Avrupa Parlamentosu’nun bu ay sonunda (29 Nisan) toplanacak Genel Kurul’unda Hollandalı parlamenter Kati Piri tarafından hazırlanan 2014 yılı Türkiye Raporu oylanacaktır.
Avrupa Parlamentosu üyeleri 5 yılda bir doğrudan halk tarafından seçilir. Son Parlamento seçimi 22-25 Mayıs 2014 tarihlerinde yapılmıştır. Parlamento, Avrupa Birliği’ne üye 28 devletin 750 üyesi ve bir Başkanından oluşur. Üye ülkelerin kaç parlamenter ile temsil edileceği üye devletlerin nüfuslarına göre belirlenir. 28 üye ülkede yapılan seçimlerde 751 sandalyeli Parlamento’da EPP, S&D, ALDE ve Yeşiller/EFA oy kayıplarına uğramalarına rağmen ağırlıklarını korumuşlardır.
Avrupa Parlamentosu’nda üyeler ülkelerine göre değil, siyasi görüşlerine göre grup oluşturur. Parlamenterler ülkelerini değil, kendilerine oy veren Avrupa vatandaşlarının siyasi görüşlerini temsil ederler. Parlamento Genel Kurulu Strazburg’da, siyasi grupları ve komiteleri Brüksel’de toplanır, sekretaryası Lüksemburg’dadır.
Avrupa Birliği Komisyonu tarafından aday ülkelere yönelik yayımlanan ilerleme raporları AB’ye aday ülkelere ve diğer AB kurumlarına yönelik bir çağrıdır. Aday ülkelere mesaj vermesi bakımından çok önemlidir.
Mayıs 2014’de yeni seçilen Parlamento’nun 16’ncı raporunu hazırlayan Kati Piri, son seçimlerde AP üyesi olmuştur. Daha önce S&D Grubu siyasi danışmanı olan Piri, önceki Parlamento’nun Hollandalı üyesi ve son yedi Türkiye Raporu’nun raportörü Hıristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten’den görevi devralmıştır.
Bu yıl da Türkiye Raporu, üzerinde en çok tartışılan raporlarından biri olacaktır. Çünkü, Parlamento’nun Dış İlişkiler Komitesi’nde nihai halini alacak olan 10 sayfalık rapora 442 değişiklik önerisi sunulmuştur. Parlamento’nun 5 Şubat 2015 tarihinde yayımladığı değişiklik önerilerinin sayfa sayısı raporun 30 katıdır.
Türkiye Raporu’na değişiklik önerisi veren 15 ülke arasında başı Yunan parlamenterler çekmektedir. (yüzde 30) Yunanistan’ı Fransa, Almanya, İsveç ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi izlemektedir. Bu ülkelerin verdiği değişiklik önerileri önerilerin yüzde 75’ine denktir.
Türkiye raporlarına 2013 yılında 338, 2012 yılında 415, 2011 yılında 461, 2010 yılında 315, 2009 yılında 243 önerge verilmişti. 2014 yılında diğer aday ülkeler Karadağ, Sırbistan, Makedonya ve Kosova’nın yıllık raporlarına verilen değişiklik önerileri sayısı 188, 222, 196 ve 212’dir.
Türkiye raporlarına çok fazla ilgi gösterilmesinin iyi tarafı, Türkiye’ye ilişkin güncel gelişmelerin parlamenterler tarafından yakından izlenmesidir. Bunun sebebi ise, 50 yılı aşan Türkiye-AB ilişkileri ve 10’ncu yılına giren üyelik müzakerelerinde yaşanan sorunlardır.
Rapor, Türkiye ile yürütülen müzakerelerde yaşanan aksaklıkları belirlerken, Türkiye’ye aşağıdaki eleştirilerde de bulunmaktadır.
• Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları,
• Hakimlerin ve savcıların atanması ve görevden alınması sebebiyle yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve etkinliğine ilişkin endişeler,
• Terörle Mücadele Yasası’nın kapsamı,
• Toplumda giderek artan siyasi kutuplaşma,
• Gezi olaylarında emniyet güçlerinin orantısız güç kullanımına ilişkin devam eden soruşturmalarda ilerleme sağlanamaması,
• Basın özgürlüğü başta olmak üzere sosyal medya yasakları da dahil düşünce ve ifade özgürlüğü alanında yaşanan sıkıntılar,
• Hukuk devleti, temel haklar ve iç güvenliğe ilişkin yaşanan gelişmeler ve yarattığı endişeler.
En fazla değişiklik önerisi temel hak ve özgürlükler konusundadır. Taslak raporda yer alan çağrılar ise aşağıda sayılmıştır:
• Yüzde 10 seçim barajının düşürülmesi,
• Siyasi uzlaşı ile yeni Anayasa sürecinin devam ettirilmesi,
• Yasal düzenleme ve karar alma süreçlerinde sivil toplum danışma mekanizmasının kurulması, reform süreci, yeni Anayasa ve Kürt sorununa ilişkin hükümet, muhalefet ve sivil toplum arasında işbirliği,
• Örgütlenme özgürlüğünün yeni reformlarla garanti altına alınması,
• Emniyet güçlerinin güç kullanımı kurallarının uluslararası standartlara uygun olarak belirlenmesi, toplanma özgürlüğüne ilişkin engellerin kaldırılması, yasa uygulayıcıların yetkilerine ilişkin denetim ve denge mekanizmasının kurulması,
• Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun bağımsız, yeterli kaynaklara sahip, saydam ve sivil toplumun katılımına açık duruma getirilmesi için Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kanunu’nun değiştirilmesi,
• Gerekli yasal düzenlemelerle medya özgürlüğünün garanti altına alınması,
• Kadınlara yönelik şiddet oranının yüksek olması sebebiyle şiddet mağdurlarına koruma sağlanması ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması,
• Düşünce, vicdan ve inanç özgürlüğüne ilişkin AİHM kararlarının uygulanması ve azınlık haklarına saygı gösterilmesi,
• Kişilerin haklarını korumaya yönelik çalışmalar yapılması ve ayrımcılık, nefret söylemi, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile mücadele için özel bir kurum kurulması,
• AB üyesi ülkelerde Türkiye’ye vizesiz giriş hakkı tanınması,
• BM Denizler Hukuku Sözleşmesi’nin imzalanması ve onaylanması,
• AB üyesi devletlerin egemenlik haklarının tanınması,
• Kıbrıs müzakerelerinin ve Ermenistan ile ilişkilerin normalleşme sürecinin devam etmesi.
Parlamento; Türkiye-AB üyelik müzakere süreci kapsamında bazı üyelerce bloke edilmiş olan yedi ayrı başlıkta Kamu Alımları ( Başlık 5), Rekabet (8), Ekonomik ve Parasal Politika (17), Sosyal Politika ve İstihdam (19), Yargı ve Temel Haklar (23), Adalet, Özgürlük ve Güvenlik (24) ile Dış Güvenlik ve Savunma Politikası (31) müzakerelerinin başlatılmasını talep etmektedir.
Rapor’a en fazla değişiklik önerisi sunan grup Hıristiyan Demokratlar’dır. (EPP) EPP’yi az farkla raportör Piri’nin grubu Sosyalist Demokratlar (S&D) izlemektedir. Bu iki grup değişiklik önerilerinin yarısına (yüzde 52) sahiptir. Bağımsızlar, Parlamento’daki sandalye dağılımında Avrupa Muhafazakâr ve Reformcular İttifakı (ECR) ve Avrupa Liberal ve Demokrat Partisi’nin (ALDE) gerisinde kalmasına rağmen verdikleri değişiklik önerisi sayısı ile öne çıkmaktadır.
Bunun sebeplerinden biri, Türkiye karşıtlığı ile bilinen aşırı sağ parti temsilcilerinin Parlamento’da Bağımsızlar grubunda yer almalarıdır. 52 sandalyeli Bağımsızlar’ın 23’ü Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkan Ulusal Cephe (Fransa) milletvekilidir.
Parlamento raporuna verilen 442 değişiklik önerisi arasından 42’si, raporda yer alan aşağıdaki maddelerin silinmesini talep etmektedir.
• Türkiye’nin AB üyelik sürecine destek sağlanması,
• Müzakere sürecinde yeni başlıkların açılması,
• Türkiye-AB vize serbestliği diyaloğu sürecine destek verilmesi,
• Gümrük Birliği’nin revizyonu.
Komite üyesi bazı parlamenterlerin Türkiye-AB üyelik müzakereleri sürecinin olumlu işleyen vize serbestliği diyaloğu ve Gümrük Birliği’nin revizyonu süreçlerinde raporda yer alan olumlu ifadelerin silinmesini talep etmeleri, bu üyelerin Türkiye’ye yönelik peşin vargısıdır.
42 değişiklik önerisinden 20’i Fransız parlamenterlerden gelmiştir. Bu parlamenterler müzakere sürecinde yeni başlıkların açılmasına karşı çıkmaktadır. Fransız parlamenterlerin raporda açılması önerilen başlıklara müdahaleleri, Fransa’nın bloke ettiği dört başlığın dışındadır. (Başlık 11, 17, 33 ve 34, yıl 2009) Parlamenterlerin açılmasına itiraz ettikleri başlıklar 5, 8, 19, 31, 23 ve 24’tür.
Bağımsızlar, 42 öneriden 19’u ile ilk sıradadır. Bağımsız grupta Türkiye karşıtı Fransa aşırı sağı ağırlıktadır. Rapor’da, Türkiye’nin gerçekleştirmesi gereken reformlar dışında Avrupa Komisyonu ve AB Konseyi’ne Türkiye’ye AB üyelik yolunda destek olması için yapılan çağrıların birçoğunun silinmesi gündemdedir.
Silinmesi yönünde öneri sunulmayan üç konu, Türkiye’nin enerji güvenliğine ilişkin stratejik öneminden kaynaklanan işbirliği, Türkiye ile terörle mücadelede işbirliğinin artırılması ile Iraklı ve Suriyeli sığınmacılara ilişkin Türkiye’ye yardımın devam etmesidir.
Bu durum, bazı Parlamenterlerin Türkiye’ye peşin yargıyla bakışlarının bir göstergesidir.
Bir yanıt yazın