27/12/2014 14:54
Hükümet’in dün TBMM’ye ilettiği yasa tasarısına göre, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, din, dil, mezhep, siyasi düşünce, sağlık, hatta cinsel hayatına ilişkin “kişisel verilerinin”, depolanması ve kullanılması uygulaması getiriliyor.
RADİKAL – 76 milyon Türk’ün yasal olarak fişlenmesinin önünü açan tasarı TBMM’ye geldi. Fişleme yetkisi verilecek üç kurum MİT, jandarma ve emniyet bize sormadan tüm verilerimizi, genetik bilgilerimizi ve hatta kişi kendisi bir şekilde kamuoyunda açıklamışsa, cinsel tercihini, dinini, mezhebini bile fişleyebilecek. Tartışmaya çok açık tasarıdaki en hassas bölümlerden biri ise, bu fişlemeden haberimizin olmayacağı. Yani tasarı, vatandaşa “Benimle ilgili hangi veriler depolanıyor” diye sorma hakkını tanımıyor. İşte o tasarıyla ilgili çarpıcı ayrıntılar.
Hükümet, dün sessiz sedasız TBMM’ye bir yasa tasarısı iletti.
Hürriyet gazetesinden Zeynep Gürcanlı’nın haberine göre, “Kişisel Verilerin Korunması” adını taşıyan yasa tasarısı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, din, dil, mezhep, siyasi düşünce, sağlık, hatta cinsel hayatına ilişkin “kişisel verilerinin”, depolanması ve kullanılmasına olanak sağlıyor.
Yasa tasarısında “kişinin izni olmaksızın bu verilerin işlenemeyeceği” belirtiliyor ama, getirilen istisnalarla bu izin zorunluluğu ortadan kaldırılıyor.
BAŞTA MİT, TÜM İSTİHBARAT BİRİMLERİNİN FİŞLEMELERİ YASAL OLUYOR
Kanunda yer alan, “sır saklama yükümlüğü altında bulunan kişiler” ibaresi ile, başta MİT olmak üzere, jandarma, emniyet yani tüm istihbarat birimlerinin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tüm kişisel verilerini izleme, depolama ve işlemesi yasal hale getiriliyor. Bu kurumlar, Türk vatandaşlarının bilgilerini işlerken, kişisel verileri topladıklarına dair bilgi vermek zorunda olmayacaklar. Kimse, “Benimle ilgili hangi veriler toplanıyor” diye soramayacak, herhangi bir kuruma başvuramayacak. Dolayısı ile, bilgilerin silinmesini talep edemeyecek.
TC VATANDAŞLARININ KİŞİSEL VERİLERİ YABANCI ÜLKELERE DE VERİLEBİLECEK
Yasa tasarısının bir başka önemli maddesi ise, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kişisel verilerinin, “üçüncü ülkelerle de paylaşılmasını” yasal hale getiren madde.
Bu madde uyarınca, kişisel veriler, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın üçüncü kişilere ve yurtdışına aktarılamayacak. Ancak bu izne de geniş istisnalar getiriliyor. Yasa tasarısına göre, kişinin özel bilgileri, “yabancı ülkede yeterli korumanın bulunması koşuluyla yurtdışına ilgili kişinin rızası aranmaksızın aktarılabilecek.”
KURUL OLUŞTURULUYOR. KURUL ÜYELERİNİ BAKANLAR KURULU SEÇECEK
Verilerin aktarılacağı yabancı ülkede, “yeterli koruma olup olmadığına” ise, Bakanlar Kurulu’nun seçeceği kurul karar verecek. Üyeleri Bakanlar Kurulu tarafından seçilecek 7 kişilik kurul, kamu görevlileri, akademisyenler ve özel sektör temsilcilerinden oluşacak. Her kurul üyesi iki yıllık süreler için seçilecek.
KİŞİNİN KENDİ VERİLERİNİN İŞLENMESİNE İTİRAZ HAKKI BİLE KURUL KARARINA BAĞLI
Yasa tasarısı, vatandaşlara kendisiyle ilgili kişisel verilerin işlenip işlenmediğini öğrenme hakkı tanıyor. Ancak yanıt alması, Kurul karal kararına bağlı.
Yasa tasarısına göre, veri sorumlusu, başvuruda dile getirilen talepleri, talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç 30 gün içinde ücretsiz olarak veya işlemin ayrıca bir maliyeti gerektirmesi halinde kurula uygun görülen bir ücret karşılığında yerine getirecek ya da gerekçesini açıklayarak reddedecek.
Başvurusu reddedilen kişi, kurula şikâyette bulunabilecek. Şikâyet tarihinden itibaren 4 ay içinde yanıt verilmediği takdirde talep reddedilmiş sayılacak.
İŞTE YASANIN AYRINTILARI
GENETİK BİLGİLERİNİZ BİLE FİŞLENEBİLECEK
Kişilerin isim, telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, genetik bilgiler gibi kişisel veriler, belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenmek, işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmak, işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmek koşuluyla işlenebilecek.
