“MİLİS YARBAY OSMAN AĞA”
HÜSEYİN MÜMTAZ
Giresunlu Topal Osman, Osman Ağa, Topal Osman Ağa yahut “Milis Yarbay Osman Ağa” hakkında en fazla eser yazılan, konuşulan, tartışılan Kurtuluş Savaşı kahramanlarındandır.
“Tartışanlar” hep, “150’LİKLER listesindeki” ötekiler yahut kendilerini bilerek ve isteyerek ötekileştirenlerdir.
Yazının başlığına aldığımız “Milis Yarbay Osman Ağa”, Erden Menteşeoğlu’nun 700 sayfalık son kitabının da adıdır. (Kendi yayını. Ankara 2014)
Menteşeoğlu kalbini ve gönlünü Giresun’a adamış tarih sevdalısı bir sivil toplum gönüllüsüdür.
“Osman Ağa”, “Yakın Tarihimizde Osman Ağa ve Giresunlular”, “Giresunlu Fedailerle Konuştum Onlar da Çılgındı” adlı eserlerinden sonra elimizdeki bu kitap dördüncü eseridir ama bunların yanında çok sayıda yayınlanmış makalesi de mevcuttur.
“Topal Osman”ın “kahramanlığı” ve “doğru” değerlendirilmesi, ancak fotoğrafın bütününe bakınca mümkündür.
“Topal Osman” Balkan Savaşı’ndadır, Batum’da Teşkilâtı- Mahsusa’dadır, Harşit Savunmasındadır, Giresun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı’dır.
5 Haziran 1919 günü Taşkışla denilen Rum okuluna mavi-beyaz renkte 20 metrelik bir Pontus bayrağını atının dibine serdirerek parçalatan, bayrağı asan Rum doğramacı ustasını da hak ettiği şekilde cezalandıran adamdır.
Osman Ağa Havza’dadır, Sakarya Savaşı’ndadır.
Ölene kadar “Atatürk’ün muhafızı”dır, öldükten sonra da yine “Atatürk’ün isteği” ile Giresun Kalesi’ne defnedilen adamdır.
“Fotoğrafın bütünü”nde kimin kahraman, kimin “hain” olduğu açıkça görülmektedir.
Rahmetli Necdet Sevinç’in “İstiklâl Harbi’nde Etnik İhanet” (Bilgeoğuz. İstanbul 2011) ve Şerif Güralp’in “Kurtuluş Savaşı’nın İçyüzü” (Güncel. İstanbul 2002) adlı eserleri, fotoğrafın bütününü görebilmeye çok yardımcı olur.
Osman Ağa, Yunan’a iltica edip Türk askerine kurşun sıkmadığı, Yunan uçaklarından kendi imzasıyla bildiri attırmadığı, Atina’ya kaçmadığı….
…“taraf”ını belli edip sonuna kadar Atatürk’ün ve Türk Ordusu’nun yanında yer aldığı için “kahraman”dır.
Menteşeoğlu’nun kitabı kaynak ve fotoğraf zengini. Dipnotları, konu ile ilgileneler için çok değerli birer başvuru kaynağı..
Keşke o çok ender ve kıymetli fotoğraflar daha iyi bir baskı kalitesi ile yayınlanabilse idi…
Ve “keşke” bu kitap, son derece kısıtlı “kendi imkanları” ile yayınlanmış “kendi yayını” değil de Giresun’da mebzul miktarda bulunduğu söylenilen “büyük tüccarların” “desteği” ile yayınlanmış olsaydı..
Keşke Giresun’daki cümle özel yahut resmî yerel kurum ve kuruluşlar ile o “görkemli” eğitim kurumları, Giresun’la ilgili bundan önceki “eserlere” gösterdikleri (!) ilgiyi Menteşeoğlu’nunkinden de esirgemeselerdi!
Neden gerekli gereksiz her yere ve her şeye para harcayan yukarıda adını saydığım, sayamadığım “kimse”ler; yayınlanmış “Giresunlu” bunca eserden destek mahiyetinde meselâ on, yüz, bin tane satın almaz, alamaz?
Marûf, muteber ve mutena işadamları; köyleri, mahalleleri, şehirleri ile ilgili bunca emek ve iğneyle kuyu kazarcasına oluşturulmuş eserlere neden hiç ilgi göstermez?
Yaramıza tuz basan, bu vesileyle aklımızdakileri söylememize bir kere daha fırsat veren Menteşeoğlu’nun eline ve kalemine sağlık.. 17 Şubat 2015
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ
Bir yanıt yazın