Mustafa Mutlu: Kadıköylüler ‘Dersimli Kemal’i, ‘Mustafa Kemal’in Askeri’ yaptı!

Mustafa Mutlu: Kadıköylüler ‘Dersimli Kemal’i, ‘Mustafa Kemal’in Askeri’ yaptı!

AK-P-KK’nın “saçılımına” kayıtsız şartsız destek veren… Bölünmenin ilk adımı olan “özerkliği” destekleyen…

Partisinin grup toplantısında, “Ben Dersimli Kemal’im” diyerek yumruğunu kürsüye indiren…

“Kobani”de PKK’yla omuz omuza mücadele öneren…

Daha öncesinde, dinci bir adayı cumhurbaşkanı ilan eden…

F Tipi Yapılanma’nın avukatlığına soyunan…

ABD Büyükelçisi’yle özel odalarda iki kez görüşüp ne konuştuklarını bir türlü açıklamayan…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gece Bağdat Caddesi’nde, Dersimli Kemal’den, Mustafa Kemal’in askerliğine (!) terfi etti!


Ne mutlu bana ki; bu tarihi (!) ana tanıklık eden on binlerden biri de bendim!

Çünkü ben de Bağdat Caddesi’ndeki Cumhuriyet Yürüyüşü’ndeydim.

Beyefendi yine her zamanki gibi etrafına gülücükler saçıyordu ama önceki yıllarda gördüğü ilginin onda birini görmüyordu.

Çevresindeki yaklaşık 50 kişilik “partili” dışında, yüzüne bakan yoktu!

Konvoy Caddebostan’a gelince, Kılıçdaroğlu’nun ve arkadaşlarının hemen önünde giden otobüs durdu, Kemal Bey üzerine çıkıp konuşmaya başladı. Kimsenin beklemediği bir sloganla girdi söze:

“Mustafa Kemal’in askerleriyiz!”

Bu slogan, onu dinleyen on binlerin dalgalanmasına neden oldu; her kafadan ayrı bir ses çıkmaya başladı:

“Kadıköy’e gelince mi anladın Mustafa Kemal’in askeri olduğunu?”

“Hani Dersimli Kemal’din?”

“Mehmet Bekaroğlu da Mustafa Kemal’in askeri mi?”


O, kalabalıktan yükselen bu sesleri ya duymadı; ya da duymazdan gelerek sürdürdü konuşmasını…

Yaklaşık 25 dakika boyunca her cümlesinin sonunu, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağladı!

Gerçekten de tarihi anlar yaşanıyordu Kadıköy’de:

Yıllardır Atatürk’ün adını bile ağzına almamaya özen gösteren CHP Genel Başkanı, en az kırk kez, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyordu.

Hatta “Kemalist”likte bir adım daha ileri gidiyor ve “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” diye haykırarak tamamlıyordu konuşmasını…


Şimdi… Bir zamanlar Mustafa Kemal’e ağır hakaretler eden “Y-CHP”li Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu başta olmak üzere son dönemde partiye yamanan bütün dincilere, PKK ajanlarına ve liboşlara soruyorum:

Siz de Mustafa Kemal’in askeri misiniz?

Değilse… Pılınızı pırtınızı toplayıp, Genel Başkanı “yeniden” Kemalist olan (!) CHP’den gitmeyi neden düşünmüyorsunuz?


Yukarıda yazdıklarımdan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerine kanıp onun artık Mustafa Kemal’in askeri olduğuna inandığımı düşünmeyin!

Eminim ki en kısa zamanda yeniden “Dersimli Kemal” olacaktır…

HUBER! (10)

Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e on gündür, “Tarabya’daki Huber Köşkü babanın malı mı? Neden boşaltmıyorsun?” diye soruyorum.

O da, “Keyfimin kahyası mısın; boşaltırım ya da boşaltmam, sana ne?” diye düşünüyor olmalı ki yanıt bile vermiyor…

Lütfen anımsayın; yandaşları, bu beyefendinin “acayip demokrat” olduğunu söylüyorlardı…

Gerçekten de “acayip” demokratmış! Keşke bizim gibi sadece “sıradan demokrat” olsaydı da demokrasinin “şeffaflık” ilkesini hayata geçirebilseydi!

GÜNÜN SORUSU

Sorum, ABD’nin son günlerdeki açık desteği yüzünden “Biji Serok Obama” sloganı atan PKK’lılara:

ABD sizi kötü emellerine alet edip bir kenara atacak; görmüyor musunuz katiller?

‘AMPULLÜ SARAY’DA CARİYE DE OLACAK MI?

Aleyhteki mahkeme kararı hiçe sayılarak Atatürk Orman Çiftliği’ne kondurulan KAÇ-AK Saray’ın adı, “Cumhurbaşkanlığı Sarayı” olarak belirlenmiş…

Yani “AK” adı kullanılmamış ama… Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği ilk pozda gördük, girişi ve üst kata çıkan merdivenler, AKP’nin ampulü gibi düzenlenmiş!

Ülkemizde saraylar uzunca bir süredir sadece müze olarak kullanılırken, madem Erdoğan tarafından tekrar “saltanat mekanı”na dönüştü; o zaman soruyorum:

Bu sarayda Alay Meydanı, Bab-ı Hümayun, Divan-ı Hümayun, Harem-i Hümayun, Darphane, Enderun, Has Oda gibi daireler olacak mı

Cariye, iç oğlanı, hadım ağası, çeşnicibaşı, haseki, yeniçeri ağası, kızlar ağası, arpa emini, başçıbaşı, başçuhadar, bostancıbaşı, baltacı gibi görevliler istihdam edilecek mi?

Not: Katkısı için İzmir’den Gülseren ablama teşekkür ederim.

GÜNÜN İSYANI

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile çalışması yasaklanan dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say yeni bir açıklama yapmış ve “Laik Türkiye’yi, sanatımla tüm dünyaya taşıdım. Suç mudur?” diye sormuş… İsyanım, dolar milyarderi işadamlarına:

Eğer en kısa zamanda dört dörtlük bir Fazıl Say Senfoni Orkestrası kurup, başına da onu geçirmezseniz; iktidar baskısından korkarsanız, hepinize yuh olsun!

Mustafa Mutlu: Kadıköylüler ‘Dersimli Kemal’i, ‘Mustafa Kemal’in Askeri’ yaptı! - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir