NECDET BULUZ
Suriye’deki iç çatışmalar ve Esad’a karşı aşırı İslami terör örgütlerinin savaş açmasının üzerinde 3 yıldan fazla bir zaman geçti. Ancak, tüm çabalara rağmen Esad’ın devrilmesi sağlanmadı. Kaldı ki, iç çatışmalarda kayıp ettiklerini de Esad’ın zaman içinde geri aldığı görülüyor.
Suriye’deki çatışmaların asıl nedeni Esad şu şekilde yorumlamıştı:
“Bizim içi sorunumuz yok. Bizim bütün sorunumuz, aşırı İslamı terör gruplarının bizi karıştırması ve bunlara destek veren dış güçlerdir. Halkımızla birlikte bunlarla mücadele ederek, Suriye’yi bölgede özgür bir ülke olarak ayakta tutacağız.”
Özetle Esad, ülkesinde ki devlet güçlerinin dış destekli terör örgütlerine karşı mücadele verdiğini vurgulamıştı.
Aradan geçen 3 yılda ne değişti?
Yapılan araştırmalar ortaya çıkan görüntüler, IŞİD, Hizbullah, El Kaide gibi İslami terör örgütlerinin yeniden sahne alması ve giderek güçlenmesi öyle görünüyor ki Esad’ı haklı çıkarmaktadır.
Bilindiği gibi başta Türkiye ve Batı dünyası “Esad derhal iş başından uzaklaştırılsın” diyordu. Özellikle bizimkiler, Esad’ın mutlak şekilde devrilmesi için yoğun bir çaba gösteriyorlar. Bu konuda müttefikimiz Amerika üzerinde yaptıkları baskılardan bugüne kadar bir sonuç alamadılar. Esad hala koltuğunu koruyor.
Konu ile ilgili olarak daha önce yazdığımız yazılarda “ Suriye’nin, özellikle de Esad’ın geleceğine Amerika ve Rusya birlikte karar verir” demiştik. Bugün işte bu noktadayız. Ancak, gelişmeler Esad’ın koltuğunu koruyacağı yönündedir.
ABD Kongresine Suriye ile ilgili verilen bir raporda bakınız neler deniliyor:
“ABD bombardımanında Suriye ordusu zarar görmedi. IŞİD’a karşı mücadelemizde de Esad bizimle hareket etti. Esad’a karşı direnişlerin eğitilmesi Esad’a zarar verir. Esad şimdi giderse Suriye’nin daha büyük kargaşaya ve radikalizme kayacağı şüphesizdir. BM’nin de desteği ile Halep’te ateşkes sağlanması ile Esad nefes alabilir. Esad’ın çizgi değiştirmesinde etkin bir çalışma yapılabilirse bu İslami terörle mücadelede başarı getirir.”
Bunun özeti nedir biliyor musunuz?
Amerika ve Batı İslami terörle mücadelesinde Esad’ın ayakta kalmasına şimdi “yeşil ışık” yakıyor. Esad’ın gerçekten teröristlerle mücadele verdiğine inanıyor. Özellikle Paris’te yaşanan terör saldırısından sonra İslami terörün tüm Avrupa’da tehlikeli olabileceğine inanılıyor. Daha düne kadar “terörist devle başkanı” denilen Esad, bugün terörle mücadele eden bir devlet başkanı olarak görülmeye başlandı.
ABD Dışişleri Bakanı Kerry, son açıklamasında da Esad’ın çekilmesi gerektiğine değinmeyip “Çizgi değiştirme konusunu gündeme getireceğiz” dedi. Bu açıklama, şu an için Esad’ın koltuğunu koruyacağını gösteriyor.
Hiç kuşkusuz Amerika ve Batı’nın Esad konusunda aldığı bu karar ve tavır değişikliğinden en büyük zararı Türkiye görecektir. Bizimkiler “Artık gidiyor” gözü ile baktıkları Esad’ın yerinde kalması ile bir yenilgi daha almış olacaklar. Bugüne kadar uyguladıkları Suriye politikalarında bir çıkmaza daha girecekler.
Bu ayın sonunda Moskova’da toplanması planlanan Suriye Konferansı bu açıdan da önem kazanıyor. Rusya Devlet Başkanı Putin’in girişimi ile gerçekleşecek olan bu konferansa Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry de katılacak. Kerry, toplantı ile ilgili yaptığı açıklamada “IŞİD gibi yeni faktörler ortaya çıktı. Bu yeni faktörler ön şart olmadan kararları ayarlamayı gerektiriyor. IŞİD ile mücadelede Esad güçlerinin yanımızda yer alması memnuniyet vericidir. IŞİD’a karşı Amerikan ve Suriye uçakları zaman zaman aynı anda uçuyorlar. “ demesi, Esad’sız bir çözümden geri adım atıldığının da göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Bu arada bir not daha:
Amerika tarafından eğitilip donatılan Suriyeli muhalifler de şu anda Esad ile değil, IŞİD ile çatışıyorlar.
Görüldüğü gibi bölgede dengeler sürekli değişiyor. Dış politikada önemli olan önsezi ve öngörülerdir. Gelecekte nelerin olabileceğinin tespit edilmesi ve politikaların da buna göre düzenlenmesidir. Örneğin, Washington Post Gazetesi’ne konuşan bir ABD Yönetimi yetkilisi, Türkiye ve ABD arasında bu yaklaşım farklılığı nedeniyle bir anlaşmazlık yaşandığını söylüyor. Yetkili, BM’nin Halep’teki çatışmaları dondurmaya çalıştığı, ABD’nin de Kobani’deki IŞİD hedeflerine daha yoğun biçimde saldırmayı planladığı bir sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncelikle Halep ve Esad’a odaklandığını belirtiyor.
Bugün uygulanan politikaların bizi giderek daha da tehlikenin uçuna getirdiğini açık biçimde görüyoruz. Nitekim Suriye sınırındaki sıkıntılar Batı’nın da gündemine girdi ve bu konularda uyarı üzerine uyarı almaya başladık. Eğer, bugünkü politika ve uygulamalardan vaz geçmemekte direnirsek, yakında Türkiye “İslami teröre destek veren ülke “konumuna da gelebilir. Bunun ayak sesleri duyuluyor.
Özetleyecek olursak, bazı konularda ısrar etmeyelim. Türkiye’nin Suriye ve Esad politikalarının iflas ettiği bugün çok daha açık ve net biçimde önümüzde sergilenmektedir. Sakın yanlış anlaşılmasın, bunları Esad’ı sevdiğimiz ve desteklediğimiz için değil, dış güçlerin çıkarları neyi gerektiriyorsa o şekilde adım atmaktan kaçınmadıkları için dile getiriyoruz.
[email protected]
[email protected]
Bir yanıt yazın