KİŞİNİN RIZASI ŞARTI VAR AMA…
Yasa tasarısına göre, vatandaşların kişisel verileri, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemeyecek. Ancak, “izin şartına” çok geniş istisnalar getiriliyor: İstisnalar şunları kapsıyor: “yasalarda açıkça öngörülmesi, fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan kişinin kendisinin veya bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması, ilgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması, bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması hallerinde kişisel veriler işlenebilecek.”
SİYASİ PARTİLER, SENDİKALAR BİLE FİŞLEYEBİLECEK
Yasa tasarısında, kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı veya cinsel hayatıyla ilgili verileri, “özel nitelikli kişisel veriler” kapsamında tutuluyor. Ancak bu “özel nitelikli kişisel verilerin” dernek, vakıf, siyasi parti ya da sendikalar gibi, “kâr amacı gütmeyen kuruluşlar” tarafından işlenmesine izin veriliyor.
Irk, etnik köken, siyasi, düşünce, felsefe inanç, dini, mezhebi ya da diğer inançları, vakıf, sendika üyeliği, mahkumiyet kararları, sağlığı ya da cinsel hayatı ile özel nitelikteki kişisel bilgiler, veri olarak kaydedilemeyecek. Ancak, tasarı belli hallerde sınırlı bir işleme ve bunları açıklama hakkı getiriyor. Bir kişi kendisiyle ilgili işlenemeyecek bilgilerden birini kamuoyuna açıklamışsa, fişleme yasağı otomatikman kalkmış olacak. Örneğin, bir kişi cinsel tercihi konusunda herhangi bir açıklama yapmışsa, o tercihle fişlenebilecek!
Bu arada tasarıdaki siyasi parti ve sendikalar gibi oluşumların kişilerin özel verilerini işlemelerine getirilen tek istisna ise, “tabi oldukları mevzuata ve amaçlarına uygun olmak, faaliyet alanlarıyla sınırlı olmak” olarak belirleniyor.
YASA ÖNCESİ FİŞLEMELER BİLE YASAL OLUYOR
Yasa tasarısında yer alan bir başka önemli unsur ise, bugüne kadar yapılan ve dolayısıyla bu yasa kapsamına girmeyen fişlemeleri kapsıyor. TBMM’ye getirilen yeni yasa tasarısı ile, tasarının yayımı tarihinden önce işlenmiş olan kişisel verilerin “2 yıl içinde bu yasanın hükümlerine uygun hale getirilmesi” öngörülüyor. Yasa hükümlerine aykırı olduğu tespit edilen kişisel verilerin ise “derhal silinmesi” hükme bağlanıyor.
YASA HÜKÜMLERİNE UYMAYANLARA CEZA VAR
Yasa tasarısında, yasa hükümlerine aykırı olarak kişisel verileri ele geçiren, kaydeden, bir başkasına veren veya yayanlar ya da yok etmeyenler Türk Ceza Yasası’nın ilgili hükümlerine göre cezalandırılması da öngörülüyor.
FİŞLENDİĞİMİZİ ÖĞRENMEK İÇİN PARA ÖDEYECEĞİZ
Kişisel verilerin korunması yasa tasarısında, vatandaşlara kendisiyle ilgili kişisel verilerin işlenip işlenmediğini öğrenme hakkı tanınıyor. Ancak kişisel verilerinizin “işlenip işlenmediğini”, özel bilgilerinizin “yabancı ülkelere verilip verilmediğini” öğrenmek isterseniz, bir de “ücret ödemek” zorunda kalabilirsiniz. Kanunun başvurulara olanak veren maddesinde aynen şöyle deniyor; “veri sorumlusu, başvuruda dile getirilen talepleri, talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç 30 gün içinde ücretsiz olarak veya işlemin ayrıca bir maliyeti gerektirmesi halinde kurula uygun görülen bir ücret karşılığında yerine getirecek ya da gerekçesini açıklayarak reddedecek.” Yani, fişlendiğinizi düşünüyorsanız, başvurup “beni niye fişlediniz?” ya da “bilgilerimi kimlere verdiniz?” deme hakkınız var.
Ancak hükümetin seçeceği kurul isterse, bu başvuruya yanıt vermek için sizden “ücret” talep edebilir. Peki, fişlenip fişlenmediğinize ilişkin başvuruyu yaptınız, ücreti bile ödediniz. Yanıt alabilecek misiniz? Yasa tasarısında, kesinlikle yanıt alabileceğine ilişkin bir ibare yok. İlk başvuruyu yaptığınız veri saklama görevlisi, başvurunuzu reddedebilir. Ret yanıtı aldığınızda, bir çareniz daha var; hükümetin oluşturduğu üst kurula gitmek. Ancak buradan yanıt alacağınız da kesin değil. Yasanın ilgili maddesi aynen şöyle diyor; “Başvurusu reddedilen kişi, kurula şikâyette bulunabilecek. Şikâyet tarihinden itibaren 4 ay içinde yanıt verilmediği takdirde talep reddedilmiş sayılacak.”
Bir yanıt yazın