Bir Erkeğin İkinci Eşi Olmaya Razı Mısın?

VE İNSANLIK SUSTU
(-Ey Türk Anası; Bir Erkeğin İkinci Eşi Olmaya Razı Mısın?

10676373_10152758340427860_1428054470016442625_n

Güya, İslam’a hizmet ediyorlar…
Baştan aşağı pespayelik…
Çok kişi söylenenlere bakarak artık şöyle demeye başladı:
“Onların dini böyle söylüyorsa, ben o dinden olmam!”
İnsanların kendi iç dünyalarında, samimi duygularla oluşturdukları İslami algıya müdahale ederek onu paramparça etmeye toplum için büyük bir dayanışma ve ahlaki değerler taşıyan İslam diniyle bu kadar oynamaya kimin ne hakkı var?
Gerçekte İslam, bulunduğu coğrafyada bin bir türlü insanlı dışı uygulamaya son vererek, büyük bir devrim gerçekleştirdi.
O döneme göre kadına toplum içinde büyük haklar verdi.
Kadını kutsadı.
“Cennet annelerin ayaklarının altındadır!” dedi.
Onca alınan yola karşın, bugün o ruhtan hareket ederek, kadını daha da yüceltmek gerekmiyor mu?
İslam, akıl dinidir. Akla uymayan bir şey, dini de olamaz demiyor muyuz?
O kadar pespaye örneklere ardı ardına tanık oluyoruz ki!
Anlamak, akıl erdirmek mümkün değil…
İnsan onuru, kişiliği, ahlakı nasıl buna izin verir?
İnsanın onur ve gururunu kıracak bir düşünce, öneri ya da yönlendirme İslam’ın özüne uyar mı?
Kadın dünyasının bugün önünde o kadar çok sorun varken, sorunları çözmek yerine, kadını evine kapatmak, yaşamdan soyutlamak ve onu yalnızca bir madde düzeyine indirgemek; modern dünyanın tavrı ve duruşu olamaz.
Bir örnek üzerinden gidelim:
Adı gerekli mi bilemem ama, Sibel Üresin adlı bir İslamcı yazar kadının söylediklerine bakar mısınız?
Sözüm ona çok eşliliği savunuyor.
Hangi yüzyılda yaşıyor ve nasıl bir anlam verebiliyorsa dünyasında, bilinmez.
Diyor ki:
“Kocama bekar olan kız arkadaşımı tavsiye ettim!”
Arkadaşı kim?
Komşusu ya da başka ortamda tanıdığı bir kız…
Yani, kocasına kendinden sonra ikinci evliliği için kadın ön ayak oluyor; alıcı gözle “Acaba kocama kim yakışır, yaraşır!” diye düşünerek, birini gözüne kestiriyor ve o da arkadaşı…
Ve onu kocasına layık görüyor…
Üstelik kocasıyla da bunu konuşuyor…
Kendi onuru olmamalı ki; bu denli çarpık, çirkin, ahlak dışı bir yolu kocasına önerebiliyor…
Ve o koca nasıl bir koca ki; eşi kendine bu konuyu açtığında, bundan hiç huzursuz olmuyor; hatta belki de bunu son derece normal kabul ediyor.
Ancak lütfedip, kabul etmiyor.
Eşi de tavsiyeyi kabul etmeyen kocasına gönül koymuyor ve hatta şunu söylüyor:
“Eğer evlenseydi, ona kızıp boşamazdım!”
Ya komşusu olan kızın onuru?
O ne olacak?
Kızın bu düşünceden haberi var mı yok mu bilmiyoruz.
Ancak konuşmasında “arkadaşım olan bekar bir kız” dediğine göre, o kız herhalde kendisine bu düşünce açılmamış bile olsa, bu sözlerden sonra kendisinin kast edildiğini anlamış olmalıdır.
Bir kız, evli bir erkeğin ikinci eşi olmak kendine önerildiği zaman, nasıl bunu onuruna yedirir, doğal karşılar; ses çıkarmaz; kendini kasapta satılan etmiş gibi görmez ve bunu içine sindirir?
Normalde sindirmemeli.
Ancak bu konuyla ilgili bir başka habere tanık olmadığımıza göre; demek ki o kızın dünyasında da bunlar normal…
Yani rahatlıkla kendisine, evli olan bir erkeğin ikinci eşi olmak önerilebilir…
Bu düşünce, bana göre doğrudan kadınlık dünyasının onuruna açık bir saldırıdır.
Onu da bir yana bırakalım.
Bir de gerekçeyle başlıyor konuşmaya:
İstanbul’da tek eşli kimse yokmuş….
Böyle olduğu için kocasına komşu kızını tavsiye etmiş…
Bakar mısınız!
İstanbul’da tek eşli kimse yokmuş…
Demek ki herkes birden fazla eşli…
Buradaki herkesle, elbette erkeği kast ediyor.
Her erkek, en az iki eşlik olduğuna göre, İstanbul nüfusunun demek ki üçte ikisi kadın, üçte biri erkek…
Herkes sözcüğü, var olanların tümünü kapsar.
Ey erkekler, hepinizin iki ve daha çok eşi varmış, bilginiz ola…
Bir de kendisi gibi düşünmeyenleri eleştirmesi yok mu, pes.
Bunlar, hiç çift eşli yaşayan yokmuş gibi davranıyormuş ve onlara şaşıyormuş.
Kadının hezeyanları bu kadar olsa iyi:
Çıkmış, konuşuyor:
İyi bir ibadet için, iyi bir sevişme gereklidir diyor…
İlişkiye girmeden önce, karşılığını alın diyor.
İki erkeğin baş başa kalması bile zinadır diyor.
12 yaşındaki kızla, 60 yaşındaki adamın evliliği caizdir, diyor.
Medeni nikahta, tek evlilik uygulaması kalksın, diyor.
Kadın car cur konuşuyor, kocası da öldürüyormuş. Böylece kadın dayağı hak ediyormuş.
Diyor oğlu diyor…
Susmuyor.
Ne fantezi… Ne kafa…
Üstelik bir de aile danışmanıymış, iyi mi?
Aile danışmanıysa, iş yoğunluğu nasıl acaba?
Poligami, yani birden fazla kadınla evlilik, gerçekte Türk toplumunda ve kültür dünyasında yoktur.
Kadın, ataların en kutsalı kabul edilir Türk kültüründe.
“Kadın ana, bey baba!” sözü boşuna değildir.
Kadın, evinin direğidir.
Ailenin onurudur.
O, bir erkeğin ikinci bir eşi olmaya değil, baş üstünde yükseltilmeye layıktır.
O çocuğa anne, erkeğe eş, aileye yüce bir değerdir ve aileyi birleştirendir…
Ancak ya bu düşünceler?
Ey Türk anası, bir erkeğin ikinci eşi olmaya razı mısın?
Sustum…
Ve insanlık sustu…

Kemal Arı, 19.01.2015

10942584_10152935822512860_1006001630903295825_n
VE İNSANLIK SUSTU(-Ey Türk Anası; Bir Erkeğin İkinci Eşi Olmaya Razı Mısın? - 10676373 10152758340427860 1428054470016442625 n

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir