NECDET BULUZ
Seçimlere 6 ay gibi kısa bir zaman kaldı. İktidardaki AK Parti, seçimi yeniden kazanabilmek için, elindeki bütün imkanları ve fırsatları kullanmaya başladı. Bunlar arasında, iktidar karşısında “iktidara alternatif muhalefet kalmasın” anlayışı ile de hareket ediyor.
Eğer bugün ana muhalefet partisi CHP içinde başlayan çalkantılar bütün şiddeti ile devam ediyorsa bunda hiç kuşkusuz iktidar partisinin de parmağını aramak gerekiyor. Çünkü, parti içi sıkıntıların AK Parti’den kaynaklandığını söyleyenlerin sayısındaki artış bu gerçeği ortaya koyuyor.
“Muhalefet yok edilmeye çalışılıyor” denilirken bunu iki ana başlıkta ele almak gerekiyor. Birincisi muhalefet partilerinin zayıflatılması, ikincisi ise Hükümete karşı muhalif olanların susturulması,baskı görmesi ve seslerinin çıkarılmasının önüne geçilmesidir.
MHP Genel Başkanı Bahçeli “Sorumluluk almanın vaktidir” diyerek hükümete karşı nasıl bir muhalefet yapacaklarının da mesajını verdi. Bahçeli’nin bu mesajını da iyi okumak gerekiyor:
‘Bozgunculuk ve kötülük o kadar sesini yükseltti ki geceleri uyunmuyor’Maalesef gönüller katılaştı, diller çatallaştı. Doğruluğun kendisi uçtu gitti, kokusu kaldı.Yazık ki hayat zorlaştı, endişe çoğaldı. Hırs ve tamah arttı, huzur kaçtı. Yusuf Has Hacip yine diyor ki. ‘Fakir, dul ve yetimlere şefkat gösteren yok. Dünyayı bir başka kalıba soktular da hayrete düşen kimse yok’. ‘Helal büsbütün ortadan kalktı, haram arttı.
Helalin sadece adı kaldı; onu da şimdilerde gören bile yok’. ‘Haram kapış kapan gidiyor, ama bir türlü doyan da harama haram diyen de yok’. Harama haram demezsek helal yaşar mı? Adalete sahip çıkmazsak, doğrunun yanında durmazsak helal ses çıkarır mı? Kırılan ahlaki, hukuki ve vicdani ölçülerimiz ak ile karayı ayırt etmemizi sağlar. Aksi halde karanın ak, akın kara olması hazin bir sondur.
Alkış ve çıkarcı övgülerle soluklananlara sesleniyorum. Hak ve hukukun yağmalandığı her yerde alkış yalan, koltuk ise hüsran getirir. Fikir gövdeden müstakil değildir. Hareket fikri devam ettirir ve tamamlar. Hareketi olmayan fikir, lüzumsuz olduğu kadar beyhude çırpınıştır. Doğruluk mahcup olmayacak bir fikir, helal ve hidayet geri kalmayacak, geri düşmeyecek bir harekettir. Karanlıktan şikayet etmek yerine, bir mum yakmanın, sorumluluk almanın vaktidir. Artık şafak söküyor, maskeli yüzler korkuyor”
MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın, geçenlerde konu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu ve “Hükümete karşı muhalif olanlar yok edilmeye çalışılıyor “dedi. Önce Yalçın’ın bu açıklamalarına bir göz atalım:
“İktidarın ceberut tavrını halka anlatmaya çalışıyoruz. Bu tavırdan toplumun yalnız bir kesimi yara almadı, çoğu kesimi yara aldı. 12 yıllık iktidarı sonucunda bütün müesseseleri kendilerine bağlı hale getirdiler. Kendilerine muhalefet ettiği taktirde herkesi susturmak, ezmek, yok etmek gibi bir gayret içine giriyorlar. Yani kendi ayıplı halleri gözükmesin diye kanun çıkartan bir iktidarla karşı karşıyayız. Dolayısıyla burada herhangi bir grubu ayırmak yerine top yekun millete çektirilen eziyetin hesabını sormak istiyoruz.”
MHP Genel Başkanı Yalçın’ın söyledikleri bu kadarla da sınırlı değil. “12 yıl sonunda bu iktidarın ülkeyi getirdiği yer uçurumun kenarıdır” diyen MHP Genel Başkanı bu konudaki görüşlerini de şöyle açıklıyor:
“Bir de rüşvet ve yolsuzluk ağı had safhaya ulaştı. Yani bakanların, bakan çocuklarının, dönemin başbakanının adının geçtiği bir savcının takipsizlik kararı vermek suretiyle maşeri vicdanda aklanmayan bir yapı karşımızda duruyor. Bu rüşvet operasyonu, bu dönemi çalışan biri olarak söylüyorum, görülmemiş bir rüşvet ve yolsuzluk ağı. Ülkenin geldiği durum budur. Bölünme sürecine baktığımızda ise daha vahim bir noktadayız. Yani yolsuzluk ve rüşvet kıskacından gözünü alamıyor insanlar, diğer tarafta ne oluyor diye. Diğer tarafta memleket elden gidiyor. Siyasi iktidar, yeni yol haritası adı altında terör örgütü ile ülkeyi parsel parsel bölüşüyor. Anadolu tabiri ile üleşiyorlar. Sayın başbakanın, ’Şuradan şuraya gidemiyorsunuz’çıkışının altında da bu gerçek yatıyor. Demek ki iktidar, bu bölgeleri PKK adına alan oluşturmak suretiyle onlara teslim etti. İşte bu yapılanları millete anlatmak gibi bir zaruret içindeyiz.”
Geçenlerde yazdığımız bir yazıda muhalefete büyük görevler düştüğüne değinmiştik. Bugün, iktidar partisinin yanlışları varsa, yapılan hukusuzluk ve haksızlıklar varsa bunlar kamuoyuna muhalefet tarafından anlatılmalıdır. Muhalefet partileri var olduklarını,umut olduklarını ortaya koymalıdır.
Eğer muhalefet dağılır,kendi iç sorunları ile boğuşmaya devam ederse halk da kalkıp “Kendi sorunlarını çözemeyen bir muhalefet ülke sorunlarını nasıl çözer?” diye düşünmez mi? İşte, ana muhalefet partisi CHP’nin bugün içine düştüğü durum bundan farksızdır.
Biz, MHP ve kadrolarını değerlendirdiğimizde iktidara en yakın ve alternatif parti olarak bu partiyi görüyoruz.
Sanıyoruz, seçimler yaklaştıkça ana muhalefet partisi içindeki sancılar daha da artacaktır. Nitekim, bugüne kadar bu partiye destek verenler, oy verenler de artık “CHP’den bir şey olmaz” demeye başladılar.
MHP’nin de içinin karıştırılmaya çalışıldığı dönemler oldu. Bugün yine oluyor,yarın yine olacaktır. Ancak, MHP’deki birlik ve bütünlüğe yönelik her türlü hareket tepki görmüş, bu parti kimliğini ve bütünlüğünü daha da güçlenerek sürdürmüştür.
[email protected]
[email protected]
Bir yanıt yazın