Türkiye, bugün 1 Aralık 2014 tarihi itibarıyla G-20 Dönem Başkanlığını üstlenmiştir. Böylece hem G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantıları, hem de G-20 Liderler Zirvesi Türkiye’de yapılacaktır. G-20 Başkanlığı Türkiye’nin uluslararası arenada görünürlüğünü ve etkinliğini artıracak ve kendisini tanıtabilmesine imkan sağlayacaktır.
Türkiye, şimdiye kadar sadece tek batılı kuruluş OECD’de başkanlık yapmıştır.
OECD Bakanlar Konseyi ilk defa 1986 yılında rahmetli Turgut Özal başkanlığında toplanmıştır. Ben o dönemde Özal’ın OECD Bakanlar Konseyi’ne “başbakan” sıfatıyla başkanlık yapmasını uygun bulmamış ve bu görüşümü zamanın OECD nezdindeki büyükelçisine Planlama Müşaviri sıfatıyla iletmiştim.
Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti’nin “başbakanının” OECD üyelerinin “bakanlarına” başkanlık yapması pek uygun değildi. Başkanlık yaptığı Konsey, bakanlardan oluşuyordu.
Avrupa Birliği’nde Avrupa Birliği Konseyi, Başbakanlar ya da Devlet Başkanları seviyesinde toplanır. Bu Konsey’e bakanlar katılmaz. Oysa Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi bakanlardan oluşur.
Başbakan, ancak başbakanlardan oluşan toplantılara başkanlık yapmalıdır. 23-24 Mayıs 2012 tarihlerinde Paris’te gerçekleşen OECD’nin Bakanlar Konseyi, Özal’dan sonra Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Babacan başkanlığında toplanmıştır. Bu doğru bir karardır. Çünkü Babacan, Başbakan değildir.
2008 yılı küresel krizinin ardından dönemin ABD Başkanı George Bush’un G-20 ülke liderlerini Washington’a davet etmesiyle G-20 ilk defa 14-15 Kasım 2008 tarihinde devlet ve hükümet başkanları seviyesinde toplanmıştır.
Washington zirvesinde liderler tekrar bir araya gelme kararı almışlar, böylece G-20 daha önceleri maliye bakanları ve merkez bankası başkanları seviyesinde yılda iki defa bir araya gelirken , Washington toplantısında alınan kararla liderler seviyesinde de toplanmaya başlamıştır.
Daha sonra İngiltere, ABD, Kanada, Güney Kore, Fransa, Meksika, Rusya ve Avustralya zirvelere ev sahipliği yapmıştır. G-20 Devlet Başkanları zirvesi sekizinci defa Rusya’nın Saint Petersburg kentinde gerçekleştirmiştir. Türkiye adına tüm toplantılara Başbakan Erdoğan, dokuzuncu toplantıya ise Başbakan Ahmet Davutoğlu katılmıştır.
G-20 Grubu, dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan 19 ülkeden ve Avrupa Birliği Komisyonu’ndan oluşmaktadır. G-20 ülkelerini Türkiye, İngiltere, Japonya, Kanada, Almanya, Fransa, İtalya, Rusya, Avustralya, Brezilya, Arjantin, Hindistan, Çin, Endonezya, Meksika, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Güney Kore, ABD ve Avrupa Birliği Komisyonu oluşturmaktadır. (S. Rıdvan Karluk, Uluslararası Kuruluşlar, İstanbul 2014, s. 32.)
Liderler zirvesinin gündemini; ekonomik büyümenin desteklenmesi, istihdam yaratılması, küresel ekonominin krizlere karşı dayanıklılığının artırılması, IMF reformu, Çin – Hindistan ikilisinin IMF’deki sermayelerinin çoğaltılması, kar transferlerinin olumsuz etkileri ile vergiden kaçınmak için kullanılan yöntemlerle mücadele edilmesi oluşturmuştur. G-20’ye üyesi 19 ülkenin toplam milli geliri dünyada ilk 31’de yer almaktadır. Tayvan, İsviçre, Norveç, Norveç, İran ve Venezüella ekonomik olarak bazı üyelerden daha büyük olmalarına rağmen farklı sebeplerle G-20’de bulunmamaktadır. 4 AB ülkesi dışındaki 24 ülke G-20’de bağımsız olarak değil sadece AB Komisyonu olarak temsil edilmektedir.
G-20 ülkeleri dünya ekonomisinin yüzde 85’ini, dünya ticaretinin yüzde 75’ni gerçekleştirmektedir. G-20 ülkelerinin nüfusu dünya nüfusunun üçte ikisi kadardır.
Türkiye, 2015’te G-20 çalışmalarına yön vermesi için kendi önceliklerini ortaya koyacaktır. Türkiye’nin orta gelir tuzağından çıkmasını sağlayacak atılımları yapması için G-20 Başkanlığı önemli bir itici güç sağlayacaktır.
