5 Nisan 2015 13:51
Kemal Anadol <[email protected]>
“Kurt dumanlı havayı sever” derler ya! Türkiye allak bulmak olmuşken Kemal Derviş’in dışarıda kalması düşünülemezdi. Önce CNN’de Taha Akyol’la bir söyleşi yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı döneminde CHP’nin sosyal demokrat bir parti olmasındaki tüm engellerin kalktığını açıkladı. “Sosyal Demokratların söz sahibi olduğu bir hükümette icra görevi alabilirim” dedi. Daha sonra CHP Milletvekili Durdu Özbolat’ın sahibi olduğu YURT Gazetesi AKP-CHP KOALİSYONU’nun fitilini ateşledi. Daha da sonra Derviş Ankara’da Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü. Kendisine önerilen “Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcılığını” kabul ettiğini açıkladı. 5 Nisan 2015 tarihli HÜRRİYET Gazetesinin PAZAR ekinde şunlari söylüyor:
“‘CHP’nin söz sahibi olduğu sosyal demokrat boyutu güçlü bir iktidar kurulursa, ekonomiden sorumlu bir görevi kabul ederim’ dedim. Kemal Bey de bundan mutlu olacağını ifade etti. “CHP’nin söz sahibi olduğu bir iktidar”, CHP’nin tek başına iktidarı anlamına gelmiyor. Ama nasıl ve kiminle bir koalisyon olabileceğini söylemek mümkün değil seçimlerden önce.”
Taha Akyol söyleşisi ve YURT Gazetesi manşetinden sonra ne CHP Genel Başkanından ne genel merkezinden SES ÇIKMADI! Seçim sonuçları hakkında şimdiden kesin bir şey söylemek elbette olası değil. Ama nelerin olmayacağını kestirebiliriz. Kılıçdaroğlu CHP çıtasını %35 rakamına koyduğuna göre bu oy tek başına bir iktidar sağlamaz. Dolayısıyla barajı geçip geçemeyeceği tartışmalı bir HDP ile koalisyonu CHP Genel Merkezinde iştiyakla (özlemle) bekleyenler olsa bile rakamsal olarak mümkün değil. Ayrıca CHP tabanı buna ne der acaba? Yine rakamsal olarak bir CHP-MHP hükümeti de olası değil. GERİYE AKP-CHP HÜKÜMETİ KALIYOR. Zaten bebek katili de “Çözüm süresine CHP mutlaka katılmalıdır” demiyor muydu?
CHP’ye oy verenlerin büyük çoğunluğu, Sezgin Tanrıkulu, Mehmet Bekaroğlu gibi prenslere rağmen bağrına taş basıp sandığa gidiyordu. Bir tek nedenle: AKP’nin gelmemesi için! Eğer AKP, CHP ile ortak olarak gelecekse CHP’li seçmenin sandığa gitmesinin anlamı kalıyor mu? O zaman seçmenin, seçimlerden önce şunu CHP’nin yetkili ağızlarından özellikle Kılıçdaroğlu’ndan öğrenmesi gerekiyor. “SEÇİMLERDEN SONRA HANGİ KOŞULLARDA OLURSA OLSUN AKP İLE KOALİSYON YAPACAK MISINIZ?” Bu soru açıklığa kavuşsun ki seçmen oyunu buna göre kullansın. Bu uygulama Avrupa Birliği ülkelerinde görülmektedir. Bazı partiler seçimlerden önce hangi parti ile ortak hükümet kurmayacaklarını açıklamaktadırlar. Ayrıca seçmenler de, listeler kesinleşince CHP Milletvekili adaylarına böyle bir durumda AKP-CHP hükümetine güven oyu verip vermeyeceğini soracaktır elbette
======================================
Genel yayın Yönetmenliğini Derya Sazak’ın yaptığı CHP Milletvekili Durdu Özbolat’ın gazetesi Yurt bugün “8 Haziran sabahı AKP-CHP ortaklığı konuşulacak: BÜYÜK KOALİSYON” sürmanşetiyle çıktı.
MHP’nin oylarının yükseleceği, HDP’nin barajı aşacağı varsayımıyla AKP’nin tek başına iktidar olamayacağını söyleyen gazete buna çözüm olarak AKP-CHP koalisyonu önerdi.
“Haziran genel seçimlerine 72 gün kala, siyaset dengelerini yerinden oynatacak bir yapılanmanın ayak sesleri duyuluyor: En çok oy alan iki partinin iktidar ortaklığı” ifadelerini kullanan gazete AKP-CHP ortaklığının “ekonomik istikrar ve çözüm sürecinin devamı” için gerekli olduğunu şu sözlerle iddia etti: “4 partili Meclis’te ‘büyük koalisyon’ için AKP ve CHP masaya oturacak. Böylece ekonomik istikrar ve çözüm süreci devam ederken, kutuplaşmanın azalacağı da düşünülüyor”.
CHP milletvekilinin gazetesinin bu koalisyon önerisini neye dayanarak yaptığı da bilinmiyor.
==============================
13 yıllık “Fetret Devri”nin sonu göründü…
“Üst akıl” tarafından yaratılan, iktidara getirilen, Türkiye’nin ABD yörüngesine oturtulması, muhaliflerin etkisizleştirilmesi, Ortadoğu’daki yeni koçbaşı “Büyük Kürdistan”ın oluşturulması için tepe tepe kullanılan AKP iktidarının kullanım tarihi doldu çünkü!..
Son günlerde yaşadığımız pespayelikler, Hükümet sözcüsü sıfatlı muhteremin, Ankara’nın belediye başkanının “kenti parsel parsel sattığına” ilişkin suçlamaları, sıfatı cumhurbaşkanı olan muhteremin, yola birlikte çıktığı “silah arkadaşlarını” koltuk sevdalısı olmakla suçlaması, “Çözüm Süreci denilen ucuz kasaba kumpanyasının” iplerinin tamamen İmralı’nın eline geçmesi, HDP’nin başta kiralık liberaller olmak üzere cansiperane parlatılmaya çalışılması buzdağının yalnızca görünen yüzü…
-Asıl hesap başka… Asıl büyük oyun yolda!..
Sözü hiç eğip bükmeden söyleyelim:
-7 haziran seçimlerinden sonra AKP-CHP koalisyonu:
Çünkü taşlar başka türlü yerine oturmuyor… Çünkü “Üst Akıl” önderliğinde planlanan “Yeni Irak”, “Yeni Suriye”, “Büyük Kürdistan” planı hayata geçemiyor!.. Ordusuyla, yargısıyla, bürokrasisi ile devlet büyük kaygı ve sancı içinde… Cumhurbaşkanı’nın durup dururken askerin karşısına çıkıp, dramatik bir şekilde “aldatıldık” diyerek özür dilemesi bunun en önemli işaretlerinden biri…
Gelin detaylara birlikte bakalım:
-AKP’nin genel seçimde büyük kan kaybına uğrayacağı artık net bir şekilde ortada. Beştepe’deki “Kaçak Saray’a” sıkışmış Tayyip Erdoğan’ın eski gücünü önemli ölçüde yitirdiği de..
-Bugün hükümet içinde ve parlamentoda olan AKP’nin ağır topları, seçimden sonra, sıradan vatandaş pozisyonuna geçecek ve ellerindeki tüm gücü yitirecek…
-Cumhurbaşkanlığı sonrası adeta buruşturulup çöpe atılan Abdullah Gül, işte bu ağır topların önemli bölümüyle sürekli iletişim içinde. AKP’de dizginleri ele geçirme, olmazsa yeni bir parti kurma planları yapıldığı artık açıkça konuşuluyor…
- Son yaşananlar, başbakan Davutoğlu’nun tercihini tayyip Bey’den uzaklaşanlar, yeni bir gelecek arayanlardan yana koyduğunu gösteriyor…
-
Bu kanadın en büyük dayanağı ise, Tayyip Bey’in dışarıda da büyük bir yalnızlık içine düşmesi, “güvenilmez” damgası yemesi…
-AKP “bazı şartları” oluşturmadan iktidardan düşerse, kıyametin kopacağı, yıllar içinde yapılanların, işlenen anayasa suçlarının, yolsuzlukların bir tsunami şeklinde tümünü ezip geçeceği de yadsınmaz bir gerçek… Bülent Arınç’ın, son açıklamasında “emekli maaşıyla geçineceği” dokundurmasını hatırlayın lütfen!..
Öyleyse ne olmalı, ne yapılmalı?..
İşte tam bu noktada her zaman olduğu gibi “Üst Akıl” devreye giriyor…
Yapılması düşünülen büyük atak, RTE’yi devre dışı bırakmış bir AKP ile CHP’nin seçim sonrasında koalisyon ortağı olması!..
Böyle bir koalisyon için uzun süredir kapalı kapılar ardında “dar toplantıların yapıldığını”, “önemli talimatların ve çekici sözlerin verildiğini” varsayabiliriz!.. Peki, böyle bir koalisyondan ne bekleniyor?
-Her şeyden önce “açılımı” tamamına erdirmek!..
AKP’yi geçmişinden kurtaracak böyle bir oyuna CHP olumlu yanıt verir mi?. Tabanın büyük infialini şimdiden görebiliyorum ancak YCHP yönetimiyle ilgili aynı şeyi söylemem ne yazık ki olanaksız!.. Milletvekili listeleri kesinleştiği zaman kaygılarımda ne kadar haklı ya da haksız olduğumu hep birlikte göreceğiz…
Pekii, ya her türlü kumpasa karşın, istedikleri koalisyonu beceremezlerse ne olacak?. Olması için kanırtacaklar ama onu da düşünüyorlar, hiç kuşkunuz olmasın:
–HDP stepnesi hazırda bekliyor nasıl olsa!..
Gözümüzü dört açıp, şu iki ay içinde yaşananları çok dikkatli izlememiz gerekiyor. Oyun yalnızca bir iktidar oyunu değil…
-Masadaki Türkiye’nin geleceği!..
Ümit Zileli
Bir yanıt yazın