YUNANİSTAN’ DA SEÇİM, SYRİZA VE AVRUPA

 
Bugün Yunanistan’da yüzde 3 barajlı, birinci çıkan partinin ekstra 50 sandalye kazanacağı genel seçimler yapılıyor.
Radikal solda SYRİZA’ nın, merkez sağ Yeni Demokrasi Partisi’ nin, merkez sol Potami, radikal sağ Altın Şafak, sosyal demokrat PASOK, Demokratik Sosyalistler Hareketi, Komünist Partisi, merkez sağ Bağımsız Yunanlar Partisi’nin  barajı aşması bekleniyor.
Çok sayıda Yunan vatandaşı için bugüne kadar sürdürülen mali yardım planı başarısızdır, yerine bir alternatif  talep ediliyor.

*
Küresel ekonomik krizin yansıdığı Avrupa’da, krizin; Fransa’nın büyüme ve istihdamı arttırma yöntemiyle mi ya da Almanya’nın daralma ve kemer sıkma  yöntemiyle mi çözüleceği tartışmaları arasında Yunanistan’da hedeflenen ekonomik iyileşme gerçekleşmemiştir.
Borç kriziyle mücadelede Fransa’nın önerisi ekonomik büyüme için Eurobond çıkarılması ve büyümeyi teşvik edici reformlar yapılmasıydı, giderek Avrupa siyasal bütünlüğüne ya da Avrupa Federalizmine yol açacaktı.
Bu yöntem karşısında Almanya’nın ekonomik daralma ve kemer sıkma önerisi ise ekonomik ve sosyal kazanımlarından geri adım atmak istemeyen Avrupalı halkların; her iki önerinin bileşkesinde ulusal iradelerini belirleyen karakterleri yeniden keşfetmesine neden olmuştur…

*
Nitekim sınıfsal ve ekonomik zemininden kopmadan ortak siyasi irade gösteren, “devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan insanlar bir ulusu oluşturur” düşüncesinde Fransızlar ve İngilizler ya da  romantik bir kan, soy-sop ilişkisinden geliştirilmiş bir ulusu temsilen Almanlar;
Avrupa kriziyle birlikte giderek kendi ulusal iradelerini belirleyen karakterlerine ve bu karakter cümlesinde ulusal bütünlüklerini arar olmuşlardır.

*
Bu bakımdan bugüne kadar çözüm paketleri üreten Almanya ve Fransa hükümetlerinin gerçek amacının halklarının önünü açmaya yönelik girişimlerde olduğunu söylemek mümkün değildir.
Çünkü her iki ülkede sermaye bir yanda krizden kazanırken, öte yanda hükümetleri AB’yi istedikleri gibi yapılandırmanın mücadelesini veriyor.
İşte, bütçe açığı veren ülkeler aldıkları yüksek faizli kredilerle giderek zorluklara sürüklenirken, borç veren uluslararası sermaye kurumları mütemadiyen kazanmaktadır ve paralarını uluslararası derecelendirme kurumlarınca güvenilir kabul edilen öncelikle Alman bankalarına yatırıyor.
Bu suretle Almanya krizden en çok kazanan ülke konumundadır ve AB’yi dilediği gibi dizayn etmeye adeta Alman Avrupa’sını inşa etmeye yönelmiş bulunuyor…

*
Halbuki insanlar giderek ne Federal Avrupa’yı  ne de kazanılmış haklarından ödün vermeyi istemiyor, herkes hükümetlerinin talebi uyarmasını ve ekonomide canlanma sağlamasını, yolsuzlukların önüne geçilmesini ve gelir adaletinin sağlanmasını istiyor.
Avrupalı uzun süre Fransa ve Almanya arasında bir ekonomik karmaşayı yaşarken, bu kez Avrupa Merkez Bankası göstermelik olarak yürüttüğü parasal genişlemeyi güçlü bir çerçeveye oturtuğunu ilan etmiş bulunuyor…

*
Avrupa Merkez Bankası küresel ekonomik krizde ABD, İngiltere ve Japonya merkez bankalarının yolunu izleme kararı almış, mevcut varlık alım programını genişleterek 18 aylık bir programda alım miktarını  yaklaşık 1.140 milyar Euro ( 1,3 trilyon USD) olarak belirlemiştir.
Bu likidite enjeksiyonunun  Avrupalı ekonomilerde iç talebin canlanmasına ve dolayısıyla ekonominin toparlanmasına katkıda bulunup-bulunmayacağı henüz bilinmiyor. Bu hamle ile Avrupa’da  yapısal reformları yapmanın yolu açılmıştır, ardından Avrupa’da talebi uyararak ekonomide canlanma hedefleniyor…

*
Yunanistan AB ve IMF’ den yaklaşık 240 milyar Euro’ luk mali yardım desteği almıştır.
İşsizlik hâlâ yüzde 25 seviyesinde, 25-35 yaş arası kişilerde  yüzde 50′ yi geçiyor.
Yeni vergiler orta sınıfı zorlarken, piyasa durgunluğu da sürüyor.
Yunan vatandaşı gelirlerinde indirime gidilmesini, sosyal güvencelerini ve işlerini kaybetmeyi istemiyor, özelleştirmelere karşı çıkıyor.

*
Bugün yapılan Yunanistan seçimlerinin önemi, kesinti politikalarını karşısına alan radikal sol çizgideki SYRİZA’nın bu seçimlerde favori olmasıdır.
SYRİZA’ nın devletin ekonomideki payını küçültmeyeceğine dair verdiği söze güveniliyor.
SYRİZA lideri Aleksis Tsipras, 2012 seçimlerinde olduğu gibi bu kez AB’ den çıkmaktan bahsetmiyor.
Ama kemer sıkma politikalarını reddediyor, kamu borçlarının bir bölümünün silinmesini, kalanının kredilendirilmesini talep ediyor ve yeni destekler için sıkı bir müzakereyi öngörüyor.
Gıda ve kira desteği, sağlık ödemeleri ve emekli maaşlarında reform, bedava elektrik, ulaşım reformu, ödenmeyecek banka borçlarının silinmesi, asgari ücretin arttımı, yeni bir istihdam politikası ve zenginlerin vergilendirilmesi gibi heyecan verici vaadlerde bulunuyor.

*
Merkez Sağ Yeni Demokrasi Partisi lideri ve Başbakan Antonis Samaras ise seçmenleri AB’yi riske atmamaya çağırıyor.


*
SYRİZA seçimleri kazanırsa, uzun yıllar sonra sadece Yunanistan’da değil bütün Avrupa’da sosyal demokrasinin solunda yer alan bir parti ilk kez sandıktan zaferle çıkmış olacaktır.
Bu yüzden SYRİZA’nın özellikle ekonomi politikaları, uluslararası finans kurumları ve AB liderlerini kaygılandırıyor.

*
Çünkü Yunanistan; Helen kültürünün bütün hristiyan kiliselerinin, bütün Avrupa devletlerinin, eğilimleri ,inançları, çıkarları ne olursa olsun Batılı düşünür ve yazarlardan destek gören eşsiz bir talih üzerinde yükseliyor.
Bu hal Yunanlıya kendini farklı hissetmek, atılganlık ve siyasi özgüven vermektedir, Ortadoks Kilisesi de mütemadiyen bu milliyetçi karakteri  besliyor.
O nedenle  SYRİZA’nın  seçim başarısı  Yunanistan halkından hareketle tüm Avrupa halklarında ulusal ve milliyetçi etkileri dalga dalga yayma potansiyeli taşıyor.

*
Üstelik bir yanda Rusya’ya uygulanan ekonomik, siyasal ve askeri yaptırımların geri dönüşü,
Öte yanda Çin’in AB’nin entegrasyonundaki zorluklarını lehine kullanması ve AB ülkeleriyle karşılıklı temasla çeşitli yollardan borç krizlerinin çözümüne katılacağı garantisi vermesi ABD’nin Avrupa üzerindeki kontrolünü dizginliyor.
Avrupalılar önlerinde  açılan yeni ufukları  görmenin arifesindedir…

25.1.2015

Türkiye Yunanistan by Ata ATUN

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir