PROF. DR. KEMAL ARI: YOL AYRIMI… -“Seni faşist, seni Kemalist, seni azılı Türkçü…”

1008860_10152099911977860_138659605_o-300x225

YOL AYRIMI…
-“Seni faşist, seni Kemalist, seni azılı Türkçü…”

Yol Ayrımı, Kemal Tahir’in ünlü romanının adıdır.
Ancak yol ayırımları, bir gövdenin ikiye bölünmesi anlamına gelmez her zaman..
Bazen o noktaya geldiğinizde, gidişin felaket olduğunu görüp, o ana gövdeye daha güçlü biçimde sarılma ihtiyacı da duyabilirsiniz…
Türkiye, zor günler yaşıyor.
Kabul etmemiz gerekiyor, üniter devlet yapımız ciddi anlamda tehlikede…
İleri demokrasi diye, bir güzel etnik ve mezhepsel ayrışmayı halkımıza yutturdular.
Ulus’a ve ulus devlete karşılıkları bundan…
Öyle ki bunu yaparken, önce ulus ile millet kavramın ayrı şeylermiş gibi bir güzel deforme ettiler. Ulusçuluk ayrı, milliyetçilik ayrıymış gibi bir algı yarattılar…
Oysa, bizi ulus/ millet yapan binlerce yıllık tarihimiz, ortak dilimiz; ortak yaşama irademiz ve bize ait olan herşey…
Adım adım bu temel değerleri aşındırmak için ellerinden gelen ne varsa yaptılar.
Azıcık bu değerleri savunanlar olduğunda hep bir ağızdan yaygarayı koyduar:
-“Seni faşist, seni Kemalist, seni azılı Türkçü…”
Düşünün:
Geçende Tv. Programında Hayko Bağdat, Ertuğrul Özkök’e şöyle yükleniyordu.
“Logonuzda ‘Türkiye Türklerindir’ yazıyor, bunu hala değiştiremediniz”…
Bilinçli biçimde bir millet adı olan Türk ve Türklüğü, sanki bir etnik kimlikmiş, bir kabilenin adıymış gibi bilinçli biçimde bilinçaltına işlediler…
Türk ve Türklük sözcükleri, deli ediyor kimilerini…
Demokrasinin bir kimlik, gelişme ve ulus kavramını içselleştirip, ona demokrasinin temel değerlerini eklemek olduğunu biliyoruz da; ulusu, ulusal değerlerin altına çekmeyi görev bilenler, buna şiddetle karşı çıktılar.
Bir zihin bulanıklığı, kavram kargaşası ve değerler yozlaşması yaşattılar hepimize…
Oysa etnisite böler; ulus birleştirir.
Etnisite parçalanmayı, çatışmayı ve diktatörlükleri getirir; ulus ise, ulusal egemenliğin temel dayanağı; ulusal egemenlik de güçler ayırımı üzerinden yürüyerek, demokrasiye ulaşmanın anahtarıdır.
Bu tarihsel gerçeği kavramak hiç de zor değil.
Zor değil ama, içte ve dışarıda birileri ısrarla ulusu bu gerçekten uzak tutmaya çalışıyorlar.
Ancak nereye kadar?
Karşınızda yedi bin yıllık bir Türk Tarihi, arı mı arı, duru mu duru; insanın içine işleyen, şiir ve anlatım yönüyle zengin bir Türk Dili var…
Atatürk’ümüz var.
Onun antiemperyalist bağımsızlıkçı tutumu, temel değerleri ve öngörüleri var…
Anadolu coğrafyasında yaşayan insanların, hangi etnik temelden gelirse gelsin (ki kesinlikle saf bir etnik temellendirme olanaksızdır) dünyaya çıkışının yolu, Türkçe’dir…
Türkçe var eder, kucaklar ve geleceğe taşır…
Kültür dili olmak kolay değil… Etnik dillerin, kültür dili olması nasıl beklenebilir? Kültür dili haline gelmeyen bir toplama dille, nasıl bilim, sanat ve kültürel etkinlikler yapılabilir?
Bu bir oyun.
Er ya da geç insanımız bu oyunu görecek…
Sarılacağımız tek şey var:
Türk Ulusal kimliğimiz; devletimiz, ülkemiz ve geleceğimiz…
Gerisi boş…

Kemal ARI,24.03.2015


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir