ULUSÇU/MİLLİYETÇİ, HİLAL’İ BAYRAKTAN ÇIKARIR MI?
(-Yaşasın Bayrağımız, Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!”
Çıkaramaz…
Ancak İslamcı yazar olarak bilinen ve akil insanlar kurulunda yer alan gazeteci yazar Hilal Kaplan, bayrağın değiştirilebileceğini söyleyip durdu geçmişte, anımsayın…
2013 yılı Mart ayında, bir Televizyon programında, Diyarbakır’daki nevruz kutlamalarında neden Türk bayrağı olmadığına ilişkin tartışma yapılırken; bu olayı kendince şöyle savunmuştu:
“Herkesin zaten cebinde Türk bayrağı var artık.
Bu Türk bayrağının isminin değişmesi de gündeme gelmeli…
Örneğin “Devlet Bayrağı” olabilir…
Sonra da kamuoyundan gelen tepki üzerine çark etmiş ve pekala Türkiye bayrağı denilebileceğini, çünkü bu kavramın, öteki etnisiteleri de kapsayacağını söylemişti…
O zihniyet, Türkiye’yi nereden çıkardılarsa 200’e yakın etnik kimliklere ayırıp, demokrasiyi bunun üzerine inşa edebileceklerini düşünüyorlar…
Oysa bakın Ortadoğu ülkelerine…
Soy, sop, etnisite, mezhep ve din ayırımları ile kabile kültürü nasıl insanları birbirine boğazlatıyor…
Bunun tek nedeni, o toplumların ulus kimliğine ulaşamamış olmalarıdır.
Şundan emin olun; ulus kimliği gittiğinde, Türkiye’de de alt kimlikler kimi kışkırtıcı dış güçlerin devreye girmesiyle, ülkeyi kanlı bir iç savaşın içine götürebileceklerdir.
O nedenle diyoruz ki; Türkiye bayrağı yok; Türk bayrağı vardır.
O bayrak, hiçbir etnik kimliğe vurgu yapmadan, tüm yurttaşların ortak bayrağıdır.
Bayrak, bir ulusun kimliğidir…
Hiçbir ulus ve ulusçu; yani milliyetçi, Türk Bayrağı’nın adının değişmesini istemez, isteyemez…
Kimse milliyetçi ayrı, ulusçu ayrı demesin!
Biz milliyetçi derken ulusçuyu, ulusçu derken milliyetçiyi anlıyoruz.
Ve diyoruz ki, Türkler ‘in en büyük milliyetçisi “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür!”
Atatürk’ü seven, Türkiye’yi sever…
Türkiye’yi seven, Atatürk’ü sever…
Ne Atatürksüz Türkiye, ne Türkiyesiz bir Atatürk olamaz…
Bu milliyetçi/ ulusçu olmanın fıtratında olan bir şey…
Biri bayrağın içeriğinde yer alan figürlerin ya da bayrağın adının değiştirilmesini istemişse, o zaten milliyetçi/ ulusçu olamaz…
Geçmişten günümüze bayrağın yükseltilmesi ve onun ne büyük bir değer olduğunu ifade etmek, en çok milliyetçilerinin eseridir…
Hiçbir zaman da bayrağın üzerindeki hilalle bir dertleri olmamıştır.
Hilal, bağımsızlığın, onurun, özgürlüğün simgesidir.
O, tarihin binlerce yıllık derinliklerinden anlamını ve özünü almıştır.
Türkler’in, geçmiş tarihlerinde kendi bayraklarına ay ve yıldızın giriş öyküleri, bugün somut olarak bilimsel araştırmalara pek konu olmamıştır. Bu nedenle d gök tanrı inancına bağlı olan Türkler’in, göğün altında ve yeryüzünün uçsuz bucaksız bozkırlarında, ay ve yıldız gibi somut doğa nesneleriyle olan bağlarından oluşan kültürlerinde, böyle bir şey olmadığı anlamına gelmez.
Bunları rahmetli hocamız, Bahaddin Ögel az yazıp çizmedi…
Kimisi ay ve yıldızı Roma’ya, kimisi Bizans’a, kimisi de Haçlı Ruhuna karşı direnen Selahattin Eyyubi’ye bağlar…
Öyle ki, bu simgenin eski Hititliler’de bile olduğuna ilişkin somut kanıtlar vardır…
Aynı şey, eski Türk devletleri için de böyledir.
Gazneliler’in ve Avarların bayraklarında hilal resmi vardı…
Osmanlı Devleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de…
Ve hilal, hep Türkler’in elinde yükselmiştir, hep…
Bugün kimliğinde ve özünde Türk olan devletlerin tamamında ay ve hilal vardır…
Türk olmayan başka Müslüman devletlerde de ay ve hilal vardır, bunu inkar edemeyiz.
Ama dikkat edin, bu devletlerin hep geçmiş Türk devletleriyle, onların egemenlik alanında bulunmak gibi bir ilişkisi vardır.
Bu şu anlama gelir:
Onlar, uzun yıllar Türkler ’in egemenliğinde yaşadıkları için; Türkler ‘in bağımsızlık sembolü olan ay ve yıldızı bağımsızlıklarına kavuştukları zaman ortaya koymuşlardır.
Hilal’in dini bir değeri var mı?
Elbette var…
Bunda da yadırganacak hiçbir şey yoktur:
Çünkü hiçbir milliyetçi/ ulusçunun din ile derdi yoktur.
Dini milli bilincin, gücün ve bütünlüğün önemli bir kaynağı olarak görür ve dini yozlaştırarak kendine dünyevi ve uhrevi çıkar elde etmek isteyen bozgunculara şiddetle karşıdır.
Din, başkalarının eline siyasi rant elde etsinler diye bırakılamayacak en önemli sosyolojik olgulardan biridir…
Türk Milleti bilir ki; İslamiyet’in güzel ahlak, temizlik ve doğruluk üzerine en yalın biçimi Anadolu’da, kendi ellerinde uygulanmıştır.
O nedenle, hiçbir milliyetçinin hilalle bir derdi olamaz…
Olan zaten milliyetçi olamaz…
Gerçek bir milliyetçi de, hilal ve yıldız gibi semboller için canını vermek için yemin etmiştir…
O nedenle diyoruz ki;
Yaşasın Türkiye, yaşasın Ay Yıldızlı Şanlı Bayrağımız!
Kemal Arı, 26.01.2015