NECDET BULUZ
İktidar partisi AK Parti ile HDP arasında süreç ile ilgili laf düellosu bütün hızı ile sürüyor. İktidarın sözcüsü Bülent Arınç, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ağır biçimde eleştiriyor. Demirtaş da anında buna yanıt veriyor. Bu tabloyu görenler, her iki tarafın da birbirine düşman olduğunu görürler. Acaba böyle mi?
Süreç konusunda her kafadan bir ses geliyor ve bu da herkesin kafasını karıştırıyor. Geçenlerde bu konuda yazdığımız bir yazıda bu konuyu enine boyuna değerlendirmiştik. Bugün de değişen bir şeyin olmadığını görmekteyiz.
Dikkat edilecek olursa süreç ile ilgili gelişmeleri yakından takip eden MHP cephesi, tüm bu olup bitenleri “danışıklı dövüş” olarak yorumluyor. MHP Genel Başkanı Bahçeli, her açıklamasında “AK Parti ile HDP ortak hareket ediyor, milleti kandırmaya çalışıyorlar” diyor. Her iki tarafın da bir seçim işbirliği içinde olduğuna vurgu yapılıyor.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da açıklamasında hem iktidar partisini, hem de PKK’nın siyasi uzantısı HDP’yi suçladı ve “10 maddelik anlaşmayı imzalayanların şimdi kalkıp ağız dalaşına girmesi komedi. İçeride tango yapıyor, dışarı da gulu gulu dansı.”diyor.
Terör örgütü PKK ile de kamu düzeni görüşmelerinin yapıldığı ifade ediliyor.
Oktay Vural’ın şu sözlerinin de altını çizmek istiyoruz:
“PKK ile kamu düzenini görüşüyor, vatanı görüşüyor. Milleti etnik kimliklerine göre ayırmak isteyenlerle milleti görüşüyor. Bunlardan rahatsız olmuyorsan bu milleti nasıl temsil ediyorsun? Adama sorarlar, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı mısın, PKK eş başkanı mısın? Bu ihanet maddelerinden rahatsız olmayanlar milletin, devletin, cumhuriyetin, özgürlüğün ve Türk milli kimliğinin düşmanıdırlar. Bu mutabakattan rahatsız olmayan PKK’lılardır, bölücülerdir, Kürtler’i öldürenlerdir, Kürtler’i ayırmak isteyenlerdir, Kürdistan’ı kurmak isteyenlerdir, İsrail’dir, ABD’dir. Bugün aynı eksene gelmiştir Davutoğlu.”
PKK’nın Kandil’deki yöneticilerinden Duran Kalkan, konu ile ilgili bir açıklama daha yaptı. BU açıklamayı iyi analiz ettiğimizde AK Parti ile PKK arasında nasıl bir işbirliğinin olduğunu daha iyi anlamış oluruz. Kalkan açıklamasında “Her şey seçimden sonra netleşecek” diyor.
Bu açıklama her şeyi açığa vuruyor. Zaten MHP, bu açıklama olmadan önce de kurulan bu tezgâhı sezmişi kamuoyunu bu nedenle uyarmak durumunda kalmıştı. Şimdi, Duran Kalkan’ın bu açıklaması konuya biraz daha açıklama getirmiş oluyor.
Vural da bu tezgâhı taptığı şu açıklama ile vurgulamaya çalışıyor:
“10 maddelik açıklamayı imzalayanların şimdi kalkıp ağız dalaşına girmesi komedi. Milletin aklıyla alay mı ediyorsunuz? Milletin ciğerinin size teslim edilmesini istiyorsunuz. Kediye ciğer teslim edilmez. Milleti bölmek, ayrıştırmak istiyorsunuz, PKK-KCK devleti kurmak istiyorsunuz. İçeride tango yapıyorlar, dışarıda gulu gulu dansı. Artık iş bitmiş, birbirinizi bağlamışsınız. PKK’ya devlet verme, terörist başını serbest bırakma ve başkanlığı alarak anayasa yapmayla ilgili al-ver süreci. Ver başkanlığı, al özerkliği. Söz dalaşı göstermeliktir. PKK’nın taleplerini yerine getirme konusunda, terörist başına kimin daha yakın olduğunu ifade etmek için iki aşkın, iki tarafın aşık olduklarına yaptıkları serenattan öteye anlam taşımıyor. AKP de HDP de kılavuzları terörist başına aşkını ilan ediyorlar.”
Bu durumda HDP’nin seçime parti olarak girmesi AK Parti’yi olumsuz etkileyebilir mi? Artık AK Parti ile HDP’yi ayrı ayrı düşünemeyeceğimize göre bunun olumsuzluğu da söz konusu olamaz. İddialara göre AK Parti ile Öcalan’ın birlikte hazırladıkları Yeni Anayasa’nın önünün açılması için Meclis’te milletvekilliği çoğunluğuna ihtiyaç vardır.
HDP barajı aşarsa 60-70 milletvekili elde edecek. Aşamadığı takdirde AK Parti bu milletvekillerini kazanmış olacak. Her iki şekilde de Meclis’te bir milletvekili çoğunluğu hedefleniyor. Demirtaş, çıkışları ile ortadaki kararsızların oylarını kapmaya çalışıyor. Hatta CHP’den bile oy koparabileceklerinin hesaplarını yapıyorlar.
Buradaki bütün hedef, Yeni Anayasa ve bu Anayasa ile Başkanlık sisteminin önünün açılması olacaktır. Zaten gerek İmralı, gerek HDP, KCK ve Kandil yıllardır Anayasa’da değişiklik istemiyor mu? Anayasa’nın kendilerine göre düzenlenmesi gerektiğini söylemiyorlar mı?
Terör örgütü de yeni anayasa ile isteklerini elde etme fırsatını bulmuş olacak. Söylenenler ve iddialar bu yönde yoğunlaşıyor.
MHP’liler şimdi kamuoyu önüne çıkıp “AK Parti ile HDP seçim ortaklığı kurdu” diyorlarsa bunda yanılmış mı oluyorlar? Tam tersi, her iki partinin şovunu açık yüreklilikle ortaya döküyorlar.
Ak Parti’nin bütün hedefi 7 Haziran’da yapılacak olan genel seçimi kazasız belasız atlatmak, yeniden iktidar olmak, kâğıt üzerinde de olsa her türlü tavizi terör örgütüne verme görüntüsünü ortaya koymaktır. Özetle seçimlere kadar terör örgütünün de silah bırakmış görüntüsüne kamuoyunu inandırmak olacaktır.
Görebildiğimiz kadarı ile AK Parti seçimlere kadar zaman kazanmaya çalışacaktır. Aynı şeyleri HDP ve terör örgütü için de söyleyebiliriz. Yazımızın başına aldığımız Duran Kalkan’ın “Her şey seçimden sonra netleşecek” açıklaması da bu görüşümüzü desteklemiyor mu?
necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın