Yunanistan’ın yeni Başbakanı Çipras 28 Temmuz 1974 doğumlu.
Kıbrıs’ta Yunan Cuntasının organize ettiği darbeden 13 gün, Mutlu Barış Harekatından da 8 gün sonra doğmuş. Yunan Cuntasının devrilmesine tanık olsa da, o sıralarda kundaktaymış.
Çipras Kıbrıs Rum tarafına fırtına gibi geldi ve yaz meltemi gibi gitti, arkasından hiçbir önem arz edecek bir etki bırakmadan. Avrupa Birliği’nde devlet başkanı düzeyinde katılmak zorunda olduğu toplantılardan önce, yılların geleneğini bozmamak için apar topar Lefkoşa’ya gelmek zorunda kaldı. Bu nedenle de, yani adaya hazırlıksız geldiği için bildik Rum tezlerini tekrarladı bir papağan gibi…
Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis aşırı sağcı, kendisinin de aşırı solcu olmasından dolayı- ortak hiçbir politik ideolojilerinin bulunmaması nedeni ile- konuştukları konular Kıbrıs sorununa bulunacak çözümün şekli, her iki ülkenin AB’ye olan borçlarının tıraşlanması ve ertelenmesi ile Rusya’ya olası AB yaptırımlarına birlikte karşı çıkmaktan öteye gidemedi.
Zaten Çipras Lefkoşa ziyaretinin büyük bir bölümünü anma ziyaretlerine ve çelenk koymaya ayırdı.
Rum Başkanlık sarayı bahçesindeki Makarios’un heykeline çelenk koydu, Makadonitissa’daki Yunan Askeri mezarlığına gitti, hapishaneye gidip hapishanede asılan EOKA’cıların mezarlarına çiçekler bıraktı, Malunda’daki Yunan Alayı’nı ziyaret etti, Temsilciler Meclisi’nde Rum siyasilere gaz veren bir konuşma yaptı, Türkiye’nin garantörlüğünün olmayacağı bir çözümden bahsetti, Yunanistan’ın asla kuzeydeki devleti tanımayacağını vurguladı ve Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan olmazsa AB’nin güney doğu bölümünün budanmış olacağını söyledi.
Solcu ve Sosyalist bir lider olarak Yunanistan seçimlerini kazanmış olan Çipras’ın Sosyalist düşüncenin temellerinden birini oluşturan “Halkların eşitliği” felsefesinden çok uzakta olduğu kesin. Kıbrıs adasını Helen adası olarak görmekte ve Kıbrıslı Türklerin de Kıbrıs halkı ile Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetinin bir parçası olduğuna inanmakta. Müzakerelerin başlaması için de Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin Kıbrıs Rum Yönetiminin tek taraflı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgeden de çekilmesini şart koşmakta.
Çipras aynen geçmiş Yunanlı siyasilerin yaptıkları gibi hem nala vuruyor hem de mıha. Kıbrıslı Türkler Kıbrıs’ı oluşturan halkın bir parçası ama Kıbrıs’ın münhasır Ekonomik Bölgesinde araştırma yapamaz, bulunan olası yeraltı zenginliklerinden de pay alamaz inancında. Doğu Akdeniz’de doğalgaz arama konusunda sadece Kıbrıslı Rumların hakları var ve bulunacak yer altı zenginlikleri de sadece Rumlara ait olduğu düşüncesinde Yunanistan Başbakanı.
Bana göre Yunan siyasi tarihinin tozlu sayfaları arasında yer almaya hazırlanan PASOK’un yeni bir devamı SYRIZA. Çipras, “Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkinin temelini Kıbrıs sorununun oluşturduğu”nu dile getirerek Kıbrıs sorununa karıştıklarını yıllardır inkar eden Yunanlı siyasilerin “biz artık Kıbrıs sorununa müdahil değiliz” söylemlerini de resmi ağızdan çürütmüş oldu.
Kıbrıs Rum halkına, Yunan halkına, AB yöneticilerine, BM’ye, ABD’li siyasilere, Türkiye’ye ve Yunanistan’ın çiçeği burnunda Başbakanından medet umarak ziyaretine giden Kıbrıslı Türk Sivil Toplum Örgütü üyelerine Çipras’ın Kıbrıs konusunda verdiği mesaj çok açık ve net; “Kıbrıs konusundaki tutumumuzda herhangi bir değişiklik yok ve bugüne kadar nasıl geldiyse aynen o şekilde devam edecek…”
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
Facebook: Ata Atun
4 Şubat 2015
Bir yanıt yazın