NECDET BULUZ
Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasındaki karşılıklı suçlamalar hiç kuşkusuz siyasi geleceğimizin belirlenmesi açısından önemlidir. Gökçek’in paralelcilikle suçlayıp, istifa etmesi gerektiğini söylediği Arınç “Benim görevden alınmamı isteyecek kadar haysiyetli bir değildir. Ankara’yı parselleyip parselleyip paralelcilere satan kendisidir” şeklinde yanıt veriyor.
Karşılıklı atışmaların bundan böyle süreceğini sanıyoruz.
Ancak, Hükümet Sözcüsü Arınç’ın kendi partisinden seçilmiş bir Belediye Başkanı için söylediklerinin önemsenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Suçlamalar ve iddialar oldukça ağır ve düşündürücüdür.
Kim kiminle kavga ediyor, atışıyor bu bizi fazla ilgilendirmiyor. Taraf da olmayız. Bizim için önemli olan ortaya atılan iddialar ve suçlamalardır. Bu tartışma ve çatlağın seçim sandığına nasıl yansıyacağıdır. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü gibi birisi ortaya çıkıp, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında suç duyurusu niteliğinde bazı iddialar ortaya atıyorsa bu konu bizi ve kamuoyunu bu nedenle ilgilendirmektedir.
Hukukçular şunu vurguluyor:
3628 sayılı yasa 17. madde, İrtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmi ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında 02.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz. Bülent Arınç’ın “parsel parsel sattığı” dediği Ankara’nın Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek hakkındaki suçlamaların hepsi bu kapsamdadır.
Konu buysa, Cumhuriyet Savcılarının harekete geçmesi gerekmektedir.
İkinci konu ise Hükümete düşen görev olacaktır.
Bilindiği gibi, AK Parti Hükümeti yerel yönetimlerde bu tür ihbar, iddia ve söylentilerin ortaya çıkması halinde İçişleri Bakanlığı müfettişlerini göreve çağırır, soruşturma yaptırır. Bu süre içinde soruşturmanın selameti açısından Belediye Başkanı açığa alınır. Eğer Arınç’ın söyledikleri ihbar sayılıyorsa Hükümetin de bu konuda Gökçek hakkında işlem yapması gerekir. Bu yapılır mı bilemiyoruz, bekleyip göreceğiz.
Gökçek, Arınç ile ilgili açıklamasında bu işin hesap sorma noktasına geleceğini ve Arınç’ı mahkemeye vereceğini açıkladı. Eğer, elde bilgi, belge ve ihbar niteliği taşıyan evraklar varsa bu hesaplaşmada Arınç’ın da bunları ortaya koyması gerekiyor.
Bunun yanında Melih Gökçek’in de Arınç için suçlamaları ve iddiaları var. Bu suçlama ve iddiaların da savcılık incelemesinde ve mahkemede ortaya konulması gerekiyor. Tarafların haklı ya da haksızlığını ortaya çıkaracak olan mahkemeler olmalıdır.
İş bu kadarla da sınırlı kalmayacak gibi görünüyor.
Çünkü Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Gökçek’i suçlamalarında şu ifadeleri de kullanıyor:
“Ama Gökçek bunlardan daha fazlasını yapmıştır. Belediye başkanlığı adaylığında ve seçimlerde oy isterken bu yapının kucağında oturmuştur. Bu yapıya Ankara’yı parsel parsel satmıştır. Yurt yerleri vermiştir, zengin iş adamlarına okullar yaptırmıştır. İmar planlarında değişiklikler yaptırmıştır. Şunları yaptırmıştır, bunları yaptırmıştır. 30 Mart seçimlerine kadar da ağzından da bu paralel yapıyla ilgili bir tek kötü cümle çıkmamıştır. Çok zor seçimi kazandıktan sonra birilerine yaranmak için mücadele ediyor görünmektedir. Kanunen vermiş olduğu yerlerin hepsini iptal etme kaygusundadır. Mahkemelerde boğuşmaktadır. Biz o zaman, hiçbir zaman Ankara’yı veya devletin imkânlarını bu yapı için onların eline, kucağına bırakmadık. İki ay sonra görevim bitecek emekli maaşımla geçineceğim. Ankara sokaklarında başım dik dolaşacağım. Benim hiçbir zaman şaibeli ve akçeli konularda da bir işim olmamıştır. 8 Haziran sonrası Gökçek ile ilgili 100 konuyu seçimden sonra açıklayacağım. Söylemek istediklerimi o zaman söyleyeceğim.”
Bundan sonraki durum savcıları ve Hükümet kanadının alacağı kararları ilgilendiriyor.
AK Parti içinde daha önce Cumhurbaşkanı ve Hükümet kanadı arasında çıkan çatlağın Arınç-Gökçek savaşı ile alevlenmesi, 7 Haziran seçimlerini etkiler mi? Etkiler. Seçmenin zaten karışık olan kafası bu çatışmalarla daha da karışacaktır. Ortaya çıkan söylenti ve iddialar iktidar partisi hakkında seçmen üzerinde etkisini gösterir. Konuyu bu açıdan değerlendirmekte yarar vardır. Bizi, konunun bu yanı daha fazla ilgilendirmektedir.
Geçenlerde AK Parti’deki erime ile ilgili bir yazı yazmış ve iktidar partisinin oylarının yüzde 40’lara gerilediğini vurgulamıştık. Bu çatışmalardan sonra kamuoyu araştırma gruplarının yapacakları anketlerden daha farklı sonuçların çıkması bizim için sürpriz olmayacaktır. Hiç kuşkusuz bu tartışmaların ve çatlağın bir getirisi ya da götürüsü olacaktır. Bize göre bu çatışmalar ve çatlak AK Parti’deki erimeyi hızlandıracaktır.
Eminiz, gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse Başbakan Davutoğlu bu çatlağın kendilerine çok büyük zarar vereceğini görüyorlardır. Buna göre de önlemlerini almaya çalışacaklardır.
Bu arada tarafların arasına girip barışmalarının sağlanması ve hiç değilse seçimlere kadar bu tür tartışmaların dondurulmasına çalışılması da gündeme gelebilir. AK Parti içinde geçmişte bu tür olaylar yaşanmış, daha sonra sağlanan barış ile taraflar susturulmuştu. Cumhurbaşkanı ya da Başbakan’ın bu konuda aktif rol üstlenip üstlenmeyeceğini de merak ediyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın