ASYA’NIN KAYNAKLARI ASYA’YA

 
Hazar’ın hukuki statüsünün belirlenmesi için kıyıdaş ülkeler Azerbaycan, Rusya, İran, Kazakistan ve Türkmenistan arasında kurulan çalışma grubunun Bakü’deki 39. toplantısı sona erdi.
20 yılda 39 çalışma grubu toplantısı ve 2002-04 arasında Aşkabat, Tahran, Bakü ve Astrahan Zirveleri ardından,
Bu kez Hazar’ın dibinin bölünmesi sorununun bazı ülkeler arasında çözüldüğü, su yüzeyinin bölünmesi konusunda da beş ülkenin mutabakat sağladığı açıklandı.
 
*
Uluslararası güç dengelerinin, devletlerin açık bir kamplaşmadan yana tavır almasını engellediği bir süreçten geçiliyor,sorunların diplomatik süreçte çözülmesi öngörülüyor.
Bu sürecin en önemli konularından birini; doğal kaynaklar açısından zenginliği, balıkçılık ve dünya ihtiyacının yüzde 90’ını karşılayan önemli gelir kaynağı havyarı,
Yanısıra dünya petrol rezervinin yüzde 16’sı, doğalgaz rezervinin yüzde 12’sine denk gelen 163 milyar varil petrol ve 17.6 milyar metreküp doğalgaz rezervi ile Hazar Havzası oluşturuyor.
 
*
Hazar’ın stratejik profilini; Dışişleri Bakanı J.Kerry’nin,”Biz eğer Avrupa pazarlarına ulaşım için enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine yardımcı olursak büyük enerji güvenliğini temin edebiliriz. Avrupa ülkelerinin enerji alımının büyük bir kısmında Rusya’ya bağlı olmamasını sağlamak için beraber daha fazla şeyler yapmamız gerekir” ifadesinde beliren ABD’nin gelecek stratejisi,
Hem Rusya’dan ihraç edilen yakıtın yüzde 50’sini almanın, hem de teknolojideki ilerlemesiyle 2035 yılında enerji açısından kendine yetecek ve dünyaya enerji ihraç eden bir ülke olacak ABD’yi beklemenin arasında kalan Avrupa Birliğinin stratejisi,
Milliyetçi-devrimci motivasyonu ve en büyük tehlikenin ekonomik zayıflıktan kaynaklandığı tesbitiyle enerjiyi ekonominin temel politikası ve dış politikanın belirleyeni haline getirmiş olan Rusya’nın gelecek stratejisi belirliyor.
 
*
Bu gelecek stratejileri bileşkesi ve bu müthiş zenginlik kaynağı önünde Hazar 5’lisi  hukuksal statüyü tartışıyor.
Hepsi Hazar Denizi ve kaynakları üzerinde bir tek kendilerinin istisnai haklara sahip olduklarını ve hukuki statü anlaşmasının ancak kendilerinin ortak rızasıyla kabul edilebilir olduğunu esas alıyor.
Ama giderek Asya’da hegemonya ve güç siyasetine dayalı eski dünya güvenlik anlayışı yerine karşılıklı güvene, yarara, eşitliğe ve eşgüdüme dayalı  sürdürülebilir yeni bir güvenlik anlayışıyla birlikte,
“Asya’nın enerji kaynakları,Asya’nın hizmetine” sloganıyla, bu çok zengin  kaynağın Asya barışının ve kalkınmasının hizmetine sunulması fikrinde sağlanan konsensusla giderek Hazar’ın hukuksal statüsü konusunda sonuç çıkarmaya yakınlaşılıyor.
 
*
Rusya, Hazar Denizini benzeri olmayan bir iç deniz olarak kabul etmekte ve Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesinin Hazar’a uygulanamayacağını esas almaktadır.
Hazar; deniz olarak kabul edildiği taktirde 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre her kıyıdaş devletin karasuları, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesinin olması,
Göl olarak kabul edilirse,ulusal sınırların belirlenmesinde ya Hazar’ın tamamen ulusal sektörlere bölünmesi ya da ortak kullanımı gerekiyor.
 
*
Ne ki Azerbaycan  ile Kırgızistan ABD ve Avrupa şirketleriyle petrol anlaşmaları yapmıştır.
Rusya ve İran bu ihalelere tepki göstererek Hazar’ın statüsünü sürekli gündemde tutuyor.
Bu suretle Hazar’ın statüsünün belirlenmesinde uluslararası hukukun yanında siyasi ve ekonomik unsurlar devreye giriyor, her kıyıdaş devlet ve ilişkide olduğu devletin farklı farklı hukuksal tezleri oluşmuş bulunuyor.
 
*
Yine de Hazar’ın hukuki statüsünün belirlenmesi için kıyıdaş ülkelerin görüşmelerinde;Hazar’ın hukuki statüsünün temelini Rusya’nın “su ortaktır ” formülünün açılımından hareket ediliyor.
Rusya “suyun dibini yer altı sularından istifade amacıyla bölgelere ayırmayı” öneriyor.
Hazar Denizi’nin etrafındaki ve karşısındaki ülkeler arasında kalan dibini şekli değiştirilmiş orta hatlarda ya da taraflarca kabul edilen hatlarda su alanının ortak kullanımını korumak, deniz trafiği serbestliğini, kabul edilen sınırlarda balık avını ve çevreyi korumayı sağlamak şartıyla kullanım alanlarına ayrılması öngörülüyor.
 
*
Nitekim, sadece kıyıdaş ülkelerin vardıkları mutabakatla yeraltı kaynaklarının işletilmesi için Hazar Denizinin dibi bölünüyor.
25 mil genişliğinde ulusal bölgeler kurulurken, bu bölgeler dışındaki alan ortak kullanılacak su alanı olarak belirleniyor.
Kıyıdaş ülkelere ait gemilerin Hazar Denizinde serbest hareket edebileceği ama yabancı askeri gemilerin denizde bulunmayacağı konusu ile Batı’ya tavır gösteriliyor.
Biyolojik kaynaklar, hidrometeoroloji ve güvenlik ile ilgili anlaşmalar tüm kıyıdaş ülkelerce imza altına alınmış bulunuyor.
 
*
Bakü’deki toplantının ardından Rusya Dışişleri Bakanlığı, farklı yaklaşımların olduğu mesela, Hazar’ın altından boru hattı ve kablo çekilmesine yönelik görüşmelerin devam ettiğini, 2016’da Astana’da devlet başkanları zirvesine kadar çalışmaların bitirilerek nihai anlaşmanın sağlanacağını açıklıyor.
Fakat ABD’ye rağmen Birleşmiş Milletlerin temsil ettiği uluslararası hukukun yeniden yapılandırılması gerekiyor…
10.3.2015
 
Hazar'ın hukuki statüsünün belirlenmesi için kıyıdaş ülkeler Azerbaycan, Rusya, İran, Kazakistan ve Türkmenistan arasında kurulan çalışma grubunun Bakü'deki 39. toplantısı sona erdi.
20 yılda 39 çalışma grubu toplantısı ve 2002-04 arasında Aşkabat, Tahran, Bakü ve Astrahan Zirveleri ardından,
Bu kez Hazar'ın dibinin bölünmesi sorununun bazı ülkeler arasında çözüldüğü, su yüzeyinin bölünmesi konusunda da beş ülkenin mutabakat sağladığı açıklandı.
 
*
Uluslararası güç dengelerinin, devletlerin açık bir kamplaşmadan yana tavır almasını engellediği bir süreçten geçiliyor,sorunların diplomatik süreçte çözülmesi öngörülüyor.
Bu sürecin en önemli konularından birini; doğal kaynaklar açısından zenginliği, balıkçılık ve dünya ihtiyacının yüzde 90'ını karşılayan önemli gelir kaynağı havyarı,
Yanısıra dünya petrol rezervinin yüzde 16'sı, doğalgaz rezervinin yüzde 12'sine denk gelen 163 milyar varil petrol ve 17.6 milyar metreküp doğalgaz rezervi ile Hazar Havzası oluşturuyor.
 
*
Hazar'ın stratejik profilini; Dışişleri Bakanı J.Kerry'nin,"Biz eğer Avrupa pazarlarına ulaşım için enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine yardımcı olursak büyük enerji güvenliğini temin edebiliriz. Avrupa ülkelerinin enerji alımının büyük bir kısmında Rusya'ya bağlı olmamasını sağlamak için beraber daha fazla şeyler yapmamız gerekir" ifadesinde beliren ABD'nin gelecek stratejisi,
Hem Rusya'dan ihraç edilen yakıtın yüzde 50'sini almanın, hem de teknolojideki ilerlemesiyle 2035 yılında enerji açısından kendine yetecek ve dünyaya enerji ihraç eden bir ülke olacak ABD'yi beklemenin arasında kalan Avrupa Birliğinin stratejisi,
Milliyetçi-devrimci motivasyonu ve en büyük tehlikenin ekonomik zayıflıktan kaynaklandığı tesbitiyle enerjiyi ekonominin temel politikası ve dış politikanın belirleyeni haline getirmiş olan Rusya'nın gelecek stratejisi belirliyor.
 
*
Bu gelecek stratejileri bileşkesi ve bu müthiş zenginlik kaynağı önünde Hazar 5'lisi  hukuksal statüyü tartışıyor.
Hepsi Hazar Denizi ve kaynakları üzerinde bir tek kendilerinin istisnai haklara sahip olduklarını ve hukuki statü anlaşmasının ancak kendilerinin ortak rızasıyla kabul edilebilir olduğunu esas alıyor.
Ama giderek Asya'da hegemonya ve güç siyasetine dayalı eski dünya güvenlik anlayışı yerine karşılıklı güvene, yarara, eşitliğe ve eşgüdüme dayalı  sürdürülebilir yeni bir güvenlik anlayışıyla birlikte,
"Asya'nın enerji kaynakları,Asya'nın hizmetine" sloganıyla, bu çok zengin  kaynağın Asya barışının ve kalkınmasının hizmetine sunulması fikrinde sağlanan konsensusla giderek Hazar'ın hukuksal statüsü konusunda sonuç çıkarmaya yakınlaşılıyor.
 
*
Rusya, Hazar Denizini benzeri olmayan bir iç deniz olarak kabul etmekte ve Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesinin Hazar'a uygulanamayacağını esas almaktadır.
Hazar; deniz olarak kabul edildiği taktirde 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne göre her kıyıdaş devletin karasuları, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesinin olması,
Göl olarak kabul edilirse,ulusal sınırların belirlenmesinde ya Hazar'ın tamamen ulusal sektörlere bölünmesi ya da ortak kullanımı gerekiyor.
 
*
Ne ki Azerbaycan  ile Kırgızistan ABD ve Avrupa şirketleriyle petrol anlaşmaları yapmıştır.
Rusya ve İran bu ihalelere tepki göstererek Hazar'ın statüsünü sürekli gündemde tutuyor.
Bu suretle Hazar'ın statüsünün belirlenmesinde uluslararası hukukun yanında siyasi ve ekonomik unsurlar devreye giriyor, her kıyıdaş devlet ve ilişkide olduğu devletin farklı farklı hukuksal tezleri oluşmuş bulunuyor.
 
*
Yine de Hazar'ın hukuki statüsünün belirlenmesi için kıyıdaş ülkelerin görüşmelerinde;Hazar'ın hukuki statüsünün temelini Rusya'nın "su ortaktır " formülünün açılımından hareket ediliyor.
Rusya "suyun dibini yer altı sularından istifade amacıyla bölgelere ayırmayı" öneriyor.
Hazar Denizi'nin etrafındaki ve karşısındaki ülkeler arasında kalan dibini şekli değiştirilmiş orta hatlarda ya da taraflarca kabul edilen hatlarda su alanının ortak kullanımını korumak, deniz trafiği serbestliğini, kabul edilen sınırlarda balık avını ve çevreyi korumayı sağlamak şartıyla kullanım alanlarına ayrılması öngörülüyor.
 
*
Nitekim, sadece kıyıdaş ülkelerin vardıkları mutabakatla yeraltı kaynaklarının işletilmesi için Hazar Denizinin dibi bölünüyor.
25 mil genişliğinde ulusal bölgeler kurulurken, bu bölgeler dışındaki alan ortak kullanılacak su alanı olarak belirleniyor.
Kıyıdaş ülkelere ait gemilerin Hazar Denizinde serbest hareket edebileceği ama yabancı askeri gemilerin denizde bulunmayacağı konusu ile Batı'ya tavır gösteriliyor.
Biyolojik kaynaklar, hidrometeoroloji ve güvenlik ile ilgili anlaşmalar tüm kıyıdaş ülkelerce imza altına alınmış bulunuyor.
 
*
Bakü'deki toplantının ardından Rusya Dışişleri Bakanlığı, farklı yaklaşımların olduğu mesela, Hazar'ın altından boru hattı ve kablo çekilmesine yönelik görüşmelerin devam ettiğini, 2016'da Astana'da devlet başkanları zirvesine kadar çalışmaların bitirilerek nihai anlaşmanın sağlanacağını açıklıyor.
Fakat ABD'ye rağmen Birleşmiş Milletlerin temsil ettiği uluslararası hukukun yeniden yapılandırılması gerekiyor... 10.3.2015 - cleardot
 
Hazar'ın hukuki statüsünün belirlenmesi için kıyıdaş ülkeler Azerbaycan, Rusya, İran, Kazakistan ve Türkmenistan arasında kurulan çalışma grubunun Bakü'deki 39. toplantısı sona erdi.
20 yılda 39 çalışma grubu toplantısı ve 2002-04 arasında Aşkabat, Tahran, Bakü ve Astrahan Zirveleri ardından,
Bu kez Hazar'ın dibinin bölünmesi sorununun bazı ülkeler arasında çözüldüğü, su yüzeyinin bölünmesi konusunda da beş ülkenin mutabakat sağladığı açıklandı.
 
*
Uluslararası güç dengelerinin, devletlerin açık bir kamplaşmadan yana tavır almasını engellediği bir süreçten geçiliyor,sorunların diplomatik süreçte çözülmesi öngörülüyor.
Bu sürecin en önemli konularından birini; doğal kaynaklar açısından zenginliği, balıkçılık ve dünya ihtiyacının yüzde 90'ını karşılayan önemli gelir kaynağı havyarı,
Yanısıra dünya petrol rezervinin yüzde 16'sı, doğalgaz rezervinin yüzde 12'sine denk gelen 163 milyar varil petrol ve 17.6 milyar metreküp doğalgaz rezervi ile Hazar Havzası oluşturuyor.
 
*
Hazar'ın stratejik profilini; Dışişleri Bakanı J.Kerry'nin,"Biz eğer Avrupa pazarlarına ulaşım için enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine yardımcı olursak büyük enerji güvenliğini temin edebiliriz. Avrupa ülkelerinin enerji alımının büyük bir kısmında Rusya'ya bağlı olmamasını sağlamak için beraber daha fazla şeyler yapmamız gerekir" ifadesinde beliren ABD'nin gelecek stratejisi,
Hem Rusya'dan ihraç edilen yakıtın yüzde 50'sini almanın, hem de teknolojideki ilerlemesiyle 2035 yılında enerji açısından kendine yetecek ve dünyaya enerji ihraç eden bir ülke olacak ABD'yi beklemenin arasında kalan Avrupa Birliğinin stratejisi,
Milliyetçi-devrimci motivasyonu ve en büyük tehlikenin ekonomik zayıflıktan kaynaklandığı tesbitiyle enerjiyi ekonominin temel politikası ve dış politikanın belirleyeni haline getirmiş olan Rusya'nın gelecek stratejisi belirliyor.
 
*
Bu gelecek stratejileri bileşkesi ve bu müthiş zenginlik kaynağı önünde Hazar 5'lisi  hukuksal statüyü tartışıyor.
Hepsi Hazar Denizi ve kaynakları üzerinde bir tek kendilerinin istisnai haklara sahip olduklarını ve hukuki statü anlaşmasının ancak kendilerinin ortak rızasıyla kabul edilebilir olduğunu esas alıyor.
Ama giderek Asya'da hegemonya ve güç siyasetine dayalı eski dünya güvenlik anlayışı yerine karşılıklı güvene, yarara, eşitliğe ve eşgüdüme dayalı  sürdürülebilir yeni bir güvenlik anlayışıyla birlikte,
"Asya'nın enerji kaynakları,Asya'nın hizmetine" sloganıyla, bu çok zengin  kaynağın Asya barışının ve kalkınmasının hizmetine sunulması fikrinde sağlanan konsensusla giderek Hazar'ın hukuksal statüsü konusunda sonuç çıkarmaya yakınlaşılıyor.
 
*
Rusya, Hazar Denizini benzeri olmayan bir iç deniz olarak kabul etmekte ve Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesinin Hazar'a uygulanamayacağını esas almaktadır.
Hazar; deniz olarak kabul edildiği taktirde 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne göre her kıyıdaş devletin karasuları, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesinin olması,
Göl olarak kabul edilirse,ulusal sınırların belirlenmesinde ya Hazar'ın tamamen ulusal sektörlere bölünmesi ya da ortak kullanımı gerekiyor.
 
*
Ne ki Azerbaycan  ile Kırgızistan ABD ve Avrupa şirketleriyle petrol anlaşmaları yapmıştır.
Rusya ve İran bu ihalelere tepki göstererek Hazar'ın statüsünü sürekli gündemde tutuyor.
Bu suretle Hazar'ın statüsünün belirlenmesinde uluslararası hukukun yanında siyasi ve ekonomik unsurlar devreye giriyor, her kıyıdaş devlet ve ilişkide olduğu devletin farklı farklı hukuksal tezleri oluşmuş bulunuyor.
 
*
Yine de Hazar'ın hukuki statüsünün belirlenmesi için kıyıdaş ülkelerin görüşmelerinde;Hazar'ın hukuki statüsünün temelini Rusya'nın "su ortaktır " formülünün açılımından hareket ediliyor.
Rusya "suyun dibini yer altı sularından istifade amacıyla bölgelere ayırmayı" öneriyor.
Hazar Denizi'nin etrafındaki ve karşısındaki ülkeler arasında kalan dibini şekli değiştirilmiş orta hatlarda ya da taraflarca kabul edilen hatlarda su alanının ortak kullanımını korumak, deniz trafiği serbestliğini, kabul edilen sınırlarda balık avını ve çevreyi korumayı sağlamak şartıyla kullanım alanlarına ayrılması öngörülüyor.
 
*
Nitekim, sadece kıyıdaş ülkelerin vardıkları mutabakatla yeraltı kaynaklarının işletilmesi için Hazar Denizinin dibi bölünüyor.
25 mil genişliğinde ulusal bölgeler kurulurken, bu bölgeler dışındaki alan ortak kullanılacak su alanı olarak belirleniyor.
Kıyıdaş ülkelere ait gemilerin Hazar Denizinde serbest hareket edebileceği ama yabancı askeri gemilerin denizde bulunmayacağı konusu ile Batı'ya tavır gösteriliyor.
Biyolojik kaynaklar, hidrometeoroloji ve güvenlik ile ilgili anlaşmalar tüm kıyıdaş ülkelerce imza altına alınmış bulunuyor.
 
*
Bakü'deki toplantının ardından Rusya Dışişleri Bakanlığı, farklı yaklaşımların olduğu mesela, Hazar'ın altından boru hattı ve kablo çekilmesine yönelik görüşmelerin devam ettiğini, 2016'da Astana'da devlet başkanları zirvesine kadar çalışmaların bitirilerek nihai anlaşmanın sağlanacağını açıklıyor.
Fakat ABD'ye rağmen Birleşmiş Milletlerin temsil ettiği uluslararası hukukun yeniden yapılandırılması gerekiyor... 10.3.2015 - 7593

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir