ABD ve Batılı ülkelerin ‘Esad’lı çözüm’e yönelmesiyle Tayyip Erdoğan’ı “Uluslararası mahkeme” korkusu sardı.
Suriye krizinin çözümünde “Esad’lı çözüm” formüllerine yönelim ve Batı’da AKP hükümetinin IŞİD ile olan ilişkilerinin sorgulanmasıyla birlikte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “uluslararası mahkeme” kaygısının ortaya çıktığı ifade edildi.
Erdoğan’ın MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dan bu yönde kullanılabilecek ve kanıt olarak değerlendirilebilecek bütün kayıtların, belgelerin ve raporların imha edilmesini, bu yöndeki girişimlerin engellenmesini ve bütün güvenlik/istihbarat birimlerinin bu konuya hassasiyet göstermesini istediği öğrenildi.
Bu dönemde arka arkaya yayınlanan uluslararası raporlarda ve bağımsız gözlemcilerin değerlendirmelerinde AKP’nin IŞİD’e destek sağladığı bilgilerinin ayrıntılarıyla yer alması Erdoğan’ı harekete geçirdi. Aydınlık’ın edindiği bilgilere göre Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a, AKP’nin IŞİD’e desteğini gösterebilecek bilgi, belge, kanıt ve dokümanları tamamen yok etmesi talimatını verdi. Erdoğan’ın talimatı sadece bununla sınırlı kalmadı. Cumhurbaşkanı, özellikle, kendisini “savaş suçu, insanlığa karşı suç ya da teröre destek” anlamında suçlayabilecek her türlü çalışma ve girişimin de engellenmesini istedi. Erdoğan’ın ayrıca bütün güvenlik/istihbarat birimlerinin bu konuya hassasiyet göstermesini istediği de öğrenildi.
Son olarak BM Güvenlik Konseyi’nin El Kaide Yaptırımlar Komitesi’ne destek sağlayan Analitik Destek ve Yaptırımları İzleme Birimi, Güvenlik Konseyi’nin 15 Ağustos 2014 tarihinde kabul ettiği 2170 sayılı karar uyarınca “IŞİD, El-Nusra Cephesi ve El-Kaide’yle bağlantılı diğer kişi, grup ve oluşumlardan kaynaklanan tehdit ve alınabilecek tedbirlere ilişkin tavsiyeler” konusunda bir rapor hazırlamıştı. Raporda, “IŞİD ordusunda geleneksel savaş deneyimi olan, tank ve ağır silahlar da dahil pek çok silah sistemine hâkim savaşçılar bulunmaktadır. Silah ve teçhizat, 1980’ler ve 1990’larda depolanmış mühimmatın yanı sıra daha yeni malzemelerden oluşmaktadır. Bunların pek çoğu ya Irak ya da (daha nadiren) Suriye Arap Cumhuriyeti’nin silahlı kuvvetlerinin el konulmuş teçhizatıdır veya öncelikle Türkiye üzerinden geçirilen kaçak silahlardır” değerlendirmesine yer verilmişti.
sonhabergazete.com
Bir yanıt yazın