Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin 1 Aralık’ta Türkiye-Rusya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı için Ankara’ya gelecektir. Görüşmelerde, iki ülke arasındaki 35 milyar dolarlık ticaret hacminin 2020 yılında 100 milyar dolara çıkarılması için atılacak adımlar belirlenecek, Türkiye’den yaş sebze meyve ihracatıyla ilgili Rusya’da yaşanan soruna çözüm aranacaktır.
Zirve’de ayrıca Suriye ve Ukrayna başta olmak üzere uluslararası ve bölgesel konular da ayrıntılı biçimde masaya yatırılacaktır.
Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Ümit Yardım’ın güven mektubunu sunmasının ardından iki ülke ilişkilerini değerlendiren Rusya Devlet Başkanı Putin, Rusya-Türkiye arasındaki işbirliğinin bazı alanlarda stratejik boyut kazandığını açıklamıştır.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Rusya’nın Türkiye’nin son derece önemli bir ticari partneri ve önemli bir komşusu olduğunu belirtmiş ve Ukrayna krizi için şunları söylemiştir:
“…Ukrayna’da yaşayan bütün etnik grupların, bütün değişik kesimlerin de memnun olacağı bir çerçevede bu sorunların aşılmasını arzu ediyoruz. Orada Kırım Türkleri de yaşıyor biliyorsunuz. Özellikle, Kırım Türklerinin koşulları tabi bizi çok yakından da ilgilendiriyor.”
Bakan Yılmaz haklıdır.
Çünkü Kırım ve Kırım Tatarları, Anadolu Türkleri ve Türkiye için çok önemlidir. Bu öneminden dolayı 21 Mart 2014 tarihinde Rusya Büyükelçisi A. G. Karlov Eskişehir iline yaptığı ziyaret kapsamında Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti Kültür Bakanı A. M. Sibagatullin ile beraber Tatar Kültür Evine ziyarette bulunmuştur.
Rusya Büyükelçiliğinin sitesinde o tarihte yer alan haber aynen şöyledir: “Tatar Kültür Evinde Büyükelçi Eskişehir Tatar diasporası temsilcileriyle sohbet etti, onlar Büyükelçiliği ve Tataristan Türkiye Temsilciliğini kültür merkezinin açılışına sağladığı katkıları için teşekkür ettiler. A. G. Karlov ayrıca şehrin üniversitelerinde eğitim gören Tataristan’dan gelen öğrencilerle görüştü. Tatar Kültür Evi Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti Başkanı R. N. Minnihanov’un 2013 yılı Haziran ayında Türkiye Cumhuriyetine ziyaret çerçevesinde açıldı. Sözkonusu merkezde 20.Yüzyılın başında Türkiye’de yerleşen Rusya Tatarlarının geleneksel yaşam tarzını gösteren kültür, sanat eserleriyle beraber arşiv belge ve fotoğraf sergileniyor.”
Günümüzde başta Eskişehir olmak üzeri Kırım’daki Tatar nüfusundan daha çok Kırım Türkü Anadolu’da yaşıyorsa, bunun sebebi Kırım Hanlığının Rus nüfuzuna geçmesidir. Kırım’dan Türkiye’ye kitle göçleri, 1783’de Kırım Hanlığının ortadan kaldırılarak Rusya İmparatorluğu’nun Kırım’ı ilhak etmesinden sonra gerçekleşmiştir. İki yüzyıldan fazla bir süredir Anadolu’ya yönelik göçün sebebi, Kırım Türklerine yönelik baskıdır.
18 Mayıs 1944 de Stalin tarafından vatanlarından sürülen ve yarısı yollarda katledilen Kırım Türklerini Sayın Putin de unutmamalı ve de Sayın Erdoğan’ın Ermeniler için yaptığı jesti Kırım Tatarlarından esirgememelidir. Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel Mayıs 1998’de Kırım’ı ziyaretinde şunları söylemiştir: “Tarihin karanlık bir döneminde zorla, yaşadıkları topraklardan koparılmış olan Kırım Tatarlarının yeniden anayurtlarına dönmeleri, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün küresel bir mutabakata dönüştüğü zamanımızın ruhuna uygun bir tarihi gelişmedir.”
Torun tarafından Tatar olduğunu açıklayan önceki Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Ukrayna’nın bütününün, Kırım da dahil olmak üzere istikrara kavuşması en büyük temennimizdir” demeci biz Kırım Türkleri için çok önemlidir.
Kırım, Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya arasında bir barış ve huzur köprüsü olmalı, şövenist yaklaşımlara ortam hazırlayan bir alan asla olmamalıdır.
Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Spor Kulübü Derneği’nin 11-12 Ekim 2014 tarihleri arasında Eskişehir’de düzenlediği Çalıştay’ın sonuç bildirisinde, “Türkiye ve Rusya arasında bu yıl sonunda yapılacak olan Üstdüzey İşbirliği Konseyi’nde ve Türkiye ile Rusya arasında yapılacak olan tüm toplantılarda Kırım Tatarlarının yaşadığı sorunlar gündeme getirilmelidir” tespiti yapılmıştır.
Ortak Akıl Çalıştayı Sonuç Bildirisi’nde belirlenen ilkeleri Türkiye-Rusya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nde Türkiye’nin muhataplarına iletmesi Türkiye’de yaşayan tüm Kırım Türklerinin arzusudur:
- Kırım’ın 2014 Şubat ayında Rusya tarafından işgali ve uluslararası hukuka aykırı
olarak yapılan Rusya 1994 yılında Budapeşte mutabakatı ile kabul ettiği Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü Kırım’ı işgal ederek ortadan kaldırmıştır.
- Kırım Tatarlarının Milli Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile Kırım Tatar Milli
Meclisi Başkanı Refat Çubarov ve aktivistleri Kırım’dan uzak tutacak tüm kısıtlama, karar ve uygulamalara derhal son verilmelidir.
- Kırım’da insan hakları ve uluslararası hukuka aykırı uygulamalar ile basın, yayın ve
haberleşme hürriyetinin önündeki engellemeler kaldırılmalıdır.
- Rus işgali ile birlikte Kırım Tatarlarının vatan Kırım’da yaşama, ibadet ve eğitim
hürriyetlerini kısıtlayan tehdit, darp, insan kaçırma ve cinayetlere son verilmelidir.
- Türkiye ve Rusya arasında bu yıl sonunda yapılacak olan Üstdüzey İşbirliği
Konseyi’nde ve Türkiye ile Rusya arasında yapılacak olan tüm toplantılarda Kırım Tatarlarının yaşadığı sorunlar gündeme getirilmelidir.
- Her yıl yapılan 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde tüm dünyada Kırım’da
insan hakları ihlal edilen Kırım Tatarlarının korunması için KTMM’nin Karar alması beklenmektedir.
- Kırım’daki Kırım Tatar varlığı her zamankinden daha ciddi tehdit altındadır. Türkiye
ve Türkiye dışındaki Kırım Tatarlarının işbirliğini geliştirici somut çalışmaları başlatmaları gereklidir.
Kırım’da vatanlarından Stalin tarafından haksız bir gerekçeyle sürgün edilmiş 300 bin Kırım Türklerinin bir daha bu sürgünü yaşamamaları için Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda Putin nezdinde ağırlığını hissettirmesi Türkiye’de yaşayan Kırım Türkleri için çok önemlidir.