26 Aralık tarihli “Akaryakıt ve Elektrik Fiyatları Düşmeli” başlıklı yazımda dünya petrol fiyatlarındaki düşüşü rakamsal olarak incelemiş ve okuyucularıma günümüzde akaryakıt fiyatlarının ne kadar olması gerektiğini belirtmiştim.
Söz konusu yazımda “Bugünün serbest piyasa mazot fiyatı olan 0.81 TL/litre baz alınırsa, değişken vergilerin ortalaması ile sabit vergilerin ortalaması alınarak bir maliyet hesaplaması yapılırsa, günümüzde mazotun pompa satış fiyatının 1.53 TL olması gerekmektedir.
Tüm vergilerin sabit olduğu (1.83 TL/lt) ve maliyet fiyatına bakılmaksınız değişmediği bile kabul edilse, günümüzdeki pompa satış fiyatının 1.83 + 0.81 = 2.64 TL/lt olması lazımdır.
Hükümetimiz, dünya spot piyasa mazot fiyatlarının artmasına paralel olarak arttırdığı mazot pompa satış fiyatını, aynı şekilde dünya spot piyasa mazot fiyatları düştüğü vakit aynı oranda yansıtmamaktadır.
Şu anda devletimiz haksız bir şekilde ve de mevcut yasalara, kararnamelere ve tüzüklere aykırı olarak benzin istasyonlarında satılan her litre mazottan 1.90 TL, bence yasal olmayan bir şekilde ek vergi almaktadır. Üstelik haksız olarak tanımlayacağım bu gelir bütçe artışı olarak da gösterilmekte” diyerek mazotun pompa çıkış fiyatının bu gün 1.53 TL olması gerektiğini dile getirmiştim.
Aynı şekilde KIB-TEK’in de kilovatsaat elektrik ücretini neredeyse yarı yarıya aşağıya çekmesi gerektiğini belirtmiştim.
Tabii ne akaryakıt fiyatları düştü, ne de elektrik fiyatları.
Tam tersine hükümetimiz, akaryakıt fiyatlarını güncel olarak aşağıya çekmedikleri için artan bütçe girdisini, “Ekonomi iyiye gidiyor, gelirlerimiz arttı” sözleriyle, sanki de ekonomi iyiye gidiyormuş gibi pazarlayarak doğru olmayan ve halkı yanıltmaya yönelik açıklamalar yapmakta.
Akaryakıttaki ikinci yanlış uygulama ise “Motorin”de.
Ülkemizde bu gün iki cins motorin kullanılmakta. Hava ve doğa kirliliğine katkısı fazla olan ve “yüksek kükürtlü motorin” veya da “kırsal motorin” olarak bilinen 1000 PPM (Parts Per Million – Milyonda Bir Birim-MBB) olarak tanımlanan motorin ve “Düşük kükürtlü motorin” veya “Euro Dizel” olarak bilinen 10 PPM motorin.
Anavatanımız Türkiye 2008 tarihinde aldığı bir kararla 1 Nisan 2011 tarihinde hava ve doğa kirliliğine katkısı fazla olan ve yüksek kükürt içeren 1000 PPM motorinin kullanılmasını ve ithalatını yasakladı, doğasını korumak, hava kirliliğini azaltmak için.
Gelelim, kendimizi dünyanın merkezi ve en akıllısı sanan bizlere.
Doğayı ve çevreyi korumak için gösteriler yapan, platformlar kuran ama icraat yapmayan bizler ne yaptık bu konuda. Kocaman bir hiç.
Biz hala Türkiye’de 2011 tarihinde, Kıbrıs Rum tarafı dahil olmak üzere tüm Avrupa Birliğinde de yıllardır kullanımı yasaklanmış olan 1000 PPM motorini kullanıyoruz. Hala daha elektrik santrallerimiz bu yakıtı kullanarak insanımızı ve havamızı kirletmekte.
Bırakın kullanımın serbest olmasını, bir de bu uygulamanın çok utanç verici ve asla kabul edilemez bir tarafı var.
Devletimizin “Dâhi Bürokratları” öylesine bir FİF (Fiyat İstikrar Fonu) uygulaması yapmışlar ki, iki ürün arasında yani, doğayı ve havayı kıyaslamalı olarak daha az kirleten ve 10 PPM olarak tanımlanan “Euro Dizel”in spot piyasa fiyatı ile doğayı ve havayı kıyaslamalı olarak 100 misli daha fazla kirleten ve 1000 PPM olarak tanımlanan Kırsal motorinin spot piyasa fiyatı arasında veya da adaya giriş fiyatları arasında yaklaşık 2 kuruşluk bir fark olmasına, yani Euro Dizel’in sadece ve sadece 2 Kuruş daha pahalı olmasına rağmen, ‘dâhi bürokratlarımız’ın Euro Dizel üzerine koydukları astronomik FİF vergisi ile Euro Dizel litre başına yaklaşık 40 kuruş daha pahalıya satılmakta.
Açıkçası çevreyi daha az kirleten, neredeyse hiç kirletmeyen diyebileceğimiz Euro Dizel cezalandırılırken, çevreyi ve doğayı acımasızca kirleten Kırsal Motorin ise ödüllendirilmekte…
Ne diyebilirim ki, sadece geliri düşünen ama doğamızın ve havamızın kirlenmesini dikkate almayan bürokratlarımıza…
Tüm okuyucularıma huzur, mutluluk ve başarılarla dolu, sağlıklar içinde yaşayacakları yeni bir yıl dilerim…
Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com
Facebook: Ata Atun
31 Aralık 2014