Manastır’ın ortasında var bir havuz, canım havuz.
Manastır’ın ortasında var bir çeşme, canım çeşme”
Manastır’a özgü bu halk Türküsü’nü Mustafa Kemal Atatürk ömrünün sonuna dek, keyifli olduğu anlarda sayısız kez mırıldanmıştır.
Artık O, 1896’te öğrenimini sürdürmek için geldiği Manastır’da Askeri Lise öğrencisiydi.
Kimler yoktu ki bu lisede?
Yaşamı boyunca en yakın arkadaşlarından biri olan Ali Fethi Okyar’la bu lisede tanıştı.
Manastır ticarette gelişmiş; kültürel ve etnik çeşitliliği zengin bir Osmanlı kentiydi. Pek çok ülkenin konsolosluklarının da bulunduğu bu kentte, sosyal yaşam son derece canlı ve moderndi. Osmanlı kültür dünyasında, özgürlükçü ve sonradan da ihtilalci düşüncelerin merkezi haline gelen Manastır; Mustafa Kemal’e unutulmaz anılar bıraktı…
Manastır Askeri Lisesi’nde yatılı öğrenci olarak kalıyordu. Manastır günlerinde döneminin önemli şair ve yazarların kitaplarıyla tanıştı. Vatan ve Özgürlük Şairi Namık Kemal’in ve şiirlerini derin hazlar alarak bu yıllarda okumaya başladı.
Şiir tutkusunun gelişmesinde bu lisede tanıdığı bir arkadaşı etkili oldu.
Ömer Naci…
Artık o da şiir kitapları okuyor; hatta şiir yazma denemelerinde bulunuyordu. Şiir’in yanı sıra edebiyat ve tarihe de derin bir ilgi duyuyor; Fransızcasını geliştirmeye çalışıyordu. Ülkesinin ve başka ülkelerin tarihlerini okumaktan büyük tatlar alıyordu. Tarih öğretmeni Mehmet Tevfik Bey ve Edebiyat öğretmeni Mehmet Asım Efendi’nin derslerini ilgiyle izliyordu.
Askerlik mesleğini öğrenirken; bir yandan da ülkesinin sorunlarına yakından ilgi duymaya başladı. Balkan ülkelerinde gittikçe gelişen milli duygular, onun da yüreğini kapladı. 1898’de bu liseyi bitiren Mustafa Kemal, artık İstanbul’da Harp Okulu’na gitmeye hak kazanmıştı.
Manastır’ın ortasında var bir havuz, canım havuz.
Manastır’ın ortasında var bir çeşme, canım çeşme
Kemal Arı
Bir yanıt yazın