KIBRIS’TA SİYASET

140203kibriss_hlarge

KIBRIS’TA SİYASET

HÜSEYİN MÜMTAZ

               

“Kıbrıs siyasi sorunlarıyla ünlü”ymüş, “Kıbrıs’ta eğlencenin başkenti Girne”ymiş diyor Sefa Karahasan Serdar Ortaç’tan, Cihan Ünal’dan, Abdürrahim Albayrak’tan da bahsettiği yazısında.

Anladığımız kadarıyla Girne gerçekten Doğu Akdeniz’in Las Vegas’ı, yahut Monaco’su hiç değilse bir zamanların efsanevî Beyrut’u olma yolunda hızla ilerliyor ama biz yine de topa “Kıbrıs’ın siyasi sorunları”ndan girelim.

Cumhurbaşkanlığı seçimine bir aydan az bir süre kaldı ve adaylar kesinleşti.

Kim hangi hesapta olursa olsun yarış sağda Eroğlu ile solda Siber arasında geçecek.

Sağ oyları Özersay, sol oyları Akıncı bölecek.

İlk turda bitecek ve Eroğlu kazanacak.

Özersay bir önceki seçimin Ertuğruloğlu’su rolünde.. Solda ise Siber’in işi, bıyıklılar/bıyıksızlar ve “eski maşinganlar” yüzünden zaten iyice zor. Bir de sadece Lefkoşa’dan oy alabilecek Akıncı’nın bölmesi Siber’i, (çok düşük bir ihtimal de olsa) en fazla ikinci tura taşıyabilir. Orada da yine Eroğlu işi bitirir.

Neden Eroğlu kazanır yahut neden Eroğlu’nun kazanmasını istiyoruz?

Yapılacak seçimin adı “KKTC Cumhurbaşkanlığı” seçimidir ve seçilecek kişi KKTC’ye Cumhurbaşkanı seçilecektir.

Adaylardan sadece Eroğlu “Bu devleti şaka olsun diye kurmadık” demektedir, diğerleri başkanlığına seçilecekleri devleti pazarlık masasına sürmek için aday olmaktadırlar.

Ankara ise şu anda hem Mısır/Suriye/Irak/Yemen/Libya’da iyice iflas etmiş olan dış politikası; hem teröristle müzakere/mütareke/mücadele düzlemi, hem de kavga dövüş girdiği seçim süreci yüzünden konuya eskisi gibi müdahil olamamaktadır, başını kaşıyacak zamanı yoktur.

Kaldı ki KKTC seçmeni, son milletvekili seçiminde açıkça gün yüzüne çıktığı gibi artık “Ankara’nın adayı”ndan kaçmak eğilimindedir. “Siyasi baskı”yı, “özgür iradesine müdahale” olarak nitelemektedir.

İşte bu koşullarda Eroğlu belki de siyasi hayatının en kolay seçimine girmektedir ama küçük bir sinek mide bulandırmaktadır.

KTFF-KOP meselesi.

Konuyu biliyorsunuz, uzatmayacağım. Ama Sertoğlu’nun şu aralar susması gerekmektedir. Davranışları ve konuşmaları artık Spor Bakanı’nı, Başbakanı aşmış; Cumhurbaşkanlığı’na zarar verir hale gelmiştir.

Kendi başına KOP’la, UEFA ile görüşmekte, TFF’ye nota, Politis’e demeç vermektedir.

En son Politis’e; “Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun, spora ilişkin olarak faaliyet gösterdiği yönteme müdahale etmesine olanak tanımasının söz konusu olmadığını belirterek Eroğlu’nun anlaşmayı iptal etmesi konusunda kendisini ikna etmeye çalıştığını ancak kendisini etkilemesine izin vermediğini…Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun, bütünlüklü çözüm olmaksızın, futbol konusunda çözümün olamayacağı görüşünde olduğunu ancak kendisinin öyle düşünmediğini” söylemiştir.

Yâni bir federasyon başkanı kendi Cumhurbaşkanı’nınca bir türlü “ikna edilememekte”, Cumhurbaşkanı’nın “kendisini etkilemesine izin vermemekte”dir.

Seçimin sonuna kadar susmaya ikna edilmelidir.

Yazının başına dönecek olursak Kıbrıs’ın, Alayköy’ün, Girne’nin vb… artık toplumu habis bir ur gibi saran “gece kulübü/kumarhane” algısından kurtulması gerekmektedir.

Eskisi gibi başka şeylerle, daha güzel şeylerle; yasemin/ful/nergis’lerle; birlik ve mücadele ruhuyla, aydınlık bir akıl çağı geleceği ile anılmalıdır artık Kıbrıs.

Çünkü zaten öyledir..24 Mart 2015

 

57’İNCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ

 

KIBRIS’TA SİYASET - 140203kibriss hlarge

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir