Yılmaz Özdil:
Soma’da can veren 301 madencimiz arasında, sosyal bilgiler öğretmeni Şahin’le beden eğitimi öğretmeni Tezcan da vardı. Atamaları yapılmadığı için mecburen ocağa girmişlerdi.
Matematik öğretmeni Kamil, öğretmen olarak atanmadı, Samsun’da liseye “hademe” olarak atandı. Edebiyat öğretmeni Recep, Hakkari’de “ayakkabı boyacılığı” yapıyor. Fen bilgisi öğretmeni Alev, İstanbul’da “palyaço” oldu, öğrencilerin doğumgünü partilerine gidiyor. Müzik öğretmenleri Duygu ve Sevgi, Mersin “bandosu”nda klarnet ve korno çalıyor. Türkçe öğretmeni Hüseyin, İzmir’de “köfteci” oldu. İngilizce öğretmeni Aslı, Ankara’da “sekreter” oldu.
İstanbul Sultanahmet’te canlı bomba saldırısında hayatını kaybeden polis memuru Kenan, ataması yapılmayan fizik öğretmeni çıktı. Şırnak’taki pusuda şehit düşen polis memuru Muharrem, ataması yapılmayan Türkçe öğretmeniydi.
Elektrik öğretmeni Murat, Ordu’da “inşaat işçisi” olarak çalışıyordu, elektrik akımına kapıldı, rahmetli oldu. Üstelik o gün… Öğretmenler Günü’ydü.
Kimya öğretmeni Gamze, otur otur, bunalıma girdi, Sinop’ta av tüfeğiyle canına kıydı. Beden eğitimi öğretmeni Alim, bekle bekle, dayanamadı, Aydın’da bileklerini kesti. İngilizce öğretmeni Esen, ha bugün ha yarın, psikolojisi bozuldu, Manisa’da beşinci kattan atladı. Ataması yapılmadığı için intihar eden 39’uncu öğretmendi.
Türkçe öğretmeni Ramazan, İzmir’de öğretmenlik yapması gereken okullarda “servis şoförlüğü” yapıyor. Sosyal bilgiler öğretmeni Mesut, Kastamonu’da öğretmen olması gereken okulların önünde “bardakta mısır” satıyor.
Resim öğretmeni Yasemin, Samsun’da “makinist” olarak iş bulabildi. Sosyal bilgiler öğretmeni Orkun, Giresun’da “su tesisatçısı” oldu. Fizik öğretmeni Ramazan, Ankara’da “çöpçü” oldu, kağıt topluyor, kilosunu 50 kuruştan satıyor. Beden eğitimi öğretmeni Ahmet, Denizli’de “çaycılık” yaptı, şimdi bi otelde sigortalı “garson”luğa başladı. Elektrik öğretmeni Turan, Bursa’da “anketör”lük yapıyor, arada iş çıkarsa “badana”ya gidiyor. Türkçe öğretmeni Aybakır, haftada üç gün, günlüğü 40 liraya, Ankara’da marketlerin “tanıtım standları”nda duruyor. Resim öğretmeni Kadri, Edirne’de “kaldırım taşı” döşüyor.
Peki ya ataması yapılanların durumu ne? Her iki öğretmenden biri, kredi kartı borcunu ödeyemiyor. Her beş öğretmenden dördünün, bankalara borcu var. Her beş öğretmenden ikisi, bankaların kara listesinde… Her beş öğretmenden ikisi, borçları nedeniyle malını kaybetti; altınını, otomobilini, babadan miras arsasını kaybeden var. Her beş öğretmenden ikisi, geçinebilmek için ek iş yapıyor.
Tayyip Erdoğan’ın milli eğitim vizyonu “oku, düşün, uygula, neticelendir” kelimelerinden oluşuyor. Başharflerini yan yana diziyorsun, “ODUN” çıkıyor!
Hal böyleyken…
Afrika’ya gitti, cemaat okullarını kapatın, biz yenisini açalım dedi.
Buraları şahane halletti.
Sıra Etiyopya’yla Cibuti’ye geldi.
Bir yanıt yazın