok kısa bir süre önce Ak Sarayda misafir ettiğimiz Papa’ya bu sözünü geri alması için baskı yapılmalıdır.
Sahte Ermeni Soykırımı konusunda bilimsel araştırmalar yapmış ve çalışmalarını kitap, film ve konferanslarla tüm kamuoyuna yansıtmış biri olarak, aslen Uluslararası İlişkiler uzmanı olan Başbakan Davutoğlu’nu göreve davet ediyorum. Dünyadan daha fazla tecrit edilmeden karşı tedbirlerin devletçe alınarak tüm milli güç unsurlarımızın hızla harekete geçirilmesini talep ediyorum.
Diaspora Ermenilerinin tüm dünyada görkemli törenlerle 24 Nisan’da yapacakları anma törenlerinden önce konunun gündemden kalkmasının hayati derecede önem arz ettiğini bir kere daha vurguluyorum. Önümüzdeki on günün çok iyi kullanılması için tüm yetkili ve ilgilileri duyarlı olmaya davet ediyorum..
Bir yanıt yazın