OBAMA’ NIN İTİRAFI ÜZERİNE


ABD Başkanı B.Obama, CNN’ e verdiği röportajda itiraf niteliğinde bir açıklama yaptı.
Başkan 2014’te Ukrayna’daki ayaklanma ile iktidarın değişerek Batı yanlısı yönetimin iş başına gelmesinde Washington’ ın rolü olduğunu açıkladı.
” Rusya Devlet Başkanı Putin, Kırım ve Ukrayna ile ilgili kararını  büyük bir stratejinin neticesi olarak almadı; Cumhurbaşkanı V. Yanukoviç’ in ülkeden kaçışı ve Maydan ayaklaması ile Ukrayna’ da yönetimin değişiminde bizim rolümüz konusunda hazırlıksızdı.
Aldığı kararla Ukrayna’ nın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve uluslararası hukuku ihlal etti, ülkesini diplomatik izolasyonla karşı karşıya bıraktı, yaptırımlara yol açtı.
Bu yaptırımlar da Rusya’ nın tüm gelirlerinin azalmasına ve ekonomisinin zayıflamasına neden oldu ” dedi…

*
Aslında herşey B.Obama’nın “Asya’dan Afrika’ya, Amerika’dan Yakın Doğu’ya kadar demokrasiyi desteklemeye devam edeceğiz “iddiası ile,
Rusya Devlet Başkanı V.Putin’in ” Dünyada bir takım genel modellere göre yaşayamayan ülkeler ve bölgeler var. Orada toplum farklı ve nihayetinde geleneklerin de farklı olduğunu kabul etmeniz gerekir ” düşüncesinden gelişmişti.

*
Bu noktada ABD, Rusya stratejisini; “Kişi başına milli geliri belli seviyeye ulaşan gelişmekte olan ülkelerin teknolojik olarak gelişmemiş üretim biçimine bağlı kalmaları ve yurtiçi aktivitelerinin eksikleri, bu ülkelerin gelişmiş ülke kategorisine ulaşmalarını olanaksız kılmaktadır.
Yalnızca, küresel mal talebinin ve büyümenin en önemli motoru ve dünyanın ikinci ekonomisi olan orta gelir düzeyli Çin’in şansı bulunuyor” matematiğinden kurdu.

*
Sonra, eski hasmı ve gelişmekte olan ülke konumunda Rusya ile arasında yeterli deneyimin geliştiğini, birbirlerine düşman değil stratejik ortaklığı kurmaya çalışan partnerler olduğu düşüncesini geliştirdi.
Kendisini dünya lideri olarak çevresinde bölge lideri ülkelerle çeşitlenen yeni bir dünyayı benimser gösterdi.
Ülkeleri birbirlerinin çabalarını gölgelemek yerine birbirlerini tamamlayıcı politikalar geliştirmesine, fikir ayrılıklarını barış görüşmeleriyle çözmeye yönelmeleri yönünde teşvik etti.
Dengesizliklerinin ortadan kaldırılması, istikrar ve güvenle küresel ekonomik büyüme ile istihdamı teşvik etmeyi  öngören bir pozisyon tuttuğunu gösteriyordu…

*
Nitekim, Haziran 2013′ te İngiltere/Lough Erne’ de  G8 Ekonomi Zirvesi’nde liderlerin pozisyonlarını uyumlaştırarak iç savaşı komşu ülkelere, bölgeye ya da dünyaya yayılma potansiyeliyle tek başına küresel dengenin merkezinde yer alan Suriye sorununu çözümlemek;
Ya da  tam perspektifle İsrail-Filistin arasında yeni bir barış planında İsrail’e güçlü bir teşvik oluşması için Suriye iç savaşının önlenmesi, yeni Suriye’nin kurulması ardından demokrasi ile alakası olmayan İslamcılığın ve taasubunun yarattığı terör örgütlerinin tasfiyesi,  İran’ın nükleer programının diyalogla önlenmesi için stratejik müttefikliğin geliştirilmesi prensip kararına Rusya da kattı…
ABD, Rusya’nın küresel barış, istikrar ve gelişmeye katkı sağlayacağı düşüncesini kabul eder gibi görünüyordu ki;

*
Zirvenin ardından Başkan Obama, Rusya ile Suriye konusunda fikirlerinin örtüşmediğini açıkladı, Başkan Putin’ de bazı konularda farklı düşüncelere sahip oldukları doğruladı.
Sorun; Rusya’nın, Suriye’de sağlanacak barışla birlikte  ABD’nin ayrıcalıklı pozisyonuyla uluslararası hukuku ulusal çıkarı lehinde dünya siyasetinin belirleyicisi yapan mevcut statükonun değişmesi talebiydi, fakat ABD bu talebi karşılamaya  hazır değildi…

*
Zaten ABD, merkez Asya ve Baltık ülkelerine yönelerek bu bölgeleri Rusya’nın etkisinden uzak tutmaya çalışıyordu.
ABD Suriye ile ilgili Cenevre Barış görüşmelerinin başarısızlıkla bitmesi, Ukrayna’ da yönetimin değişmesi için müdahale bulunmak, ardından Kırım’ın Rusya’ya ilhakı ve Rusya’ya karşı bir çok yaptırım kararı alınmasıyla yeni bir gelecek tasavvuru oluşturmuştu.

*
Rusya gibi kişi başına milli geliri belli seviyeye ulaşan gelişmekte olan bir ülkenin, gelişmiş ülke kategorisine ulaşmasının olanaksızlığından hareketle,
Avrasya’dan başlatılan yeni bir Soğuk Savaş benzeri dönemle,başta ABD’nin  temel üretim sektörlerinde ve yüksek teknolojide toplam üretimini misliyle arttırması, büyüme hızlarının yükselmesi, işsizliğin düşük düzeylerde seyretmesi  öngörüldü.
NATO devreye girdi, Soğuk Savaşın çatışmacı tarzıyla sürekli Rusya’yı suçlarken, Rusya ile askeri ve sivil anlaşmalar askıya alınmaya başlandı.
ABD Rusya aleyhinde yaptırımla yetinmezken, bölgedeki askeri gücünü de pekiştirmeye başladı ve  ihtilaf Karadeniz’ de, Baltık Denizi’nde ve Ortadoğu’ya da yansıyarak çoook büyüdü.

*
Başkan Obama CNN’ e verdiği röportajda, ABD’nin Rusya ile sıcak bir savaşa sürüklenme riski olup olmadığı ile ilgili bir soruya,” böyle bir ihtimalin bulunmadığını, ancak NATO’nun Doğu Avrupa’da etkinliğini artırmaya devam edeceği ” yanıtını verdi.

Rusya ve ABD arasında sıcak bir savaşın hem ABD hem de dünyanın başka ülkeleri için “akıllı ” olmayacağına işaret etti.

*
O sırada Tupolev-95 tipi uzun menzilli iki Rus bombardıman uçağı, Trident sınıfı denizaltıları vurmak için tasarlanan nükleer başlık kapasiteli bir bomba ile Manş Denizi üzerinde uçuyordu.
Norveç askeri istihbaratı ve İngiliz basınının açıklamaları ardından Avrupa’da herkes bir an nefesini tuttu.

*

Ukrayna’nın doğusunda ise Rus ayrılıkçılarının başlattığı yeni taaruzlarla ölü sayısı 5 bini aştı. 

Belarus’ da imzalanan ateşkes artık tamamen bozulmuş durumdadır, hem Kiev yönetimi hem de Rus ayrılıkçıları açıklamalarında askeri mücadelede kararlılığı gösteriyor. 
 
*
Hz.Muhammet “Savaş hiledir” diyor.
4.2.2015
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Hussein Obama

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir