İsrail güvenlik güçleri bir grup yahudiyi Meccid-i Aksa’nın ağlama duvarına bakan Megaribe kapısından içeriye alınca Filistinliler tepki gösterdi.
Güvenlik güçleri Filistinliler’e sert müdahalede bulundu, polis olayların büyümemesi için Tapınak Dağı’na giriş çıkışı kapattı.
“Tapınak Dağı” ile ilgili tartışmalar başlayınca, İsrail herhangi bir kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde Tapınak Dağı’nın statüsünde herhangi bir değişikliğin olmayacağını açıkladı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ”Tapınak dağının kapatılması savaş ilanıdır” dedi.
*
Mescid-i Aksa’nın bulunduğu Tapınak Dağı’nda geçerli olan ve İsrail güvenlik güçlerinin garantisinde olan statükoya göre, söz konusu yerde Müslümanların dua etmesi serbesttir, Yahudilerin Tapınak Dağı’na ayak basmasına izin verilmiyor.
*
Aksa geçici yasağı ile tırmanan İsrail-Filistin gerilimi ardından İsrail’in başkent kabul ettiği Kudüs’te,bu kez Filistin Halk Kurtuluş Cephesi militanları Kehillat Benei Torah Sinagogu’na saldırdı, terör eylemlerinin yanı sıra gerilimin artacağı yönünde kaygılar oluştu.
*
İslami Direniş Hareketi (HAMAS) saldırının, İsrail’in Kudüs’e ve kentteki kutsal mekanlara yönelik sürdürdüğü tecavüzlere karşı doğal bir tepki olduğunu açıkladı.
Bir gün önceki açıklamasında Filistinlilerle uzun süreli barış sağlanmasının imkansızlığını söyleyen İsrail Başbakanı B.Netenyahu, bu eylemin Filistin Yönetimi’yle HAMAS hareketinin yaptıkları kışkırtıcı açıklamaların bir neticesi olduğunu, tepkilerinin çok sert olacağını ifade etti.
ABD Dışişleri Bakanı J.Kerry, Mısır ve Ürdün ile yaptığı görüşmelerin ardından, hâlihazırda “Tapınak Dağı”nda geçerli olan statükonun korunmasına özen gösterilmesini istedi.
*
İsrail’i, 1967 Altı Gün Savaşında ele geçirdiği Mısır’dan Sina, Suriye’den Golan Tepeleri, Ürdün’den Batı Şeria ve Doğu Kudüs de devam ettirdiği işgal ve işgal altında tuttuğu Filistinlilere karşı acımasız tavrı, yayılmacı politikalarıyla komşu ülkelerle ilişkileri belirliyor.
Buna göre kıt su kaynakları İsrail-Filistin arasındaki sorunları, işte; işgal edilmiş bölgelerdeki su kaynaklarına erişimin olmaması halinde hem İsrail’in,hem de Bağımsız Filistin’in varlığını sürdüremeyecekleri,
Giderek bu ihtilafın Suriye ile İsrail arasından genişleyerek iki ülkenin azınlıkları sayılan Filistinliler ve Kürtler sorununu da körüklediği kabul ediliyor.
*
Ne ki bu kanaat, önce İran İslam Devrimiyle, ardından “Arap Baharı” başlığı ile Arap coğrafyası ekonomisinin pazar ekonomisine çekilmesine yönelik yeni bir sermaye birikim modelinin işletilmesi sürecinin yaşanması sürecinde Yahudilik ile İslam arasındaki etkileşimle geri planda kalmıştır.
Arap Baharı sürecinde yeni modelin oluşturulmasında doğrudan müdahale yerine islamcıların önderliğinde sınırlı sayıda egemende biriken ve halkın lehinde kullanılmayan, Batı’da değerlendirilen sermayenin milli gelir ve reel hayat arasında oluşturduğu uçurumun yansıdığı halk tepkisinden yararlanılmış,
Tıpkı Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan hareketi gibi İslamcı değer yargıları üzerinden islamcı burjuvazi oluşturmak, buna denk devlet yapılanması ve rejimin sağlanacağı, kendi sivil toplum örgütleri, sendikaları,medyası ve anında harekete geçebilecek kamuoyu oluşturma mekanizmalarıyla Fas,Tunus,Libya,Mısır,Ürdün,Somali,Sudan yeniden biçimlendirilmek istenmişti.
*
Fas’ta,Tunus,Libya,Mısır’da onlarca yıldan bu yana alttan alta önce insanları İslama çağıran islami cihadçı yasaklı cemaatler ve örgütler illiberal yapılar üzerinde iktidar oldular.
Ne ki,birincisi,ekonomik değişkenler ile sosyo-politik değişkenlerin ülkelerin yapısına, sorunlarını aşma kapasitesine bağlı olarak birbirini etkilediği, baskıyla pasifize edilen sosyo-politik istikrarsızlığın aktif hale geçtiğinde o oranda ekonomik büyümeye de engel olduğu görüldü.
İkincisi,İslamcılığın demokrasi ile uzak-yakın bir alâkasının olmadığı, aksine oluşturduğu taassubla “İslami Cihad” çılığı körüklediği anlaşıldı.
Sonuçta İsrail’in İslami Cihad’la kuşatılmış hali giderek küresel endişeye neden oldu.
*
O yüzden Filistin Devletinin ilanı ve Filistinliler arasında herhangi bir çatlağın olmaması, Filistin’in homojen bir güç olması, kendi iç dinamiğinde dengeli bir manevra gücü oluşturarak barış görüşmelerine dönülmesinin şartları hazırlanıyor.
İsrail’in Gazze’yi silahsızlandırarak HAMAS’ı Filistin Özerk Yönetiminin izlediği siyasete dönüştürmek üzere geçen yaz yaptığı saldırılardan sonra,
Haziran’da Filistin Özerk Yönetimi ile HAMAS arasında görüş ayrılıkları arkaya atılarak kurulan ve BM tarafından iki devletli çözümü temel alan barış prensibine bağlı kalınması koşuluyla kabul edilen Birlik Hükümeti ile İsrail arasında yeniden barış görüşmelerinin de önünü açacak Filistin Birlik Hükümeti; ilk hedef olarak Filistin kurumlarını birleştirmeye çalışıyor.
*
Ne İsrail saldırıları, ne İsveç ile başlayıp İngiltere, Fransa, İspanya, İrlanda, Hırvatistan ile Avrupa’ya yayılmaya devam eden Filistin Devletini tanıma önergelerine rağmen,Filistin Birlik Hükümetinde görüş ayrılıkları ve güvensizliklerin giderilmesi hâlâ zorlu bir süreç gerektiriyor.
*
Başta “İslami Cihad”ın prim yaptığı bir bölgede,”Tapınak Dağı” ki; Müslümanlar için kutsal, Yahudiler için dünya üzerindeki en kutsal yerdir.
Kuran-ı Kerim’de Hz.Süleyman’ın ilk tapınağı nasıl inşa ettiği (34:13), bunun yanında birinci ve ikinci tapınakların yıkılışı da (17:7) bölümünde yer alıyor.
Tapınak Dağı, Tevrat’ta İbrahim’in Tanrı’ya oğlunu kurban vermek için çıktığı ve daha sonra Kral Süleyman’ın Süleyman Mabedi’ni inşa ettiği yerdir.
Pek çok kişi İsrail’in gerek Ortadoğu’da gerekse dünya ölçeğinde İslami güçleri zayıflatmak, yok etmek için giriştiği savaşın arkasındaki mantığın Tapınak’ta yer alan iki camiyı yıktırıp,onun yerine yeniden bir Süleyman Mabedi inşası olduğuna, Yahudi Devleti’nin Mescid-i Aksa’yı yıktığında Müslümanlarla karşı karşıya geleceğine ve savaşılacağına inanıyor.
*
Doğrusu Sinagog’a yapılan saldırı, terör eylemlerinin yanı sıra gerilimli olayların artacağı yönünde kaygılandırıyor.
Ama İsrail bir taraftan, Gazze’ye yapılan saldırılardan sonra halktan destek gören HAMAS yönetiminin Filistinliler arasında prestijinin yükselmesi, Mahmud Abbas’ın göze çarpmayan pozisyonu yüzünden Filistin Özerk Yönetiminin mevzi kaybetmesini bir fırsat olarak kurguluyor.
HAMAS’ın mevzilerini sağlamlaştırması karşılığında Filistin saflarında yeni ayrışmalara, HAMAS’ın Abbas’ı ikinci plana itme çabasında bulunmasına göz kırpıyor.
Uluslararası terör listelerinde yeralan HAMAS’a karşı mücadele görüntüsüyle Filistin liderlerine karşı operasyonlar düzenlemeyi, bu suretle sıkışan Filistin-İsrail görüşmelerinin önünü en işine gelir biçimde açabilmeyi öngörüyor…
Eh! Bunun sonucunda, terör eylemlerinin yanı sıra gerilimin sürekli artacağını da biliyor!
*
Diğer taraftan, “Tapınak Dağı”nda ki gerilim,İsrail-Filistin arasındaki görüşmelere engel oluyor ama buraya yapılan saldırılar örgütlü hücrelerin planlı eylemlerinden ziyade, dini hassasiyetlere bürünmüş ferdi hareketler olarak kabul ediliyor.
Bir din savaşına yol açabilecek potansiyelinin olmadığına hükmediliyor.
*
20.11.2014