Gelişmiş ve gelişme yolunda olan ülkeler arasında köprü olmak isteyen Türkiye için G-20 Başkanlığı çok önemli bir fırsattır. Çünkü Türkiye, AB’nin de yer aldığı G-20’nin bir yıllığına sürücü koltuğunda oturacaktır.
G-20, 2018 için koyulan küresel büyüme hedeflerine Türkiye’nin önderliğinde yürüyecektir. Ayrıca, başta KOBİ’ler olmak üzere özel sektörün finansmana erişimi ve altyapı yatırımların teşvikini de G-20 gündemine taşıyacaktır.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Türkiye’nin öncelikleri arasında en az gelişmiş ülkelerin sorunları, küçük ve orta boy işletmelerin iş yapmalarının desteklenmesi, tüm G-20 ülkelerinde yapısal reformların gerçekleştirilmesi, çok taraflı ticaretin ve yatırımların desteklenmesi gibi alanları saymıştır. Türkiye’nin G-20 dönem başkanlığında ilk defa enerji ve tarım bakanları toplantısı yapılacak ve “enerjiye ulaşım” ve “gıda güvenliği” gibi konuların ele alınacaktır.
15-16 Kasım 2014 tarihlerinde Avustralya Brisbane’de bir araya gelen G-20 liderleri Avustralya G-20 Başkanlığı’nın sonuç bildirisini onaylamıştır.
Bildiri’de tüm G-20 ülkelerinin ortak sorunu olan büyüme ve işsizlik konusuna eğilinmiş, liderler yeni iş imkanları yaratacak büyüme ve giderek daha bağımlı hale gelen dünya ekonomisine yön veren küresel kurum ve kuruluşların güçlendirilmesi hedeflerini vurgulamışlardır.
Büyümenin yanında “yoksulluk ve yolsuzluk” ile mücadele, kadınların işgücüne katılım oranının artırılması, genç işsizliğinin azaltılması, vergi sisteminin daha adil olması, enerji verimliliği, iklim değişikliğinin önlenmesi gibi konular da sonuç bildirisinde vurgulanmıştır.
Bu hedeflere ulaşılmasında, yapısal reformların gerçekleştirilmesi, piyasa mekanizmalarının iyileştirilmesi, özel sektörün desteklenmesi, altyapı eksikliklerinin giderilmesi, ticaret ve yatırımların artırılması ve büyümeyi teşvik edecek makro ekonomik politikaların uygulanmasının etkili olacağı belirtilmiştir.
G-20 Zirvesi sürdürülebilir ve dengeli büyüme için somut bir hedef belirlemiş ve 2018’e kadar G-20 ülkelerinin toplam GSYH’nın en az yüzde 2 oranında artırılmasını öngörmüştür. Yüzde 2,1’lik bir artışın dünya ekonomisine yaklaşık 2 trilyon dolarlık katkı yapacağı ve milyonlarca iş yaratacağı beklenmektedir.
G-20 çerçevesinde oluşturulan B-20 (özel sektör), L-20 (işgücü), T-20 (düşünce), C-20 (sivil toplum), Y-20 (gençlik) girişimleri de, kamunun yanında, özel sektörün, işçi ve işveren, düşünce ve gençlik kuruluşlarının ve tüm sivil toplum kesiminin uluslararası boyutlarını güçlendirmeleri ve küresel gündeme dahil olmaları açısından dönüştürücü bir deneyime yol açacaktır.
GCU Bulletin, 30 Kasım 2014 tarihli sayısında Türkiye’nin G-20 Başkanı olmasının, Doğu ile Batı, sanayileşmiş ve gelişme yolunda olan ülkeler arasında büyük bir fırsat yaratacağını açıklamıştır. (Having just taken the Chair of the G20, Turkey now has a unique opportunity to fulfill her potential as an important hub providing balance and integration between East and West and between industrialized and developing countries.)
Putin’den Önce Kırımoğlu Ankara’da
Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında Mayıs 2010’da ihdas edilmiş olan Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin (ÜDİK) 5’nci toplantısı bugün Ankara’da gerçekleştirilecektir.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin’in eşbaşkanlıklarında, iki ülkeden ilgili bakanların da katılımıyla düzenlenecek ÜDİK toplantısında, Türkiye-Rusya arasındaki ikili ilişkiler kapsamlı şekilde ele alınacak, ayrıca iki ülkeyi ilgilendiren temel bölgesel ve uluslararası meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunulacaktır.
Bu önemli toplantı öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta 25 Kasımda Ukrayna Parlamentosu Milletvekili ve Kırım Tatar Türklerinin Lideri Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu’nu, Putin’den önce Çankaya Köşkü’nde kabul etmiştir ama bir açıklama yapılmamıştır.
Türkiye’de yaşayan Türk vatandaşı Kırım Türklerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan beklentisi, Kırım Tatarları üzerindeki baskı ve asimilasyona yönelik politikalara Avrupa Konseyi üyesi olan Rusya’nın son vermesini Putin’e iletmesidir.
Yazıları posta kutunda oku