BALYAN’lar MİMAR ;SİNAN da ERMENİ’miymiş?

Nazan Sezgin <[email protected]>

Haftalık bir siyasi haber dergisinde Çılgın Türklerin Ani muhasarası başlıklı bir yazı okudum. Prof.Beyhan Karamağaralı başkanlığında ki Hacettepeli kazı ekibinin dozerlerle tarihi yok ettikleri,bu şehrin Ermenilerin dini merkezlerinden ve bir mimarlık fakültesi olduğu iddia ediliyordu.Prof.Karamağaralı ve arkadaşları neredeyse “terminatör” ilan edilecekti.İlahi muhteremler!Bu ülkede biz önce kendi kültür varlıklarımızı yok ederiz,vakit kalırsa bizden önce yaşamışların bıraktıklarına sıra gelir.Bursada Ahmet Vefik paşayla başlayan tarihi mezarlık katliamlarını henüz bitiremedik ki!Anlaşıldı,İznikte Belediye işhanı inşaatı sırasında Çini fırınlarının nasıl yok edildiğini de bilmiyorlar. Ara Altun hocanın kazı raporları yayınlanmıştı.Bi zahmet bakıversinler.Yıllarını Ahlat mezarlıklarında geçirmiş Prof.Karamağaralı ve arkadaşlarına haksızlık edilmiş bence . TV ekranlarında pek seyrek görünen Sanat tarihçisi hocalarımız Türkiyenin kalburüstü entellektüelleridir,Ermenilere ait bile olsa insanlık mirasının yok edilmesine vicdanları izin vermez sanırım. Yazıda bazı tarihi yanlışlıklar da var, Türklerin Ermenilerle 1064 te karşılaştıkları gibi.Ermeniler çok daha önce Kafkasyadan Kırıma kadar yayılmış Kıpçaklarla haşır neşir olmuşlardı,tarihe kalırsa onları İranlı Partların zulmünden kıpçaklar kurtarmıştır.Gregoryen Hıristiyanlığı kabul ederek Hayklaşan Kıpçaklar tarihin bilmediğimiz bir yönüdür.Ermeniler arasında neden o kadar çok Türkçe soyadı var acaba?Tarihimizi ne kadar biliyoruz ki bunları bilelim.
Taşçı Ermeni ustalar ifadesi arasına Sinan ve Balyanlar da ustalıklı yerleştirilmiş doğrusu.Sinan gibi bir dehaya kim sahip çıkmak istemez ki?Eskiden onun Kayseri Hıristiyanlarından devşirildiği rivayet edilirdi, malumunuz o bölgede başka hırıstiyanlar da vardı,herhalde Ermeni olduğuna(!) dair yeni bir belge bulunmuş olacak.Her ne ise . Büyük imparatorluklar kurmuş kıdemli bir milletin ırkçılık gibi bir zoru yoktur. Böyle küçük işler soylu(!) Aryanların icadıdır.
Sinan eğer köyünde kalsaydı ihtimal birkaç kilise ve birkaç ta ev yapabilecekti. Hassa Mimarları Ocağı denen köklü kurum sayesinde Sermimaranı Hassa olarak üç kıtada eser bıraktı.Mimarlar Ocağı 1831 de Batılılaşma _Yenileşme faaliyetleri faslından kapatıldı.Son mimar ağası Seyyid Abdülhalim efendi idi.Şimdilerde mimar olarak takdim edilen Balyanlar da bu olaydan sonra ön plana çıktılar.Balyan kalfalar olarak anılırlardı. Mimar olduklarına dair bir iddiaları da yoktu galiba.Sözlükçü Parsek Tuğlacıyan’ın pahalı ve gösterişli yayınından sonra mimarlığa terfi ettiler.Gerçek acaba nasıldı?Geçen yıl Mayıs ayında Gazi Üni. Yapılan bir Sanat Tarihi araştırmaları sempozyumunda dinlediğim bir tebliğden aldığım notları sizlere aktarayım,Balyanların kim olduğunu birlikte öğrenelim:

Hassa Mimarları Ocağı kapatıldığında taşçı geleneğinden gelen Kayserili Balyanlar açık eksiltme ile devletten ihale almışlar.Sermimaranı Hassa ünvanı da onlara fermanla değil bir beratla verilmiş zata mahsus bir paye imiş,tebliği sunan yrd.Doç.dr S.Can belge okuma metodolojisini bilmeyenlerin fermanla beratı birbirine karıştırdıklarını söylemişti.Ailenin atası 1831 de ölen Kirkor Balyan,onun oğlu Karabet ve onun oğulları Nikoğos,Agop,Serkis ve Simon Balyan.Büyük müteahhitler, şirketlerinin adı Şirketi Nafiayı Osmani,projeleri yabancılara hatta Türk mühendislere çizdiriyorlar.Malta Karakolu ek koğuşlarının purojesi Mehmet Tevfik beye ,Serkise ait olduğu sanılan Taşkışla ingiliz Smith’e,Yıldız Hamidiye Camisi Rum Nikolaki Efendiye,Simona ait olduğu sanılan Sirkeci antrepoları Purusyalı Alman mimar Jasmunda’a ait . İnşaatçılıktan başka Demiryolları işletme hakkını da almışlar. Nevar ki bir süre sonra haklarında yolsuzluk söylentileri çıkınca yargılanmışlar ve devleti yüzbinlerce altın lira zarara soktukları anlaşılmış ve mallarının müsadere kararı çıkmış. Ancak Sultan Abdülhamit’in doktoru Mavroyani Efendinin araya girmesiyle Affa nail olmuşlar.Sanki bu film bugünde oynuyor gibi.Serkis Balyan Fransada tahsilde dendiği zamanlarda hapisteymiş,yaptığı bazı binalar çöktüğü için.Araştırmacı pekçok arşiv belgesini göstermişti.Fransada Güzel Sanatlar Okulundan da Balyanlara verilmiş bir diploma olmadığı tespit edilmiş.
Dergideki yazıda Resmi tarihimiz ,Kültür Bakanlığı,Atatürkün başlattığı kazılar ,Kars kitabına yönelik pekçok suçlama var.Suçlama başlıca Aniye Türk_İslam damga vurma üzere.İslam öncesi ve İslam etkisindeki Türk sanatının gelişimi üzerine pek birşey bilmeyenler bu gibi yazıları kolayca yazıveriyorlar.Ama bilgisizlikleri onların farkında olmadan Taşnaksutyun propagandası etki alanına girmelerine sebeb oluyor.Onlar adına üzülüyorum.Bizansla Sasani İranı arasında sıkışmış,kiliseleri dışlanmış,ezik ,köylü ve siyasi varlığı olmayan içine kapalı Ermeni toplulukları Selçuklu ve Osmanlı sayesinde dünyaya açıldılar,nazırlıklara kadar yükseldiler.Ama hem Selçukluya,hem Osmanlıya ellerine geçen ilk fırsatta ihanet ettiler.Sonuç 1915 tir.Özeti budur. Ayrıca Kars kitabını inceledim ,adı geçen hocanın bilim dışı bir iddiasına rastlamadım.Prof.Gündoğdu’nun tespitleri Türk damgası vurması anlamına gelmez.Aksine Ani’nin çok kültürlü bir şehir olduğunu yazmış.Anlaşılan Ermenistanı asıl rahatsız eden bu.Sayın hocam Ani bir Ermeni şehridir deseydi,Bilim Nobelini gelecek yıl alırdı.

Nazan Sezgin

Mustafa Kemal Atatürk

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir