Kıbrıs Rum Temsilciler Meclisi’nin 2 Nisan günü aldığı “1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını inkar edenlerin cezalandırılmasını öngören yasa tasarısı” gerçekten de tam bir yüz karası.
Kıbrıs Rum Temsilciler Meclisinde temsil edilen tüm Rum siyasi partilerinin ortaklaşa sunduğu tasarıya göre, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını inkar edenlere 5 yıl hapis ve 10 bin avro para cezası uygulanabilecek. Hepsi de birer kahraman edası ile parmak kaldırdılar oylamada. Üstelik kabul edilen bu yasa mevcut bir yasanın genişletilerek sözde “Ermeni soykırımı”nın inkar edilmesini suç sayan ek bir yasa. Anasını daha evvel kabul etmişlerdi.
Bu yasayı tekrardan onaylayan kafaların içinde Kıbrıslı Türklerle ortak bir devlet kurmanın olmadığı kesin. Sadece düşmanlık var, kin var, nefret var. Aynen 21 Aralık 1963 gecesi Kıbrıslı Türklere Rum sivil polis teşkilatını saldırtan, başta Makarios olmak üzere dönemin Rum siyasilerinin ve yöneticilerinin kafalarında ne vardıysa, bugünde aynıları, aynı koltuklarda oturan Rum siyasilerin kafalarında var.
İçimizden bazılarının ortaklık kurmak için can attıkları Kıbrıslı Rumlar ve bu Kıbrıslı Rumlardan oluşan Rum Temsilciler Meclisi, Avrupa’da Ermeni Soykırımını tanıyan ilk meclistir maalesef. Bazılarımızın “Ortak” diye hitap ettikleri bu Kıbrıslı Rum siyasilerin arkamızdan çevirmedikleri dolap olmadığı gibi, attıkları kazığın haddi hesabı yok.
Bu yüz karası Rum Temsilciler Meclisi günümüze değin, 1915 olaylarına ilişkin Ermenilerin iddia ettikleri sözde soykırımı yapanları (Türkleri) kınayan üç kararı oybirliği ile onayladı.
Üstelik birde bazılarımızın utanmadan, arlanmadan, “ortak” dedikleri bu soytarılar 24 Nisan gününü de “Ermeni Soykırımı Ulusal Anma Günü” olarak kabul ettiler.
Şimdi de uluslararası bir mahkeme veya Meclis tarafından kabul edildiği sürece 1915 olaylarına ilişkin Ermenilerin iddia ettikleri sözde soykırımı herhangi bir şekilde inkâr edeni cezalandırmayı onayladılar. 5 yıla kadar hapis ve/veya 10 bin Avro’ya kadar para cezası vereceklermiş inkar edenlere.
Tüm bunlara rağmen, bu kafadaki Rumlarla ortak bir devlet kurmak için bizi zorluyorlar. Hayal peşinde koşturuyorlar hem bizleri, hem de Rumları boşu boşuna, yıllardır…
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bile bu yasadan duyduğu endişeyi AGİT Basın Özgürlüğü Temsilcisi Dünya Miyatoviç kanalı ile dile getirdi. Miyatoviç, “hoşgörülü, çoğulcu ve demokratik bir toplumu, baskıcı bir rejimden farklı kılan, ifade özgürlüğünün en temel yanlarından biri olarak hassas ve tartışmalı konuları açıkça tartışma hakkını dikkate almalıdır” cümlesi ile yaptıklarının yanlış olduğunu Kıbrıslı Rum siyasilere iletti.
Anlaşılan Kıbrıslı Rumlar 1963-1974 yılları arasında biz Kıbrıslı Türklere karşı işledikleri soykırım suçunu ve uyguladıkları insanlık dışı izolasyonları, dolaşım kısıtlamasını, bize insanca yaşamı fazla görüp vermedikleri suyu, elektriği, yapmadıkları yollarımızı, devletten silah zoru ile uzaklaştırdıkları Türk memurları unutmuşa benziyorlar.
Makarios’un hastalıklı beyninin ürettiği “Enosis” hayali sonrasında ada kan gölüne dönmüş, masum Kıbrıslı Türkler yollardan toplanarak öldürülmüştü. Sonucunda da adanın üçte birini ebediyen kaybettiler ki, bu kayıpları, gün geçtikçe de güçlenip kökleşiyor. Bu kaybettikleri üçte biri geri almaları da artık sadece bir hayal oldu. Fiiliyatta da neredeyse olanaksız…
Bizim Meclisimizin yapması gereken; Bazılarımızın “Ortaklarımız” diye tanımladıkları bu soytarıların aldıkları bu insanlık dışı karara karşı karar olarak, KKTC Meclisimizde temsil edilen tüm siyasi partilerin ortaklaşa olarak Kıbrıslı Rumların 1963-1974 yılları arasında bizlere uyguladıkları soykırımı kınayan bir karar almak olmalıdır. Tabii Meclisimizdeki Rum hayranları buna müsaade ederlerse…
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
Facebook: Ata Atun
13 Nisan 2015
Bir yanıt yazın