PKK silah bırakır mı?…
NECDET BULUZ
Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma çağrısı yapmasının açıklanmasını doğru okumak gerekiyor. Bugüne kadar bu tür çağrılar çok yapıldı. Terör örgütü silah bıraktı mı? Hayır. Kaldı ki, silahlı gücünü daha da artırdı. Gençlik yapılandırması ile şehirlere indi.
Şimdi, yapılan bu çağrı, Hükümet çevrelerince ve yandaş medya tarafından çok büyük başarı ve zafer olarak değerlendiriliyor. Kamuoyu bu konuda da yanıltılmaya çalışılıyor. Her ne kadar Öcalan PKK’ya silah bırakma çağrısı yapıyor ama bunun önündeki “âmâ”lara da dikkat edilmesi gerekiyor.
Dikkat edilecek olursa, ortak açıklama metninde Öcalan “Asgari müşterekin sağlandığı ilkelerde silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik ve tarihi kararı vermek için PKK’yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum…” diyor.
Asgari müşterek, Hükümetin önüne konulan 10 maddelik derstir. Bunun neler olduğunu hepimiz biliyoruz. Hükümet olanlar bu dersi çalışmak, terör örgütünün isteklerini öncelikle yerine getirmek durumunda kalacak.
Zaten açıklama sonrasında HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş bir açıklama yapmış ve Hükümetin öncelikle verdiği sözleri yerine getirmesinin bekleneceğini, PKK’nın silah bırakması aşamasının ondan sonra başlayabileceğini söylemiştir. Demirtaş aynı zamanda Meclis’ten çıkarılmaya çalışılan “Kamu Güvenliği Yasası”nın da geri çekilmesi gerektiğini sözlerine eklemiştir.
Görüldüğü gibi ortada bir pazarlık var. Eğer PKK silah bırakmaya karar verirse ve bu da kamuoyuna açıklanırsa bu noktada Hükümetin terör örgütünün bütün isteklerini yerine getirmiş olmasından kaynaklanmış olacaktır.
İşte muhalefet ve kamuoyunda böyle bir adım “Hainlik” olarak değerlendiriliyor. “Vatan toprağı PKK’ya peşkeş çekiliyor” deniliyor. “Atatürk’ün önünde teslimiyet anlaşması” deniliyor. “AK Parti’den PKK’ya bölünme teslimiyeti” deniliyor. Deniliyor da deniliyor.
HDP’liler tarafından yapılan Öcalan’ın açıklamasında şu cümlelerin de altını kalınca çizmek istiyoruz:
“Sürecin bundan sonraki tüm aşamalarında, demokratik çözümün yasal güvencelerinin oluşturulmasının elzem olduğu ve bu güvenceler sağlanmadan nihai barış ve demokrasi hedefine varmanın mümkün olmadığı, Sayın Öcalan tarafından net, ısrarlı ve kararlı bir şekilde vurgulanmıştır.”
Özetle, henüz ortada PKK’nın silah bırakması gibi bir konu yoktur. Aksine ortaya konulan isteklerin öncelikle yerine getirilmesi isteniliyor. Konunun hemen üzerine atlayıp “PKK silah bırakıyor” demek yanlış olur, yanıltıcı olur.
Daha önce terör örgütü ile Hükümet arasında bir “diyalog” vardı. Şimdi, açık biçimde “müzakere masası” kurulmuş oluyor. Müzakere masasında istekler daha açık ve net biçimde ortaya konulacak. Bunun ilk koşulunun Meclis’ten acele ile çıkarılmaya çalışılan “Kamu Güvenliği Yasası” olduğunu söyleyebiliriz.
Konu ile ilgili olarak bugüne kadar yazdığımız yazılarda hiçbir zaman bölünmeye, topraklarımızın parçalanmasına, silahlı terör örgütleri ile pazarlık masasına oturulmaya karşı olduğumuzu vurgulamaya çalıştık. Bugün de aynı görüşteyiz.
PKK ‘ya da hiçbir zaman inanmadık ve güvenmedik.
Silah bırakacak olan, barıştan ve kardeşlilikten yana olan bir örgütün yaptıklarını da samimi bulmuyoruz. Güneydoğu’yu cehenneme çeviren, bölünmeden yana olan, silahlı gruplarını şehirlere kadar indiren, devleti sürekli tehdit eden, güvenlik güçlerimizi düşman gören bir örgütün samimiyetinden de şüphe ediyoruz. Zaten ortaya konulan eylemlerle de bunların neler yapabileceklerini birlikte görmedik mi?
Silahsız bir ortamı, huzuru, barışı kim istemez?
Ancak, bugünkü koşullar altında böyle bir ortamın sağlanabileceğini de sanmıyoruz. Bu konuda karamsarız. Bütün bu analizler ışığı altında görüşümüz, PKK’nın kesinlikle silah bırakmayacağı yönündedir. Bu masalı yılardır dinliyoruz, ama bugüne kadar somut bir adım atıldığını da görmedik.
PKK, sembolik olarak silah bırakmış olsa bile, milis güçlerini zaten oluşturdu. Silahlı milis güçlerini şehirlere kadar indirdi. Bugün, Güneydoğu’daki olaylarda başrol oynayanların da bu güçler olduğu görülmüyor mu? Büyük kentlerdeki olayları çıkaranlar, yakan, yıkanlar oluşturulan bu güçlerle yapılmıyor mu? Kendimizi kandırmayalım.
Bütün bu gelişmeler ve açıklamalar yapılırken, Kandil’den yeniden farklı seslerin yükselmeye başladığını da görüyoruz. Kandil’den yapılan açıklamada “Öcalan ile doğrudan görüşmemiz ve müzakere etmemiz sağlanmalıdır” deniliyor. Ardında da şu açıklama yapılıyor.
“AK Parti iktidarı, Abdullah Öcalan’ın heyetle yaptığı görüşmeyi çarpıtarak PKK silah bırakacakmış gibi bir açıklama yapmasını HDP heyetine dayatmıştır. PKK, niye silah bıraksın ki?”
Yorumu sizlere bırakıyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın