Kıbrıs Rum Yönetimi başkanı Anastasiadis’in bugünlerde başı çok ağrıyor ve sonrasında da hiç durmadan ağrıyacak gibi gözüküyor.
İçteki siyasi durum berbat mı berbat. Gelişmeler hiçte Anastasiadis’in istediği gibi değil.
Neyse ki şimdi sadece sabah kalkınca, saat 10.30’da, öğleyin yemekte, öğleden sonra saat 15.00’de ve gece yemekten sonra yatana kadar içkisini içiyor ama işler böyle giderse sabahtan sabaha içmek zorunda kalacak maalesef.
Rum Yönetimi Bakanlar Kurulu’nun aldığı bir kararla, Makarios’u devirmek ve Kıbrıs adasını Yunanistan’a bağlamak amacı ile 15 Temmuz 1974 tarihinde Yunanistan’dan resmi olarak Rum Milli Muhafız Ordusunda (RMMO) görev yapmak üzere gönderilmiş Yunanlı subayların komutası altındaki darbecilerin gerçekleştirdiği darbede öldürülen yaklaşık 2 bine yakın AKEL’ci ve Makarios’cu Rumun gömüldüğü Lefkoşa’daki “Ay.Konstantiu ve Eleni” Mezarlığındaki ikinci toplu mezar açılacak ve kimlik tespiti yapılacak.
Bu iş tam bir baş ağrısı olacak Anastasiadis için. Bir değil, gerçekte birkaç tane baş ağrısı olacak diyebiliriz.
Kayıp aileleri “yakınlarımızı Türkler öldürdü diyerek yıllardır bizi kandırdınız” düşüncesiyle 1974 sonrası iktidara gelmiş tüm Rum hükümetlerini yalan söylemekle suçlayacaklar ve yaygarayı basacaklar. Rum hükümetlerinin yıllarca yalan söylediği ve Rum halkını kandırdığı ortaya çıkacak.
En önemlisi de solcu diye acımadan öldürülen AKEL’ciler ile Makarios taraftarı oldukları için katledilen Makariosçuları öldüren kişilerin EOKA B’ciler olması.
Zamanında DISY’nin kurucusu Glafkos Klerides, darbeciler diye toplumdan dışlanan EOKA B’cilere kucak açmış ve onları DISY çatısı altında toplamıştı. Şimdi Anastasiadis’in başkanı olduğu DISY’nin geçmişte büyük bir aşkla kucakladığı EOKA B’cilerin, kazılacak olan toplu mezarda kemikleri bulunacak kişilerin katilleri olması Rum toplumu içinde bir başka kaos yaratacak. Anastasiadis hem yalancılıkla suçlanacak, hem de katilleri korumakla.
***
Sorun sadece bu olsa neyse. Birkaç hır gürle atlatılır, suç hayali bir birkaç kişiye yüklenip savuşturulabilirdi ama sadece bu değil.
Girne’nin hayali Rum Belediye başkanı Glafkos Kariolu, 15 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleştirilen Yunan darbesi ve 20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı sonrasında Girne’den güney Kıbrıs’a göç eden Rum göçmenlerin, KKTC yönetimi altında yaşamak kaydı ile Girne’ye geri dönmeye sıcak baktıklarını açıklaması bir başka baş ağrısı oldu Anastasiadis için.
Kariolu bu açıklaması ile adeta yıllardır aksini savunan Rum Yönetimlerinin kemikleşmiş stratejisini kökünden dinamitleyerek yeni bir sayfa açtı.
Sorunların ne yazık ki hepsi bu değil.
Bir tanecik daha var ki Kıbrıs Rum halkını fena sallayacak. En üstte Anastasiadis olduğundan, onun sallantısı aynen ağacın burnundaki kişi gibi depremden de öteye olacak. Düşüp kafasını gözünü yarmazsa iyi.
İpotekli evlerin satışı yakında başlıyor ve bekleme süresi ise sadece 15 dakika. Ev tespit edilen fiyatı bulmadı diye satışını ertelemek diye bir uygulama yok. Bekleme süresi 15 dakika ile kısıtlı. Söz konusu ev 15 dakika içinde kim ne fiyatı verdiyse o fiyata satılacak.
Anastasiadis’in bu kaostan kurtuluşunun tek bir yolu var. Halen yapmakta olduğu gibi Rumların dikkatini başka bir konuya çekebilmek için müzakere masasında çıkarttığı sorunu saçma sapan gerekçelerle uzatmak ve Türkiye’ye saldırmak ama uluslararası gelişmelere baktığımızda ABD’nin ve AB’nin bu yalanları yutmadığı çok belli oluyor.
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
Facebook: Ata Atun
13 Mart 2015
Bir yanıt yazın