Bir dönem Hürriyet gazetesinin Ankara Temsilciliği’ni de yapan Metehan Demir, son dönemde ortaya atılan IŞİD’in Türkiye’de bombalı saldırılar gerçekleştireceği yolundaki haberlerin de bu bağlamda olduğunu ileri sürdü.
Metehan Demir’in kişisel blog sayfasında “Süleyman Şah artık Milli kriz” başlığıyla yayımladığı (19 Şubat 2015) yazısı şöyle:
SÜLEYMAN ŞAH ARTIK MİLLİ KRİZ
Kamplaşma, giderek tırmanan nefret dalgası yetmiyormuş gibi ülkede ardarda yaşanan sosyolojik ve siyasi şoklar artık nefes almayı bile güç hale getiriyor.
Bir genç kızın alçakça katli, bir gazetecinin kartopu oynarken öldürülmesi, Meclis’te milletvekillerinin yaralanmaları gibi ağır travmatik haberler insanlarda umutsuzluk ve mutsuzluğu arttırıyor.
Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için ‘ne yapmak gerekir’ diye düşünmesi gerekenler ise, bakıyorsunuz ertesi gün kendi açısından olayı siyasi malzeme haline getirip karşı tarafa saldırıyor.
İşte tam bunlar olurken, bu ülke diğer bazı kritik noktalarda da tüyler ürperten gelişmeler yaşıyor.
TUZAK İÇİNDE TUZAK
Daha da kötüsü, içinde tuzak içinde tuzak bulunan bu girdaplarda Türkiye akıllı davranmazsa tehlikeli oldu bittiler pusuda kendisini bekliyor.
28 Ocak’ta ‘Süleyman Şah’ta tüyler ürperten iddalar’ başlığı ile yazdığım yazıda bazı iddiaları gündeme getirmiştim. İddialara göre, yurtdışındaki tek vatan toprağı olan Suriye sınırları içinde Süleyman Şah Türbesi’ndeki Türk askerleri IŞİD tehlikesi nedeniyle 11 aydır değiştirilemiyordu. Süleyman Şah Türbesi’ni koruyan askerler normalde 2-3 ay veya en geç 6 ayda değiştirilirdi.
Dün ulaşan bilgiler ise oldukça tatsız ve artık iddia değil gerçek.
Evet… Geçen Haziran’da, Ankara’nın 40 asker için gündeme getirdiği değişiklik isteği, bölgeyi işgal altında tutan IŞID tarafından reddedilmiş.
Sonrasında da bir kaç kez daha red yanıtı alınmış.
Yani, ‘askerlerin uzun döneme dayanıklılık testi yapılıyor’ gibi bahaneler doğru değil. Askerler o günden bu yana da orada mahsur kalmış durumda. Türbe’den ayrılıp yola çıktıklarında saldırı tehdidi halen devam ediyor. Erzak ve gıda temini bile Türkiye’den yapılamıyor. Bazen de temini IŞİD yapıyor.
HAREKAT MASADA!
Bu durum son zamanlarda Ankara’da kapalı kapılar ardında çok yakından takip ediliyor. Masada, IŞİD ile Türkiye’de tutuklu bazı isimlerin değişim müzakeresi bile var. Ama, en dikkat çekeni ise; Eğer bu şekilde devam ederse Genelkurmay’ın kapsamlı bir harekatı bile düşündüğü. Bunun için farklı senaryolar bile çalışılmış.
İşte tam bu noktada ortaya karışık bir denklem ortaya çıkıyor. Çünkü, her ne kadar kapsamlı bir harekat bazılarının egosunu okşasa da, bu aynı zamanda Türkiye’nin bir başka ülkenin toprağında yüksek yoğunluklu çatışmaya girmesi demek. Sonrasında ise savaşın içine çekilmesi gibi bir büyük riski beraberinde getirebilir.
Bu seçeneği en azından şimdilik biraz geriye atan nokta ise, Kobani’den sonra IŞİD’in üzerine etkin şekilde gitmeye devam eden Kürt Peşmerge güçlerinin Süleyman Şah’ın olduğu bölgeye de çok yaklaşması. Yani, bu güçlerin IŞİD’i kovmaya yönelik bundan sonraki başarısı Türbe’de askerlerin Türkiye’ye dönebilmesi için çok hayati.
Yalnız bütün bunlar olurken IŞİD’in de çok hayati bir hamle yaptığını ve karargahın önemli bölümünü Süleyman Şah’ın etrafına konuşlandırdığı bilgisini verelim. Böylece, Türbe’yi bir kalkan olarak kullanan IŞİD, kendini de şimdilik sağlama aldığı düşüncesinde. IŞİD’e, Türk askerlerinin Türbe’den Türkiye’ye güvenli geçişini sağlaması halinde Irak’a dönebileceği teklifi de yapılmış.
Endişe yaratan bir diğer unsur ise, mutlaka Ankara ile hesaplaşmak isteyen IŞİD’in bazı saldırıları gerçekleştirme ihtimali. Buna, yurtiçinde sınıra yakın illerde terör saldırıları ihtimali de dahil. Zaten bu konuda valiliklere uyarı yazıları gitmiş durumda. Türkiye’nin her yerinde arananlar var.
HER AÇIDAN DURUM ÇOK KARIŞIK VE CAN SIKICI
Unutmadan; bunu anlatan askeri kaynaklardan biri bana, ‘Ama bu Süleyman Şah olayı çok gizli tutuluyordu’ dedi. Ben de, ‘Suriye yönetiminin, IŞİD’in ve tüm batılı gizli servislerin bildiği bir şeyi bir tek Türk halkından gizlemek sizce tuhaf olmuyor mu?’ yanıtını verdim.
BU MİLLİ BİR MESELE VE MİLLİ BİR KRİZ…
Bu iş kimsenin yıpratılması veya hedeflenmesi meselesi değil. Duygusallığa kapılmadan, savaşa girmeden ve askerler ile Türbe’ye zarar getirmeden bu işin, hükümeti, askeri, Mit’i ve muhalefeti ile çözülmesi gerekiyor.
Bir yanıt yazın