Halkın arasındayız.
Vatandaşlarla konuşuyoruz.
Soruyoruz:
“AKP’ye oy verdiniz, memnun musunuz durumdan? Vatanımızı parçalıyorlar, eyaletlere ayırıyorlar… Güneydoğu elimizden çıkmak üzere…”
“Zamlar sizi çok mu sevindiriyor, çok mu mutlu ediyor ki her seçimde gidip, AKP’ye oy veriyorsunuz?”
“Bir yandan Amerika’ya karşı olduğunuzu söylüyorsunuz, bir yandan onun BOP başkanlarını işbaşına getiriyorsunuz…”
“Sanki Türkiye’nin hiç aç, açık insanı yokmuş gibi, şimdi bir de yüz binlerce Suriye mültecisini doyuruyoruz, besliyoruz topraklarımızda… Ceplerine de harçlık koyuyoruz…”
“Örtülü ödenekte, hazinede para kalmadı. Harcanan para sizin paranız, sizin emeğiniz, sizin göz nurunuz… Görmüyor musunuz bütün bu olup bitenleri?”
“Yoksa acı, ıstırap çekmekten keyif mi alıyorsunuz?”
Yanıtlar hep aynı: “BEN AKP’YE OY VERMEDİM Kİ…”
“Sen vermedin, ben vermedim, peki kim verdi?”
“Bilmem, ama ben vermedim…” İşin ilginç yanı, en az, her üç kişiden ikisi “Ben vermedim” diyor. Yani, sokak ile seçim sonuçları tutmuyor.
YANİ, AKP’Yİ İKTİDARA GETİREN YÜZDE 40’lık, 50’LİK KESİM ORTALARDA YOK. GÖRÜNMÜYOR…
“Bu işin içinde bir bit yeniği var” diyor ve kendi kendimize soruyoruz: “Geçmişte çektiği sıkıntı, öfke ile Evren’leri, Özal’ları, Çiller’leri bir anda alaşağı eden halk, aynı halk değil mi?” Peki, ne oldu onlara? Ne oldu da bu halk AKP’nin oy deposu haline geldi?
Bu sorunun bir tek yanıtı vardır:
SEÇİM HİLELERİ…
Bu millet, AKP iktidarı ile tanıdı seçim hilelerini. Bu 13 yıllık dönemde şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemler kullanıldı…
Çöplüklerden çıkarılan, yanmış, parçalanmış oy pusulaları bu hilelerin en basiti, en kolayı, en masumuydu.
2014 yerel seçimlerinde 35 ilde elektrikler kesildi… Hem de tam “Oy sayımı esnasında…” Yetkililer trafolara kedi girdiği için arıza çıktığını söyledi… Sandık görevlileri mum ışığında çalışmak zorunda kaldılar… 14 yerde seçimler iptal edildi.
2010 – 2013 arasında, tam 2586 kişi hakkında soruşturma açıldı. Ama AKP, seçim suçlarında 2 yıl olan “Zaman aşımı” süresini 6 aya indirerek, bu suçu işleyenleri affetti.
Bugün ülkemizde seçim kazanabilmek için her yolu deneyen, her yolu mubah sayan, sandıktan kendi partisini çıkarabilmek için her yola başvuran bir iktidar var.
30 Mart seçimlerinde CHP’den Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olan Mansur Yavaş, seçim gecesi saat 02.00’de 27 bin 500 oy farkla önde olduklarını söylemişti. Seçimin ertesi günü Melih Gökçek, seçimi kazandığını açıkladı.
Sonuçlara itiraz edildi. Ama bir değişiklik olmadı. Her şey, herkesin yanına kâr kaldı…
Seçim tarihimizde asıl ders çıkarılacak, ibret alınacak bir başka örnek ise AVCILAR BELDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİDİR.
Bu belediye hile ile, CHP’li Dr. Handan Toprak Benli’nin elinden alınmak istendi… Oysa seçimlerde CHP oyları AKP oylarından 7 bin altı yüz fazlaydı… Bu yalın gerçeğe karşın 30 Mart yerel seçimlerinde “Oy hırsızlığı” yöntemiyle karşı taraf oylarını artırdı ve Avcılar Belediye Başkanlığı seçimlerini kazandığını ilan etti…
Bu haberi alan Avcılar Belediyesinin gerçek Başkanı CHP’li Handan Toprak Benli, İlçe Seçim Kurulunun yolunu tuttu. Çünkü kazandığından emindi… Çünkü seçimlerden üç ay önce, sandık görevlilerine “Hırsızlığa, hileye karşı oyların nasıl korunacağına dair bir eğitim” verilmişti.
Ellerinde tutanaklar vardı…
Olayın gerisini CHP’li Belediye Başkanı Dr. Handan Toprak Benli’den dinleyelim:
“Ajanslar ‘Avcılar’ı AKP aldı’ diye haber geçiyor. Ben de ‘Sakin olun tutanaklar bende.’ dedim. Ondan sonra ilçe seçim kuruluna gittik. İçeri girdiğim anda ilçe seçim kurulu başkanına dönüp dedim ki: ‘Burada uzun bir mesai yapacağız. Çünkü ben mazbatayı almadan çıkmayacağım.’ Sonuçta elimizdeki tutanaklarla oradaki birleşik tutanakları karşılaştırarak her şeyi güzelce ve süreci de iyi bir şekilde yöneterek 20 saat sonra başkanlık mazbatasını alarak çıktım. Daha sonra diğer parti sonuçlara itiraz etti. Ben mazbatasını almış bir başkan olduğum ve göreve başladığım halde o oyların başına bir şey gelmesin diye oyların korunması için ilçe seçim kurulunda özel bir güvenlik tertibi de aldım. Mazbatayı aldıktan sonra da işi bırakmadık biz. Her gün iki kişi ilçe seçim kurulunda oy torbalarını bekledi. 8 saatlik vardiya usulüyle orası çok iyi bir şekilde muhafaza edildi, oylar korundu. Bu demokrasiye sahip çıkmaktır.”
Evet, “BU DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMAKTIR…”
Muhalefet partilerinin bu olaydan alacağı çok dersler vardır.
Her şeyden önce şunu bilmelidirler: SANDIK NAMUS DEMEKTİR… Seçim kazanmak isteyen partiler, eğer hep muhalefette kalmak amacında değillerse, namusuna sahip çıkmalı ve sandıklarını korumasını bilmelidirler…
(alieralp37@gmail.com)
Bir yanıt yazın