Kime inanacağız?…

NECDET BULUZ

Bizi takip eden okurlarımız anımsayacaklardır. Yazdığımız konularla ilgili her zaman bizi yönetenlere inanmak, güvenmek durumunda olduğumuzu vurgulamışızdır. Milli konularda da devletimizin, Hükümetimizin yanında yer aldığımızın altını çizmişizdir. Her zaman birliğimizden, bütünlüğümüzden yana olduk. Atatürk ve Cumhuriyet çizgisini korumaya çalıştık. Ülkemizde barışın, dostluğun, hukukun, sevginin vaz geçilmezliğinden söz ettik. Bugün de aynı çizgideyiz.
Terör örgütü ile Hükümet arasında başlatılan “Barış Süreci” ile birlikte her iki taraftan da çeşitli açıklamalar yapıldı, bugün yine yapılıyor. Her konuda olduğu gibi bu konuda da biz, yine bizi yönetenlerin açıklamalarına inanmak, onlarla birlikte olmak, barış ve huzurun gelmesi için onların yanında yer almak istiyoruz. Bu ülkede yaşayan bir vatandaş olarak bunu yürekten istiyoruz.
Ancak, konu ile ilgili öylesine çelişkili açıklamalar yapılıyor ki, bir noktada durup “Acaba hangisi doğru, kime inanacağız?” demek durumunda kalıyoruz.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, terör örgütü temsilcileri ile “açılım” konusunda görüşmelerde en etkili isim olarak biliniyor. Akdoğan, konu ile ilgili son açıklamasında “Nevruz’da inşallah tüm çatışmayı, şiddeti, silahı demokrasi ateşinde yakacağız ve hep birlikte demokrasi ateşinin üzerinden atlayacağız” diyor.
PKK’nın da silahları bırakacağı, sınır dışına çekileceği müjdesini veriyor.
Terör örgütü cephesinden gelen haberlerde ise “Bizim silah bırakmamızı kimse beklemesin. Hükümet bugüne kadar beklenen adımları atmadı. AK Parti’nin artık bahanesi kalmadı” deniliyor.
Birbiri ile çelişkili ve hiç ilgisi olmayan açıklamalar havalarda uçuşuyor.
PKK’nın siyasi uzantısı HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş konuyu bir adım daha öne taşıyor ve “Hükümet sanki PKK yarın silah bıkacakmış gibi bir algı operasyonu yapıyor. Böyle bir şey yok, bu koşullarda bunu da kimse beklemesin” diyor.
Yalçın Akdoğan’ın açıklamasının hemen ardından KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok nasıl bir açıklama yaptı ona da bakalım:
“PKK, Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda önderliğimizin müzakere çerçevesine bağlıdır. Hükümet bugüne kadar adım atmadı. Artık bahanesi kalmadı. Silah ancak 10 madde üzerinde anlaşılırsa tartışılır.”
Görebildiğimiz kadarı ile burada konuya Hükümet olanlar açıklık getirmiyor. Terör örgütü silah bırakma için isteklerini söylüyor ama Hükümet olanlar ne yapmak istediklerini açık yüreklilikle kamuoyu ile paylaşmıyor.
Dikkat edilecek olursa “PKK silah bırakır “denilmiyor, terör örgütünün Hükümete dayattığı 10 maddenin yerine getirilmesinden sonra silah bırakmanın “tartışılır” olabileceğine vurgu yapılıyor.
Bazı konularda gerçekçi ve inandırıcı olmak gerekir. Cumhurbaşkanı Erdoğan bile, PKK’nın silah bırakması konusunda tereddütlerini ve endişelerini dile getiriyor. PKK’nın silahlarını gömmemekte ısrar ettiğini belirtip “İrlanda’ya bakıyorsunuz orada IRA silahları “Ben gömdüm” diyor. Nereye?”Betona gömdüm” diyor. Betona gömdüğünü görüntülü olarak yerinde tespit ediyorlar. IRA orada inandırıcılık testini kazanmış oluyor. Ama bizdeki teröristler böyle bir adım atamıyor, çünkü varlık sebepleri bu” diyerek PKK’yı adım atmamakla suçluyor.
PKK’nın silah bırakma açıklamasının lafta kalmaması gerektiği belirtiliyor.
Yazımızın başında da değindiğimiz gibi, terör örgütü, silah bırakma konusunun koşullara bağlı olduğunu söylediğine göre bu iş nasıl çözülecek? PKK, silah bırakma konusunda adım atmıyorsa, bu onun varlık sebebi ise, bugüne kadar yapılan görüşmeler, koşuşturmalar, toplantılar hiçbir işe yaramamış demektir.
Ortada somut atılmış bir adım yok, PKK istediği gibi at koşturuyor, Güneydoğu’yu adeta ablukası altına almış durumda. Konuyla ilgili yazdığımız yazılarda Güneydoğu’da nelerin olduğunu ve yaşandığını daha önce sizlerle paylaşmıştık. Bugüne bakıyoruz, değişen bir şeyin olmadığını görüyoruz.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın ortaya çıkıp “PKK silah bırakacak” anlamındaki açıklamalarını bu nedenle yadırgıyoruz. PKK kanadından yapılan açıklama baktığımızda bu açıklamaların inandırıcılığının olmadığını görüyoruz. Hükümet kanadının önemli bir ismi, böylesine açıklama yaparsa inandırıcı olmalıdır, güveni sarsmamalıdır.
Bugüne kadar PKK’nın silah bırakacağı açıklamaları çok yapıldı. “Barışa yaklaştık” denildi. “Çok önemli mesafeler alındı, bu iş tamamdır” denildi. Ancak hepsi fos çıktı. Karşılıklı suçlamalarla iki yıl geçti, fakat beklenen adımlar atılmadı, sonuca da yaklaşılmadı.
Kaldı ki, PKK’nın “Silah bıraktım” demesi ile sorunun çözüme kavuşmayacağını herkes biliyor. Kuzey Irak’ta Kürt gruplara Amerika ve Batı tarafından gönderilen en modern silahların PKK’nın eline geçmeyeceğinin bir garantisi var mı? Nitekim PKK’nın bir kolu da Barzani’nin Peşmergeleri ile birlikte zaten Kuzey Irak’ta bulunuyor.
PKK’nın üst düzey yöneticileri “Biz IŞİD ile savaşmaya hazırız. Bu işi bitirecek savaş gücümüz de var” demiyorlar mı? Zaten Amerika’nın da Batı’nın da istediği böyle bir gücün bölgede olmasıdır.
necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com

Mustafa Kemal Atatürk

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir