Davutoğlu, gözden çıkarıldı mı?…

NECDET BULUZ

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın görevinden istifa edip, Ankara’dan milletvekili adayı olması ile siyasi kulislerde seslendirilenleri dinleyelim:
“MİT Müsteşarlığı gibi çok önemli bir görevden istifa eden biri, TBMM çatısı altında milletvekili olarak kalmaz. Bakanlık da kesmez. Olsa olsa, Hakan Fidan, seçim sonrası seçimi kazanması halinde AK Parti’nin başına geçecek ve Başbakan olacak isimdir. “
Zaten, Ahmet Davutoğlu’nun AK Parti’nin başına getirilişinin ve Başbakan yapılışının bir dayatma ile olduğu iddia edilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Davutoğlu’nu tek aday olarak göstermiş ve seçilmesini de sağlamıştı. Ancak, Davutoğlu’na sıcak bakmayan, ancak susmayı tercih eden partililerin olduğu da biliniyor.
Bunları bir kenara bırakalım.
Bugüne kadar Davutoğlu, Başbakanlığı süresince zaman zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de ters düşmüştür. Başbakan’ın Erdoğan’ın istediği Başkanlık sistemine de sıcak bakmadığını tahmin ediyoruz.
Yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan 4 Bakan ile ilgili “ Yolsuzluk yapan Kardeşimiz de olsa kolunu keseriz” diyen Davutoğlu, Bakanların Yüce Divan’a gönderilmesine sıcak baktığı mesajlarını vermişti. Ancak, Saray’ın devreye girmesi ile bu konuda Davutoğlu’nun da geri adım atmak zorunda kaldığı söyleniyor.
Başbakan’ın yolsuzluklarla ilgili yeni bir başlangıç yapma hamlesinin başarısızlıkla sonuçlandığını söyleyebiliriz.
Başbakan Davutoğlu, “mal bildirimi” ve “imar rantları” ile ilgili “şeffaflık paketi”ni uygulamaya koyacaktı. Bunun da yine Saray tarafından engellendiğini tahmin ediyoruz.
Özetleyecek olursak, Cumhurbaşkanı her şeyi elinde bulundurmak ve yönetmek istemektedir. Böyle bir ortamda Başbakan’ın gölgede kalmanın dışında bir iş yapamayacağını da söyleyebiliriz.
Şimdi, Cumhurbaşkanı, meydan meydan dolaşıyor ve Anayasa’yı değiştirecek, kendisine Başkanlık yolu açacak 400 milletvekili istiyor. Bir yerde Davutoğlu’nu yine gölgede bırakmış oluyor.
Siyasi kulislerde dolaşan bir başka iddia da şöyle:
Başbakan Davutoğlu, içinde bulunduğu konumdan memnun değil. Son derece de sıkıntılı. Ancak, davadan geri adım atmamak için her şeye katlanıyor. Bir an önce de koltuğu bırakıp, köşesine çekilmek istiyor.
Cumhurbaşkanı da bu sıkıntının farkında. Davutoğlu’nun koltuğunu doldurabilecek bir isim olarak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı istifa ettirip, önce milletvekili seçtirip, partinin başına oturtmak ve Başbakanlık koltuğuna oturtmak istiyor. Fidan’ın Başbakanlığı ile parti içinde de yeni bir ekibin iş başına getirilmesi sağlanmış olacak. Çünkü 3 dönem ile görevleri sona erecek olanların yerleri yenileri ile dolacak.
Zaten, 7 Haziran’da yapılacak olan genel seçimlerde ortaya hangi sonuç çıkarsa çıksın, Davutoğlu’nu bitirmiş olacak. Siyasi çevreler, çıkacak sonucun ve AK Parti’nin durumunun doğrudan Cumhurbaşkanı ile bağlantılı olacağını söylüyor. Parti Genel Başkanı gibi çalışan Erdoğan, parti üzerindeki ağırlığını seçimlere de yansıtmış olacaktır.
Başbakan da ortaya çıkacak sonuçların kendi aleyhine olacağını görüyordur. Bu nedenle MİT Müsteşarı Fidan’ın kendi koltuğuna oturacak isim olmasından rahatsızlık duymayacağını sanıyoruz.
Bugüne kadar Cumhurbaşkanı ile olan ilişkilerindeki sıkıntılarına dava uğruna katlanmak zorunda kalan ve kendi sorunlarını dışarı sızdırmamaya özen gösteren Davutoğlu ne pahasına olursa olsun artık gözden çıkarılmış olduğunu da tahmin edebilmektedir.
Görebildiğimiz kadarı ile Erdoğan, tek başına muktedir olma yolunu açacak seçim başarısı ile “tek adam” olma isteğini gerçekleştirmiş olacaktır. Böyle bir durum, zaten hükümetin genel siyasetini yürütme görevini kâğıt üzerinde de bitirmiş olacaktır.
“Kara kutu” Hakan Fidan’ın Başbakan olarak göreve gelmesi ile devletin “istihbarat devleti” haline gelmesinin de kaçınılmaz olacağı ifade ediliyor. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, bu konuda yaptığı açıklamada “Elbette böyle bir muhaberat devletini yönetmek için de elbette istihbarattan, bu tip işlerden anlayan birisini siyaseten getirmek istemeleri, bu zihniyeti deşifre etme açısından önemlidir. Bu bürokratik, oligarşik yapılanmanın bir temsilcisi olarak kendisine bir siyasi dokunulmazlık imkânı veriliyor” diyor.
[email protected]
[email protected]