NECDET BULUZ
Türkiye’de bakir kalmış, görenlerin “Cennet’ten bir köşe” dedikleri Muğla Bodrum Kıssabükü, şimdi katledilmek üzere bekliyor. Birinci derece SİT alanı olarak bilinen bu cennet koy, 2013 yılında İmar Yasası’da değişiklikle üzerindeki SİT alanı kaldırılıp, imara açıldı. Yetkililerin gönderdikleri yazılarda da Kıssabükü için “ÇED Raporu gerekli değildir” deniliyor.
Özetle buranın katli çok öncelerden planlanmış. Çünkü, yıllardır bu cennet koyda gözü olanların var olduğunu da bir gerçek. Hemen her yıl gündeme gelen Kıssabük üzerinde bu kez gerçek anlamda kara bulutlar dolaşıyor. Sanki doğanın ciğerlerini söküp alacaklar gibi geliyor bize,temennimiz yanılmış olmaktır.
Ormanın denizle birleştiği ve yeşil ile mavinin bütünleştiği Kıssabükü, Mavi Yolculuğa çıkanların da hayranlıkla izlediği bir koy olarak biliniyor. Buranın korunması, taş yığınına dönüşmemesi için yapılan çalışmalara biz de bu yazımızla destek vermek istiyoruz.
Şimdi ne mi olacak?
Bu koya 5 yıldızlı, 1000 yataklı bir otel kondurulacak. Bu gerçekleşirse cennet koydan eser kalmayacak. Çevreciler günlerdir burada yatıp kalkıyor ve imar değişikliğinin gerçekleşmesini istiyor. Türkiye’nin her köşesinden de Kıssabükü kurtarmak amacı ile imza kampanyaları başlatıldı.
Şunu çok açık biçimde ifade etmek istiyoruz:
Eğer, Kıssabükü imara açılır, doğa katledilir ve buraya projesi hazır otel yapılırsa, kısa zamanda Bodrum’da imara açılmayan yer kalmayacaktır. Kıssabükü, bu açıdan önem taşıyor. Eğer, Kıssabükü kuratılırsa, Bodrum kurtarılmış olacaktır.
Şimdi bütün Bodrumlular, Muğla’da yaşayanlar, kent dışından gelenler Kıssabükü kurtarmak için çaba gösteriyor. Çevrecilerin duyarlılığını da burada görüyoruz. İmza kampanyalarından sonuç alınmaya çalışılıyor. Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda tam bir dayanışma örneği sergileniyor.
Temennimiz sonuç alınması ve Kıssabükü’nün kurtarılmasıdır. Ancak, rantçıların bu konuda geri adım atmalarının da öyle kolay olmayacağını sanıyoruz.
Kıyılarımız, ormanlarımız, tarihi değerlerimiz rant uğruna birer birer elden çıkıyor. Gelişmiş ülkelerde bu tür işlerin olmadığını, özellikle kıyıların koruma altına alındığını, SİT alanlarında imar değişikliklerine kesinlikle gidilmediğini de biliyoruz. Hiç değilse bunlardan örnek alabilsek bunu da yapamıyoruz.
Bodrum, zaten taş yığını haline geldi, imara açılmayan yerlere bile villalar yapılıyor. Bu güzelim tatil beldesinde neredeyse kısa zaman sonra nefes bile alınamayacak.
Kıssabükü daha iyi tanıyabilmeniz için okurlarımızdan gelen tepkilerle dolu bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedik. Bu sesleniş aynı zamanda toplumun Kıssabük Koyu konusunda alınan kararların iptaline dönüktür.
“Akdeniz’deki deniz kaplumbağlarının (Caretta caretta) en önemli üreme alanlarından biri olan İztuzu Kumsalı, 1988’den beri Köyceğiz-Dalyan ÖÇK Bölgesi sınırları içinde yer almaktadır. 4,5 km uzunluğunda olan bu sahil şeridi Dalyan Ağzı ve İztuzu Plajı Günübirlik Alan ve Tesisleri olmak üzere iki bölümde, İztuzu Kumsalı Günübirlik tesisleri 16 yıldır , DalyanAğzı Günübirlik Alan ve Tesisleri 8 yıldır Dalyan Belediyesi tarafından işletilmekteydi. Dalyan Belediyesinin 2014 yerel seçimlerini takiben 6360 sayılı yasa gereğince Ortaca Belediyesine bağlanması ile İztuzu Kumsalındaki Günübirlik alanlar ve Tesisler halen Ortaca Belediyesince işletilmektedir.
Ancak Dalyan İztuzu Kumsalındaki Dalyan Ağzı Günübirlik Alan ve Tesisleri ile İztuzu Plajı Günübirlik Alan ve Tesislerinin kamuoyu bilgilendirilmeden, ihale yapılmadan kiralanması ile Dalyan halkı adına bu plajları işleten Dalyan Belediyesinin devamı olan ve bundan sonra da Dalyan ve Ortaca halkı adına işletmek üzere talepte bulunan Ortaca Belediyesinin talepleri yok sayılmıştır.
Gazetelerde çıkan haberlere göre plajların her birini birer şirkete 8 yıllığına, ihale yapmadan kiralamanız; bu yörede yaşayan, plajları kullanan ve koruyan bizlerin Ortaca Belediyesi aracılığıyla bildirdiğimiz isteğimize ve hukuka aykırıdır.
Bölgedeki turizm faaliyetleri ile deniz kaplumbağalarının yuvalama dönemleri eş zamanlı olduğundan, İztuzu kumsalı koruma-kullanma dengesinin çok hassas olduğu bir kumsaldır. İztuzu kumsalı gibi hassas bir alanın özelleştirilmesi ekolojik ve ekonomik dengelerin gözardı edildiğinin göstergesidir.
İztuzu plajı bir bütündür ve plajın her iki tarafı da plajı ve plajla birlikte koruma altında olan canlıları, kültürel varlıkları bugüne kadar koruyan ve gözeten halkın temsilcisi Belediyemiz tarafından işletilmesinin engellenmemesini talep ediyoruz.
Korunan alanlar ticari meta olarak görülmemelidir, rant amaçlı peşkeş çekilmemelidir. Ülkemizin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar gereği, bu alanlarda, sürdürülebilir turizmi destekleyen, katılımcı ve çevreci yönetim politikaları izlenmelidir.İztuzu gibi dünyada sayılı doğal koruma alanlarının devlet tarafından gelir kaynağı zihniyetiyle yönetilmemelidir.
Dalyan turizmini, turizmde çalışanları zarara uğratacak şekilde, toplumsal istikrarı ve huzuru bozarak İztuzu Plajının her iki yakasının kiralanması işlemlerinin iptalini talep ediyoruz.”
Yetkililerin bu sese kulak vermesini bekliyoruz. Temennimiz, bundan sonra yazacağımız yazıdaki başlığın “Kıssbükünü kurtardık” olmasıdır.
necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın