Kıbrıslı Rumlar yıllardır Avrupa Birliğini yalan, dolan veya da hile ile iyice yanıltarak ve kandırarak, Avrupalı vergi mükelleflerinin verdiği paralarla rahat bir hayat sürdürdüler ama yalancının mumu yatsıya kadar yanar misali foyaları ortaya çıkınca da batmaktan kurtulamadılar.
Bu batış sürecinde gelinen noktada Kıbrıs Rum Cumhuriyetinin varlığı bile tehlikeye girmeye başladı, Önce bankalar battı. Sonra bankalardaki mevduatların ve vadeli yatırımlardan büyük oranda kesintiler yapıldı ama açık o deni büyüktü ki, bu kesintiler hiçbir işe yaramadı.
Çalışan kesimin en verimli ve gençleri kapsayan dilimi içinde işsizlik oranı yüzde 40’lara kadar çıktı.
Her 5 işyerinden 3’ü kapandı.
Osmanlı Devletinin son yarım asrında kanını emen Duyun-u Umumi’nin çağdaşı olan Avrupa Komisyonu, Dünya Bankası ve Avrupa Merkez Bankasından oluşan Troika, Kıbrıs Rum Yönetiminin de kanını emmeye başladı.
Troika, topu topu 28 milyar Avroluk mali destek vermek için bir dizi şart koştu Kıbrıs Rum Yönetimine. İstedikleri yerine her getirildiğinde de, bir parça yardım dilimini serbest bıraktı. Bugüne değin borç olarak verilen bu destek kredilerinin toplamı daha 10 milyar Avro’yu bile geçmedi. Rumların durumu berbat, hem de ne berbat.
Troika’nın destek kredisi için koştuğu şartların sonuncusu olan “İpotek Yasası” Kıbrıslı Rumların tüm direnişine rağmen Temsilciler Meclisinden geçti. Şimdi Rum ekonomisini ipotek karşılığı alınmış taşınmaz malların satışı bir daha temelinden sarsacak.
Sarsmaya sarsacak ama Troika’nın yaptırımları bunlarla bitmeyecek. Şimdi de koştuğu koşul, söz konusu taşınmaz satın alınırken üzerine konan ipoteğe ilaveten kefil olanlardan da, ipotekli malın satışından yeteri kadar gelir elde edilemezse, tahsilatın yapılması doğrultusunda. Anastasiadis hükümeti bu isteğe kocaman bir “OXI”, yani “Hayır” dedi ama eli mahkum. İllaki bu koşulu da kabul edecek ve eninde sonunda kefiller de borcu ödeyecek.
Ekonomideki sarsıntı en hafifinden ikiye katlanacak. Piyasa para kalmayacak ve iflaslar daha da artacak.
Ama hala daha akıllanmış değil Kıbrıs Rum Yönetimi. Şimdi de batan Kıbrıs (Rum) Havayolları’nın, bir olasılıkla turizm sezonunun sonuna kadar bir leasing şirketinden kiralanmış 5 uçağını, Avrupa Birliğinin ve kreditörlerin alacaklarından kurtarmak için AB’nin ve kreditörlerin görevlendireceği haciz memurlarının ulaşamayacağı bir havaalanına bıraktı.
Kıbrıs (Rum) Havayollarına ait 4 Airbus A320 uçağı, İngiltere’nin Galler bölgesindeki Cardiff şehrinin yakınlarındaki Vale of Glamorgan semtinde bulunan ve bir dönem İngiltere Kraliyet Hava Kuvvetlerinin en büyük askeri havaalanı olan St. Athan (Ezan veya Eydzan okunur) havaalanına indirildi. Beşincisi de 2-3 gün içinde aynı havaalanına indirilecek. Söz konusu havaalanı 2014 yılının Aralık ayında Cardiff havacılık şirketine devredilmişti. Dört uçak şu anda kullanılmayan bir pistin üzerinde arka arkaya dizilmiş durumda.
Cardiff Havacılık şirketi, gerekli bakımlar yapıldıktan sonra söz konusu uçakların yeni bir havayolu şirketinin logosu altında uçacağı kehanetinde bulunuyor.
Bir olasılıkla Kıbrıs Rum Yönetimi yeni bir şirket kurarak uçakları bu şirketin ismi ve logosu altında uçuracak veya halen faaliyette olan, 2012 yılında işadamı ve rock şarkıcısı Bruce Dickinson’un kurduğu Cardiff Havacılık gibi bir şirkete kağıt üstünde alacağı-vereceği ve ödemiş kirası ile devrederek AB’nin ve kreditörlerin elinden kurtulmaya çalışacak. Kurtuldu kurtuldu, aksi takdirde hem AB’den kurallara aykırı olarak aldığı 66 milyon Avro geri ödenecek hem de kreditörlerden alınan milyonlarca avroluk borç.
Kıbrıs Rum Havayolları batarken yanında Kıbrıs Rum Elektrik Dairesini (EAC) ve Kıbrıs Rum Telekomünikasyon Dairesi’ni de (CYTA) sürükleyecek.
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
Facebook: Ata Atun
14 Ocak 2015
Bir yanıt yazın