Yemen’deki son durum ve Türkiye’nin tutumu…

NECDET BULUZ

Suudi Arabistan ve kendisini destekleyen koalisyon güçlerinin Yemen’de Musi’lere karşı başlattığı hava operasyonları neredeyse bir ay olacak. Suudiler, Yemen’e bomba yağdırıyor. Bugüne kadar da sivillerin içinde bulunduğu 500’e yakın ölü ve yaralı bulunuyor.
Ancak, bu hava operasyonları bir sonuç veriyor mu? Hayır.
Zaten hava operasyonlarının başladığında konu ile ilgili yazdığımız bir yazıda “Kara operasyonu olmadan Musi’lere karşı bir sonuç elde etmek mümkün değildir” demiştik. Şimdi o noktadayız.
Şimdi burada şu üç noktaya dikkat ediniz:
1.- Amerika Suudi Arabistan ve koalisyon güçlerine istihbarat başta olmak üzere destek veriyor. Ancak, Yemen’deki savaşın uzamasını da istiyor. Çünkü Amerikan silah sanayi şu anda bunlara çalışıyor.
2.- Husi’lere karşı hava operasyonları hedefine ulaşmadı. Tam aksine şu ana kadar Husi’lerin ilerleyişi durdurulamadığı gibi, Liman kenti Aden’in iç kesimlerine doğru ilerledikleri de görülüyor.
3. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İran ziyaretinde Hasan Ruhani ile yaptığı görüşmeden sonra yaptığı açıklamada “Yemen’de ateşkes sağlanmalı ve savaş sona ermelidir” şeklindeki görüşleri Türkiye’nin Yemen politikasında yumuşamaya gittiğini gösteriyor.
Buradan çıkarılacak sonuç şudur:
Yemen’de karadan bir askeri operasyon yapılmadan Husi’lere etkisiz hale getirmek hemen hemen imkânsız gibi görünüyor. Böyle bir operasyonu yapabilecek bir güç de yok. Hiç kimse de böyle bir riski göze alamıyor. Dikkat edilecek olursa Irak, Libya ve Suriye’de de sonuç bu nedenle alınamamıştır.
Suudi Arabistan ve etrafındaki koalisyon güçlerinin iç sorunları da bulunuyor. Yemen’deki bir kara harekâtı adı geçen ülkelerde iç karışıklıklara da neden olabilir. Suudiler zaten ülkelerindeki Şii’lerden rahatsızlık duyuyor ve onlarla uğraşıyor. Aynı şekilde El Kaide’den de çekiniyor.
Mısır, iç sorunlar ve Müslüman Kardeşler nedeni ile böyle bir kara harekâtına sıcak bakmıyor. Pakistan’ın sıkıntılarını bilmeyen var mı? Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, daha önce yaptığı açıklamada Suudi Arabistan’ı ancak dış saldırılara karşı koruyabileceğini söylemişti. Diğer körfez ülkelerinden ise karada savaş yapabilecek asker bulunmuyor.
Ortak bir Arap Gücü’nün kurulması konusunda karar alındı ama bunun nasıl işleyeceğini şu anda karar alanlar bile tam olarak bilemiyor.
Bu durumu Erdoğan da, Ruhani’de artık görmeye başladı. Nitekim Tahran’daki buluşmada yapılan açıklamalardan iki liderin Yemen’de arabulucu olarak kolları sıvayacaklarını anladık. Eğer çevremizdeki ateşin söndürülmesi, Müslümanlar arasındaki kan davasının sona ermesi isteniliyorsa, böyle olumlu bir adımın atılması da gerekiyor.
Bölgedeki iki önemli ülke Türkiye ve İran’ın bu konudaki işbirliğinin çok önemli olacağının da altını kalınca çizelim.
Ateş kes sağlanması, öncelikle Suudi Arabistan’ın hava bombardımanlarını kesmesi ile sağlanabilir. Suudileri ve ABD yönetimini bu konuda ikna edebilecek güce sahip isim olarak Erdoğan öne çıkıyor. Gerçekten Cumhurbaşkanı Erdoğan Yemen’de savaşın sona ermesinden yana tavır içindeyse bu konularda gücün ortaya koyacaktır.
Diğer yandan İran Husi’ler konusunda etkili olabilecek konumda bulunuyor. Husi’lerin de yönetimde yer alması koşulu ile ateşkesin sağlanması ve Yemen’deki durumun normalleşmesini şu an için İran da istiyor. Zaten İran, baştan bu yana Yemen’de ateşkesi isteyen ve destekleyen ülke olarak öne çıkmıştı.
Ülkeden kaçan Cumhurbaşkanı Mansur Hadi ile Husi’ler arasında yapılacak bir anlaşma ile sorunun çözülebileceği de gündeme getiriliyor.
Amerika, Yemen’de ateşkesin sağlanmasında adım atabilir. Çünkü ülkedeki boşluktan şu anda en çok istifade eden Amerika’nın korkulu rüyası El Kaide’dir. Yemen’deki otorite boşluğu El Kaide’yi daha da güçlendiriyor. Eğer, ateşkes sağlanır, otorite boşluğu doldurulursa El Kaide’nin kontrol edilmesi de sağlanmış olacaktır.
Ancak, Amerika’nın bu konuda acele etmeyeceğini ve savaşın sürmesinden yana tavır içinde olacağını düşünüyoruz. Ne kadar Müslüman ölürse, ne kadar silah sanayi işlerse Amerikan’ın çıkarlarınadır. Bu arada İsrail’in önündeki engellerin de bu şekilde zayıflayacağı düşünülmektedir.
Biz, bu noktada öncelikle şunu söylemeliyiz:
Türkiye, Yemen konusunda uzlaşı içinde bir politika izlemeye başlarsa bunun doğru olabileceğini görmekteyiz. Daha önce Libya ve Suriye’deki yanlış politikaların Yemen konusunda yinelenmemesi gerekiyor. Türkiye, uyguladığı yanlış politikaları nedeni ile Libya ve Suriye’de resmen kaybetmiştir.
Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan Yemen’e hava operasyonları başladığında İran’ı sert bir dille eleştirmiş, bu ülke ile ilişkilerimiz gerilmişti. Tahran ziyareti sonrası yapılan açıklamalar ve Türkiye’nin tavrı, az da olsa gerilen bu ilişkilerde bir yumuşamayı da beraberinde getirdi.
necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com

NECDET BULUZ - necdet buluz

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir