Yelken; engelleri ortadan kaldıran bir spordur!

21 Ocak 2015

2015’te Yaşam Çemberi’nde her ay hayatımıza ışık katacak bir röportajla sizlerleyim.

İlk röportajımız Türkiye’mizin gururu Edhem Dirvana ile.

Yelken; engelleri ortadan kaldıran bir spordur!

Edhem Dirvana…O, benim deniz arkadaşım. Türkiye’mizin gururu. Deniz aşığı bir aileden geliyor. Daha on günlükken denizle tanışmış. Yelkenciliğe getirdiği yenilikler ve denizcilik aşkıyla tanınan babası Süleyman Dirvana’nın mirasını, başarı ile taşıyor. Geçen sene Eylül’de Türkiye’de düzenlenen denizciliğin formulasına (Extreme Sailing Series)  katılan ilk ve tek Türk takımı olan Team Turx’ün kaptanı oldu. Türkiye’mizin gururu Team Turx, yarışmanın 2015 serisine Singapur’da devam edecek. Edhem Dirvana ile hayallerini, denizi ve yelkeni konuştuk. Mütevazi kişiliği bir yana, deniz insanın sahip olması gereken bütün özellikler var. Hayallerinin peşinden giden, kalbi denizle birlikte atan hikayesinin, herkese ışık olacağına eminim.

 

– Bozburun’da yaşıyorsun. Nasıl keşfedildi?

Her yaz annem ve babamla yelkenliyle güneye inerdik. O yolculuklardan birinde babam keşfetmiş. İlk başta yazlık olarak kullandık. O dönemde ‘Tekneler gelse, demirlese’ diye hayaller kurardık. Şu anda Bozburun Yacht Club adıyla, dünyanın dört bir yanından yelkencileri ağırlayan 14 odalı bir butik otel ve restoran olarak hizmet veriyor. Yarışlara da burada hazırlanıyorum.

– Ne zaman denizle tanıştın?

10 günlükken, babam tekneyle gezdirmeye başlamış.  Küçük yaşlarda düşmemem ve ıslanmamam için bir halatla tekneye bağlar ve naylonlara sararlarmış.  Bozburun-İstanbul arası defalarca böyle seyahatlerim oldu.

– Uluslararası İlişkiler eğitimi almışsın. Yelken ve yarış hayalleri nasıl doğdu?

Kemer Golf and Country Club’ın sahibi rahmetli Esad Edin bana iş teklif etti. Onun yanında yöneticilik yapmaya başladım. Kafamda da Bozburun’da bir şeyler yapma fikri doğmuştu. Bu dönemde talihsiz bir kazada Esat’ı ve ailesini kaybettik. Çok etkilendim. Yakın olduğum ve ailem gibi gördüğüm insanlar, bir anda gitti. Bozburun’a yerleştiğimde 33 yaşındaydım. Çok doğru bir karar vermişim.

– Yelken sporu dediğimizde bu sporu hiç bilmeyenlere kısaca nasıl anlatırsın?
Yelken sporu, tabiatı okuyup onunla bir bütün olmayı öğretir. Bu esnada sporcunun atletik kabiliyetleri kadar birçok yönde kendini geliştirmesi gerekir. Yarışmak kadar gezinti amaçlı yapıldığında da çok keyifli bir aktivite. On bin yıldan fazla bir süredir kullanılan, insanoğlunun en önemli keşiflerinden biri. Yelken, sportif amaçlı olarak 17.yy’dan beri yapılıyor. Kendi içinde çok çeşitli teknelerle bu spor yapılabildiğinden, bütün spor branşları arasında en çok farklı disiplini yelken barındırır.
– Yaş sınırı var mı?
7den 70’e herkes yapabilir. Hatta 90’nında bile yelken yapanları bulabilirsiniz. Kadınların erkeklerle eşit şartlarda yarışabildiği bir spordur. Engelliler için de özel yapım tekneler mevcuttur. Bu tekneler ile yarışabilir ya da okyanus geçebilirler. Gerçek anlamda engelleri ortadan kaldıran bir spordur.
– İnsana neler katar?
Yelken yaparken sporcu, hava şartları, deniz koşulları, teknesi, kullandığı malzeme ve fiziksel dayanıklılığı bakımından sınanır. İçinde bulunduğu durumu en doğru analiz edebilen, planlamasını en iyi yapan, yeri geldiğinde malzemesine veya kendisine gelebilecek hasarı tamir edebilen yelkenciler başarılı olabilir. İnsanı çok yönlü olarak eğiten çevresinde olup biteni en iyi şekilde etüd etmeye yönlendirmesi açısından, herkesin faydalanabileceği katkıları vardır.
– Senin için neyi ifade ediyor?

Özgürlüğü, kendi kendine yetebilmeyi, tabiata boyun eğmeyi ve onunla bir bütün olmayı, kendini daha iyi tanımayı ifade ediyor. İnançlarımızı kuvvetlendiriyor, aklımızı daha çok kullandırıyor.

– Duygusal ve fiziksel yaralardan bahseder misin.

Yarattığımız medeniyet; teknoloji, şehirler, ofis binaları ve kurumsallaşan hayat içinde insan, kendinden uzaklaşıyor ve sanki tabiattan üstünmüş gibi bir hisse kapılıyor.

Fransızlar derler ki, ‘insanlar denize açıldıkça tanrıya olan inançları artarmış’.

Doğa sporlarıyla uğraştıkça insan kendini kontrol edemediği koşulların içinde buluyor. Bu duruma teslim olmakla birlikte nasıl başa çıkabileceğimizi öğreten denizcilik, egolarımızı terbiye etmemize de yardımcı oluyor. Dünyanın en yıkıcı ve yok edici unsurunun su olması, bunda önemli bir rol oynamakta tabi ki.

‘An’da verdiğimiz kararlar, yaşam ve ölüm çizgisini etkiler’

Denizde karşılaştığınız durumlar ve bunlara göre aldığınız farklı kararlar, beynimizi sürekli çalıştırıyor ve o genellikle varlığını unuttuğumuz aklımızı da devreye sokmamızı gerektiriyor. Zira birçok zaman verdiğimiz kararlar, yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgiyi de etkileyebiliyor. Bütün bu değişken koşullar esnasında, fiziksel kondisyonunuzun iyi düzeyde olması gerekir. Zaten sürekli yelken yaptığınız takdirde, vücudunuz simetrik bir şekilde çalışarak gelişiyor.

– 2015 hedeflerin nedir?

Türkiye’yi Extreme Sailing Series’de başarıyla temsil ettik. Zor yarışta  gösterdiğimiz üstün performanstan ötürü, organizasyon komitesi tarafından Singapur’a davet edildik. Beko’nun sponsorluğunda hazırlıklarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu sene daha fazla etapta Team Turx olarak devam edebilmek istiyoruz. Daha çok uluslararası yelken yarışına katılımcı veya izleyici olarak gitmeyi arzuluyorum.

 

Etiketler: Aşk, Borsa, Edhem Dirvana, esra karayel, Genel, mavi dolunay, Pazar Postası, Posta Özel, yaşam cemberi, Yelken