1- Vatanın bütünlüğü, milletin geleceği tehlikededir. Toplumdaki fay hatları tarihimizin en keskin ve en kırılgan halindedir.
2- Devlet yönetimimiz ve siyasi sistemimiz üzerlerine aldıkları sorumlulukları yerine getirmemektedirler.
3- Atatürk Cumhuriyetçileri olan bizlerin bu ortak kültür ve değerlerimiz yok edilmek istenilmektedir.
4- Tüm devlet, siyasi ve ekonomik yapı çürümüş, kartelleşmiş ve yozlaşmıştır.
Özgürlükler her geçen gün tırpalanmış ve artık -zaten iyi olmayan- demokrasi tamamen askıya alınmıştır.
5- Kağıt üstü rakamlar artarken vatandaşlarımızın hayat kalite göstergeleri gittikçe kötüleşmiş, çökmüş eğitim sistemi gelecek kuşakları ipotekleştirmiş, kabus seviyesine gelmiştir.
Milletimizin geleceğini, yine milletimizin azim ve kararı kurtaracaktır.
6- Gezi ile beraber Türkiye’nin her şehrinde ve dünyanın farklı bölgelerinde, hiç bir siyasi parti ve/veya akıma üye olmayan vatanseverler tarafından sadece hakların korunması ve hukukun üstünlüğünün savunulması için dayanışma ve birlik grupları oluşmuştur.
İşte bunlar Milli Mücadelenin ÖRGÜTSEL çekirdeğini oluşturacak sivil hareketlerdir.
7- Milletin içinde bulunduğu bu duruma göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle dünyaya duyurmak için her türlü baskıdan uzak milli bir halk hareketinin varlığı zorunludur.
8- Cumhuriyet devrimlerimiz artık iyi eğitimli, dünyaya duyarlı, kendi ailesi ve vatanı için her alanda EN İYİLERİ isteyen büyük bir kitle de yaratmıştır.Bu kitle EN İYİLERE DE layıktır.
9- Türkiye’miz de HER ALANDA; katılımcı, özgürlükçü, laik demokrasi, çağdaş eğitim, “fırsat eşitlikçi “ ekonomik sistem, ileri kadın hakları, kadına ve çocuğa karşı en düşük suç oranları, özgür ve nitelikli basın, bağımsız mahkemeler, kişi haklarını gözeten adil adalet sistemi, duyarlı çevrecilik ve hayvan hakları, toplumun her kesimine yayılmış sanat, kültür, spor olanaklarına ihtiyaç vardır ve toplum hayatını ilgilendiren HER alanda dünyanın en üst seviyelerine yükselene kadar BARIŞCI, ORGANIZE ve SÜREKLİ mücadele şarttır.
10- Bu mücadele için tüm beyinsel ve insan kaynaklarının koordinasyonu sağlanmalı ve ortak hedefler için büyük bir azimle çalışılmalıdır. Başarıya ANCAK bu şekilde ulaşılabilir.
11- Bunu başarıya ulaştıracak öncü güç yine Cumhuriyet’çi, aydın kitle’dir.Bu kitle vatanın da bütünlüğüne inanmış ve ortak amaçlardan yola çıkmış diğer bütün gruplar içinde birleştirici bir güç olacaktır.
12- Vatanımız ve demokrasimiz için en büyük ihtiyaç, güçlü ve kaynaklarını birleştirmiş, geniş kitlelerin kalplerini kazanmış, uzun vadeli, dünyanın en başarılı olmuş demokratik ve hukuksal mücadele yöntemlerini kullanan, hızla büyüyen ve hantallaşmış, köhneleşmiş bütün yapıyı sabırla değiştiren, gelecek kuşaklara örnek bir ülke emanet eden, ve bütün dünyadaki Atatürk Cumhuriyetçilerini BİRLEŞTİREN bir Sivil Toplum Hareketidir ve partiler üstü olması şarttır.
13- Bu Hareketi hukuksal, tüzel ve organize bir kimliğe kavuşturmak için ilk yapılması gereken Cumhuriyetçi-Özgürlükçü grup ve temsilcileri bir araya getirecek 1.Halka Güç ve Dayanışma Birliği Halk Kongresidir.
Vatanımız ve dünyanın her köşesinden Atatürk Cumhuriyetçilerini temsilen, Kurucu Halk Kongresi Yönetim Konseyi üyelerinin aşağıdaki imzaları ile ortak bildirgedir;
Sıdıka Güneş, Elif Erdemir, Fidan Genç, Emel Kohmanns, Levent Ekiz,
Fatma Demircan, OğuzhanTürkcan, İsmail Akar, Saffet Mutluer, Yalçın Toruk, İbrahim Çelik,
Selda Kolcu Akgol, Burak Arkan, Murat Koyuncu,
İnci Mutluer, Şule Yurcu, Cenk Levent, Saadet Cengiz Duman,
Neşe Demirci, Haluk Aslantaş, Mehmet Kara, Emrah Kartum,
Funda Karaltı, Juli Dem, Kağan Demirdöven, Nuray Suzan, Ayşe Yanar,
Şebnem Olcev, Ömerşah Ünsal, İdil Beril, Haluk Göker, Emra Kara,
Meral Gülmen Türkcan, Bülent Çimen, Vecihe Akarsu, Filiz Sonmaz,
Yeliz Atakanı, İlker Urer, Hakan Çoban
Bir yanıt yazın