Sağımıza bakıyoruz şalvarlı…
Solumuza bakıyoruz çarşaflı…
Arkamıza bakıyoruz türbanlı…
Önümüze bakıyoruz sarıklı…
Cinle yatıyoruz, şeytanla kalkıyoruz…
Huriyle yatıyoruz, gılmanla kalkıyoruz…
6 yaşındaki bebeleri evlendirmenin yolunu açmaya çalışıyorlar… Koca koca adamlar özürlü çocuklara tecavüz ederken suçüstü yakalanıyor…
Fuhuş, tecavüz, cinsel taciz olayları ikiye, üçe katlandı… Aldı başını gidiyor…
Hocaların bir bölümü, cennette müminlere 72 huri verileceğini söylüyor, bir bölümü 100 rakamını telaffuz ediyor…
Erkekler, yüz erkeğin cinsel gücüne erişecekmiş… Kadınlara tek erkek verilecekmiş…
Her şey bacak arasına bağlandı…
AKIL, MANTIK BACAK ARASINA HAPSOLDU…
Akıl, mantık kovulunca bir ülkeden, yerini çağdışı inançlar alır… Hurafeler alır…
İnsanlarımız yakında “Cadı Avı”na çıkarlarsa hiç şaşırmayalım…
Çünkü cadı avcılığı Ortaçağın en geçerli mesleği idi…
Gerçi artık Türkiye’miz, sevgili vatanımız o dönemi aratmayacak eylemlere, olaylara sahne olmaya başladı bile…
İslamcı yazar İhsan Eliaçık, Cübbeli Ahmet Hoca hakkında ilginç bir iddiada bulundu.
Eliaçık yaptığı röportajda “İnternette ‘CAH ürünleri’ var. Satışta… Cübbeli Ahmet Hoca ürünleri yani… Cübbeli Ahmet’in haberi var mı, yoksa adını mı kullanıyorlar bilmiyorum. Eğer adını kullanıyorlarsa mahkemeye versin. Eğer kendisininse açıklamasını yapsın. Orada satılan ürünlerden biri ‘yakmayan kefen’. Ceylan derisine Allah’ın isimlerini yazıyorsun, onunla kefenleniyorsun ve kabir azabındaki ateşten korunuyorsun. Böylece 70 liralık kefen, oluyor sana 3 yüz 70 lira. Bu nedir kardeşim? Yakında cennetten tapu dağıtacaklar. Rüşvet sevap diyecekler. Akrabayı kayırmak Allah’ın emriymiş… Nerelere geldi iş” dedi.
Atatürk’ün “Çağdaş, laik Türkiye’si” nerelere geldi, gördünüz mü?
Gülmek yasak… Şarkı söylemek günah… Hamilelerin sokağa çıkması çirkin… Çalışan kadınlar fuhuşu tetikliyor(!)…
Sağımız kan, solumuz revan… Bölgemizde boğazlar kesiliyor… İnsanlar inançları yüzünden kurşuna diziliyor… Kadınlar taşlanarak öldürülüyor…
Saçmalık, ilkellik her yanda kol geziyor…
Bir avuç bebek katili ülkemizden toprak istiyor… Kimlik soruyor, yol kesiyor…
Ülkemiz cangıl ortamına döndü… Vatanımızda orman yasaları geçerli…
Gücü yeten gücü yetene…
Katiller, tecavüzcüler, hırsızlar, yani deveyi hamutuyla yutanlar AKlanıyor, paklanıyor…
Ama ekmek çalan çocuklar zindanlara atılıyor…
24 saat, hırsızlıklardan, yolsuzluklardan, para sıfırlamalarından, gemiciklerden, İranlı kara para aklayıcılarından, kasalardan, para sayma makinelerinden, ayakkabı kutularından, yolsuzlukla suçlanan bakanlardan söz ediyoruz… Bir bakan “Anayasa Mahkemesine güvenmediğini” söylüyor…
Konuşuyoruz. Anlatıyoruz. Dinliyoruz.
Hem de geceli gündüzlü…
Bu gidişle psikolojimiz bozulacak…
Her günümüz karakış… Her günümüz zemheri…
Cennet vatanımızda zemheriyi yaşıyoruz…
Cehennemdeyiz…
DE GET BE, DE GET DE, ŞU ÜLKEMİZE BAHAR GELSİN ARTIK…
Elbette “De get” demekle de olmuyor… Bizimkisi bir isyan, bir öfke, bir duygu anlatımı… Şimdiye dek hiçbir zalimin kendi isteği ile tacını, tahtını terk edip gittiği görülmemiştir…
Bunun için tüm vatanseverlerin Atatürk gibi kararlı, dirençli, mücadeleci olmaları, birlik olmaları ve “GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER…” demesi gerekir…
(alieralp37@gmail.com)
Bir yanıt yazın