Devletimiz de e-devlet uygulamasına geçmişmiş.
Yalanın bu kadarına da pes doğrusu.
Muhaceret polisi, Ercan’dan giriş çıkış yaparken vatandaşının kiminle evli olduğunu ekranında görebilseydi, yabancı uyruklu eşlerden evlilik cüzdanını göstermesini istemesine gerek kalmazdı. Belli ki göremiyor. Ortada ne e-devlet var ne de başka bir şey.
Şimdi Ercan’dan giriş çıkış yaparken, pasaportumuza ilaveten bir de evlilik cüzdanımızı gösteriyoruz muhaceret polisine, hastalıklı beyinlerin ürettiği hastalıklı kuralların üstesinden gelebilmek için.
İşte benim memleketim böyle saçma sapan, art niyetli ve hastalıklı beyinlerin yarattığı olumsuzluk içeren, insanları dışlayan, işlerini yokuşa süren kural ve uygulamalarla yönetilen bir ülke maalesef. Böylesi berbat kuralların uygulamada olduğu bir devletin vatandaşı olduğum için utandığımı da saklamamam gerekir. Memurlara yüksek yüksek maaşlar ödenecek diye altyapıya bütçeden on para bile ayrılmamış geçmiş yılların içinde. Her şeyi yüzümüze gözümüze bulaştırmışız.
Geçen gün bana gönderilen bir e-mail’i, vatandaşlık konusunda nasıl yanlış bir uygulama içinde olduğumuzu siz okuyucularımın da görmesi için, aşağıda harfine dokunmadan yayınlıyorum.
“…..Saygıdeğer Ata Bey merhaba,
Kıbrıs’ta insan gibi yasamaya çalışmanın ne kadar zor olduğunu anlatan yazımı lütfen değerlendirmenizi rica edeceğim. Konuya açıklık getirmek içinde kendi yaşantımdan kesitleri yazmak zorundayım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı,1999 Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümü mezunuyum. Kıbrıs’ta okul hayatimi devam ettirirken yerli ve yabancı arkadaşlar dostluklar, aileler kazandım. 2005 tarihinde evlendim ve Kıbrıs’a yerleştik. Kendim inşaat mühendisi olarak New Clouds Ltd.de eşim ise bankada çalışmaya başladı. Sırası ile Boray Developments Ltd. Mesan Ltd. Ve Asel Engineering & Altinbas Holding ortaklı toplu konut projesinde yer aldım. 16 yıllık okul ve is hayatımda yüz kızartıcı hiçbir suç, şikayet veya herhangi bir olayda bulunmadım. Toplum kurallarına uygun bir şekilde, esim,2010 Girne-KKTC doğumlu oğlum ile kendimize ait olan evimizde yaşıyoruz. Eşim özel sektörde Banka Müdürü olarak görevini devam ettirmektedir. 2013 tarihinde vatandaş alınacak diye resmi evraklarımızla başvurumuzu yaptık. Nitekim benim çevremde henüz senesini dahi doldurmamış bir iş sahibi olmayan, Kıbrıs’la bağlantısı olmayan sadece keyfi geldiğinde adaya gezmeye gelen insanların vatandaş olduklarını gördüm. Ben simdi bir dünya vatandaşı olarak soruyorum bu devletin başındaki sorumlulara; Halkınız sizden hakki olan en güzel yaşam şekillerini istiyor, toplum kurallarına uyan, hırsızlık yapmayan,dürüst olan, vatanına ve çalıştığı ülkeye hizmet veren, çocuklarını geleceğe iyi hazırlamaya çalışan, komsularına zarar vermeyen ve onlarla uyumlu yasamasını bilen, yaşadığı toplumun insanına saygı duyan ve saygı duyulmasını isteyen bireyler istiyor ki, toplumun refah seviyesi yükselsin. Siz acaba gerçekten şu ana kadar vatandaşlık için müracaat etmiş kişilerin şeceresini alıp incelediniz mi? Acaba bunlar arasından topluma fayda sağlayan, başarılı olmuş,sicili temiz insanları biz vatandaş yapalım da halkım için de refah düzeyi yüksek olsun ve herkes güzel yaşasın diye düşündünüz mü? 1993 tarihinden bugüne kadar Kıbrıs’ın geçmişini yasayarak incelediğimde ortama bir bakınız… Tecavüz, insan öldürme, hırsızlık dizboyu, dolandırıcılık ne hale geldi. Sizin tabirinizle yabancı bir kişi olarak ben bunlara ne kadar üzülüyorum ki, kaldı ki adanın gerçek sahibi sizler ne haldesiniz. Adaya gelen insanlarda secici davranmadığınız için toplum bu duruma gelmiştir. Ya kardeşim ben sizin ülkenizde okudum,sizin toplumunuzla karıştım, çocuğum burada doğdu, maddi imkanlarımız yeterli olduğu halde adadan ikinci bir mülk dahi alamıyoruz , rahatlıkla yatırım yapamıyoruz ve halen vatandaş değiliz. Bu nasıl bakış açısıdır ki söyleyecek başka söz bulamıyorum. Eminim gerçek anlamda vatanını düşünen yöneticiler de bu adada vardır….”
Bu kişi şimdi yurt dışında ve işi gereği de 90 günden fazla yurt dışında kalmış durumda. Kendisi vatandaşlığa başvurduğu vakit, oradaki görevli memur etekleri zil çakarak kendisine “Evet sen son 20 yıldır adamızdasın ama bu yıl 90 günden fazla yurt dışına kaldığın için hepsi yandı” diyerek başvurusunu almayacak bile…
İşte biz böyle vefasızız. Eşinin ve çocuğunun KKTC’de yaşadığını dikkate almadan, son 20 yıldır adada ikamet etmiş olmasına ve yüksek eğitimli olmasına aldırmadan, hem 20 yılını yakarız, hem de vatandaşlık başvurusunu almayız…
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
Facebook: Ata Atun
20 Mart 2015
Bir yanıt yazın