“Çözüm süreci”nde milletten saklanan bir şey mi var?…

NECDET BULUZ

Hükümet kanadı ile terör örgütü arasında sürdürülen “çözüm süreci” konusunda her iki taraf da sona gelindiğini söylüyor. Ancak, bugüne kadar nelerin konuşulduğu, hangi konularda pazarlık yapıldığı söylenmiyor. AK Parti Hükümeti’nden yapılan açıklamalarda “Herhangi bir pazarlık yok. Terör örgütüne hiçbir şey vaat edilmemiştir. Milletimizin içi rahat olsun” deniliyor.
Bu açıklamalar hiç kuşkusuz sevindiricidir ama şu an için inandırıcı görünmüyor. Çünkü, Hükümetin bu açıklamalarına karşılık olarak İmralı, Kandil ve PKK’nın siyasi uzantılarından gelen açıklamalar oldukça endişe verici görünüyor.
Örnek mi istiyorsunuz:
Kandil’den Murat Karayılan, düşündüklerini, olabilecekleri yabancı basın ile paylaşıyor ve şunları söylüyor:
“Liderimiz Abdullah Öcalan 15 Nisan’da yapılacak PKK kongresine katılacak”
Cezaevinde bulunan bir kişi, kalkıp kongreye katılamayacağına göre Karayılan ne demek istiyor? Bu açıklamadan Öcalan’ın bu tarihe kadar serbest kalacağını anlıyoruz. Böyle bir şey olabilir mi?
Zaten İmralı canisinin uzun zamandan bu yana serbest bırakılacağı konusu gündemden düşmüyor. Bu konuda yapılan açıklamalar da kafaları karıştırıyor. PKK’nın siyasi uzantıları “Tutuklu tüm PKK ve KCK’lılar serbest bırakılacak” iddiasındalar. Öcalan da tutuklu PKK lideri olarak bu şekilde serbest mi kalacak? Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar bunu da mı içeriyor?
İktidar partisinden bazılarının da Öcalan’ı övmesi, İmralı’ya toz kondurmamaya çalışması da düşündürücüdür.
Konu her iki taraf arasında yapılan pazarlıklardan açılmışken, kulislere düşen bir iddiayı da sizlerle paylaşmak istedik:
Barajın indirilmesi konusunda anlaşma sağlandı. Buradaki bütün hedef Anayasa’da yapılacak değişiklik olacak. Buna göre HDP seçime parti olarak girecek. Barajı geçmesi halinde en az 60 milletvekilini Meclis’e sokabileceği söyleniyor. AK Parti_HDP ittifakı ile Anayasa’yı değiştirecek sayıya ulaşılabilecek.
Tersine de bakalım:
HDP baraj altında kalırsa milletvekilliklerini AK Parti alabilir. Bu durumda yine Anayasa’yı değiştirecek milletvekili sayısına ulaşabilir. Böylece terör örgütünün istediği Anayasa değişikliği gündeme gelecek, Erdoğan’a da Başkanlık yolu açılacaktır. Kulislere düşen iddiaların bir bölümü bu şekilde aktarılıyor.
Böyle bir durum karşısında Kürt kamuoyu nasıl bir tavır içine girer, bunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Ancak, Kürt kanadından bazı aydınlar “Öcalan isterse ve evet derse buna kimse karşı çıkmaz” şeklinde görüş yansıtıyor.
Eğer, iddialar bu şekildeyse bunun adı “çirkin pazarlıktır”.
İktidar olanların yapılanları sır gibi saklaması, hiçbir şey açıklamaması da manidardır. Bütün açıklamalar PKK ve yandaşları tarafından geliyor. Bu durum karşısında “milletten saklanan bir şey mi var?” denilmez mi?
Dikkat edilecek olursa Hükümet kanadı, bu açıklamalar karşısında kamuoyuna “Hayır böyle bir şey yoktur”demiyor. Hâlbuki bu konularda yetkililer daha açık ve net olmuş olsalar kamuoyu rahatlayacak. Bilgi kirliliğinin de önüne geçilmiş olunacak.
Konu ile ilgili söyleyeceklerimize şunu da ekleyelim:
AK Parti iktidarı, yapılan görüşmelerden sonuç alınabilmesi için “Önce kamu güvenliği” diyor. Biz de baştan bu yana bunu destekliyoruz. Kamu güvenliğini önemli buluyoruz. Bu konuda atılacak adımları olumlu bulduğumuzu da bu köşede defalarca dile getirdik.
Ancak, Güneydoğu’yu cehenneme çevirenler hala boş durmuyor. Yine güvenlik güçleri ile çatışıyorlar. Yine kan döküyorlar. Yol kesip, araç ve kimlik kontrolü yapıyorlar. Kimseyi dinlemiyorlar.
PKK’nın siyasi uzantıları HDP’liler her ne kadar silahlı çatışmalara, yakma, yıkmalara karşı olduklarını söylüyorlarsa da bunun inandırıcılığının olmadığını görüyoruz. HDP kanadından hala tehditler geliyor. Birçokları “5-7 Ekim olayları yaşanmamış olsaydı, Hükümet bu kadar adımları da atmazdı” diyor. Bu tür olayların yeniden yaşanabileceğinin de mesajları veriliyor.
Son olarak İmralı heyetinde yer alan ve Öcalan ile görüştükten sonra dönen HDP’li Sırrı Süreyya Önder, DTK Eş Başkanı Hatip Dicle ve Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana, KCK yöneticileri ile görüştükleri Kandil’den döndüler. Heyetin İmralı ve Kandil ziyaretlerinin sıklaşacağı da açıklandı. Bunun dışında herhangi bir açıklama yapılmayacağı da yine heyet tarafından ifade edildi.
Öyle görünüyor ki şu anda her şey çok gizli bir şekilde götürülmek isteniliyor. Millet, bir takım şeylere alıştırılıyor.
[email protected]
[email protected]

NECDET BULUZ - asker icin cozum sureci bitmistir

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir