AKP’nin Irak ve Suriye politikalarının ‘bir dizi yanlış hesaplamadan ibaret’ olduğunu söyleyen Cockburn: Ankara, Esad’ın düşmesine öncelik vererek, pratikte IŞİD’in güçlenmesini garanti ediyor
20 Ekim 2014 / Pazartesi
ÖMÜR ŞAHİN KEYİF – omursahin@birgun.net
Irak’ın işgaliyle başlayan süreçte 1. Körfez Savaşı’ndan bu yana ABD’nin Ortadoğu’daki politikasının seyrini sunabilecek en yetkin kalemlerden biri usta gazeteci Patrick Cockburn. Bölgede yaşanan gelişmeleri uzun yıllardır detaylı analizleriyle aktaran Cockburn, ağustos ayında çıkan ‘The Jihadis Return: ISIS and the New Sunni Uprising’ (Cihatçılar geri dönüyor: IŞİD ve yeni Sünni isyan) isimli kitabında da Arap Baharı’yla başlayan süreçte ABD’nin Ortadoğu’daki Şii hattını yarmaya yönelik politikalarının IŞİD’in ilerleyişindeki etkisini anlatıyordu.
Analizlerinde, Türkiye’nin cihatçıları destekleyerek IŞİD’in ilerleyişini kolaylaştırdığını pek çok kez ifade eden Cockburn, Türkiye’ye ilişkin yeni yazısını, Kobane’yle dayanışma eylemlerine şiddetli saldırıların üzerine yazdı. İngiliz Independent gazetesinde yayınlanan yazısında, “Kobane IŞİD’in eline geçerse Kürtler Ankara’yı suçlayacak. Zaten sallantında olan barış süreci tamamen çökmeye yakın olabilir” diyen Cockburn “Erdoğan’ın Kürtlerin öfkesi karşısındaki ilgisizliği kafa karıştırıcı” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın IŞİD tehdidini kullanarak ABD ve Kürtlerden taviz koparmaya çalıştığı söylenen Cockburn, Erdoğan’ın bölgedeki temel hedefinin hâlâ Esad’ı düşürmek oluşunu da sert dille eleştirdi.
Patrick Cockburn, kendisiyle yaptığımız telefon görüşmesinde de bu görüşlerini yineleyerek, Türkiye’nin bir felakete sürüklenmekte olduğunu ifade etti. Cockburn, “Hatta o felaket halihazırda yaşanmakta” dedi.
»IŞİD Erdoğan için bir “tehdit değil fırsat” demiştiniz. Bütün dünyanın bir tehdit olarak gördüğü IŞİD nasıl oluyor da Erdoğan için fırsat oluyor?
Bunu kendim söylemiyorum. Bu sadece Türkiye Hükümeti’nin yönelimi olarak gözüken bir durum. Bu bir fırsattır demiyorum, fakat bence bu Hükümet tarafından bir tehdit kadar hatta tehditten daha çok fırsat gibi görülüyor. Yani bu benim düşüncem değil, Ankara’daki Hükümet’in düşünüp yaptıklarına dair tespitim.
»Peki bu yaklaşımın nasıl etkilerinin olması beklenir?
Bence bu bir felaket olabilir. Halihazırda da bir felakettir. Bence baştan beri Türkiye Hükümeti IŞİD ya da El Nusra gibi cihatçı örgütlerin Türkiye tarafından kontrol edilemeyeceğini hesaplayamadı. Hükümet’in Kobane’ye destek olmaması Suriye’deki Kürtlerle IŞİD arasında yaptığı tercihi gösterdi. Hükümet IŞİD’i güney sınır komşusu olarak koydu, ki bunun çok tehlikeli olduğu görünüyor. Elbette bu aynı zamanda Hükümet’in sadece Suriye’de değil, Irak’ta ve Türkiye içindeki Kürtleri ittiğinin de göstergesi. Bu bana çok yanlış bir politika gibi geliyor.
‘ABSÜRD ÇIKIŞ’
»Batı medyasında sıklıkla Türkiye’nin IŞİD’i desteklediğine dair haberler çıkıyor. Kitabınızda IŞİD’le Suudi Arabistan ve Pakistan arasındaki ilişkiyi anlatıyorsunuz. Peki ya Türkiye ve Katar’ın ilişkisi için ne dersiniz?
Açıkça, Türkiye ve Katar, Suriye’deki ayaklanmanın başından, 2011 yılından beri, cihatçı hareketlerin örgütlenmesine izin verilmesi konusunda başat bir rol oynadı. Katar parayla, sadece Katar da değil, Suudi Arabistan ve Türkiye; cihatçıların çift taraflı olarak sınırdan geçişine ve Türkiye’de konuşlanmalarına izin vererek destek oldu. Bence bu geçen yıl ABD’nin baskısıyla değişmeye başladı. Fakat Türkiye bu örgütlerin büyümelerini sağlayarak başar bir rol oynadı. Türkiye Hükümeti şu an IŞİD’e karşı olduğunu söylüyor, fakat aynı zamanda IŞİD’i PKK’yle bir tutuyor. Şu an hiç kimseyi öldürmeyen bir PKK’nin IŞİD’le bir olduğunu insanlara anlatmak son derece absürd. Aynı zamanda Beşar Esad’ın devrilmesini öncelikli hedef olarak görüyorlar. Fakat Esad Hükümeti Suriye’de IŞİD’in karşısındaki ana unsur. Eğer Esad düşecek olursa, bu IŞİD’e ve El Nusra Cephesi’ne yarayacak. Türkiye Hükümeti’nin Suriye’deki ılımlı muhalifleri destekleyeceğini söylediğini biliyoruz. Fakat ılımlı muhalifler ya da cihatcı olmayan muhaliflerin ordularının güçsüz olduğu ve git gide güç kaybettiğini de biliyoruz. Bu yüzden Esad’ın düşmesine öncelik vererek, Ankara’daki Hükümet, pratikte IŞİD’in güçlenmesini garanti ediyor.
‘KOALİSYON SEMBOLİK’
»Türkiye’nin IŞİD’e karşı koalisyona da ABD’nin baskısı nedeniyle mi girdiğini söylüyorsunuz?
Kesinlikle evet. Bence koalisyon, pek çok üyesi için de son derece sembolik. Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri pek de bir şey yapmıyor. Bence Amerikalılar bu ülkelerin IŞİD’e desteklerinin önünü kesmek istedi. IŞİD’in güney komşusu olan Türkiye bu koalisyonun en önem parçası olmalıydı. Fakat Hükümet Suriye’ye yönelik politik ajandasının ABD’ninkinden çok daha farklı olduğunu açıkça gösterdi.
»Peki ABD’nin Suriye üzerindeki son planı ne?
Bence Suriye üzerinde oturmuş bir planları yok. Ve bence işlemeyecek bir çok kötü yol denemelerinin de sebebi bu. Ağustos ayında Başkan Obama, IŞİD’i yok edeceklerini söyledi. Fakat bu gerçekleşmedi, IŞİD hala yayılıyor. Bağdat’ın batısında pek çok bölgeyi aldılar. Kobane ve Halep’in kuzeyine saldırıyorlar. Yani tek başına hâvâ saldırıları yetmiyor. Bence Amerika burada pek çok tuhaf durumun içinde. IŞİD’e karşı geniş bir koalisyonu destekliyor, fakat şu anda IŞİD’e karşı savaşan Suriye ordusu, Suriyeli Kürt örgütleri ve İranlılar hariç; yani orada IŞİD’e karşı savaşmayan ya da bu konuda isteksiz olanlarla ilişki içinde.
‘ILIMLI ORDU HAYAL ÜRÜNÜ’
»Pakistan-Taliban örneğini düşünecek olursak, bölge dışında eğitilecek ılımlı muhaliflerin, IŞİD ya da El Kaide’ye biat etmeyeceklerini nereden bileceğiz? Bu planın nasıl etkileri olur sizce?
Ben bu planın işleyeceğini düşünmüyorum, bu çok açık. Ilımlı oldukları söylenen muhalif grupların El Nusra ve IŞİD’in yanında saf tuttuğunu gördük. Yani bence ılımlı olanla olmayan arasında bir ayrım yapmak iyi bir fikir değil. İkinci olarak, hem IŞİD’den hem de El Nusra’dan çok daha güçsüzler. Bu nedenle ılımlı bir ordunun kurulması ve IŞİD’e ve Şam Hükümeti’ne karşı savaşması, saçma, demek istiyorum ki bu böyle olmayacak. Bence ılımlı muhaliflerden kurulan büyük bir ordu fikri hayal ürünü.
‘UZUN SÜRELİ GÜVENSİZLİK’
»Felaketten kastınız nedir? İç savaş mı?
Henüz o aşamaya gelmedik. Ankara’nın PKK’nin tekrar savaşı başlatacağını hesapladığını var sayıyorum, belki de bu doğrudur. Fakat bence Kobane’de yaşananlar uzun süreli bir güvensizliğe neden olacak.
»Barış süreci AKP’nin en önemli enstrümanlarından biriydi. Fakat şimdi bu konuyu önemsemez davranışlar içindeler. Siz de yazınızda “Erdoğan’ın Kürtlerin öfkesi karşısındaki ilgisizliği kafa karıştırıcı” demiştiniz…
Türkiye Hükümeti ve Kürt militanları arasındaki barış süreci, dış dünyadan Erdoğan’ın büyük başarılarından biri gibi görünüyordu. Fakat şimdi öyle görünmüyor. Bu çok açıkça durumu tersine çevirecek. Türkiye kendini geçmişte olduğundan daha izole edilmiş halde bulacak. Elbette Hükümet buna aldırış etmiyor. Bunun uzun süreli olarak, Türkiye’nin çıkarına olduğuna inanamıyorum.
TÜRKİYE İÇİN SONUÇ FELAKET OLACAK
»Suriye, Irak ve Türkiye’deki Kürtler üzerinde bir planı var mı ABD’nin?
Bence büyük bir plan yok. Bana öyle geliyor ki, Türkiye’nin Suriye’deki Kürtlerin koruyucusu olması, Kobane’de ve başka yerlerde Kürtleri IŞİD’e karşı desteklemesi çok daha iyi olur. Bu kesinlikle Türkiye Hükümeti ve Kürtlerin ilişkilerini de geliştirir. Fakat tam olarak bunun tersini yapıyorlar. Bunu Türkiye’deki protesto gösterilerinden ve Türk uçaklarının PKK bölgelerine saldırmasından da görebiliriz. Bana öyle geliyor ki, öncesini konuşmayacaksak, Türkiye 2011 yılından beri Irak ve Suriye’deki politikalarını yanlış hesapladı. Esad’ın 2011 ya da 2012’de gideceğini hesapladılar, ama bu böyle olmadı; cihatçıları destekleyerek kontrol altında tutacaklarına inandılar, bu da olmadı… Şimdi hâlâ Esad’ı düşürmeye çalışan bir politikaları var; ki bu da savaşın devam etmesine neden olacak ve IŞİD’e yarayacak. Bence Hükümet’in Irak ve Suriye politikaları bir dizi yanlış hesaplamadan ibaret. Ve bence Türkiye için sonuç felaket olacak, ki zaten olmakta…
IŞİD’İN KOBANE SALDIRISI ABD’NİN İRADESİ DIŞINDA
»Obama’nın açıkladığı plan bölgede savaşın üç yıl süreceğini öngörüyor. ABD bölgede savaşın sürekliliğini sağlayacak bir güç dengesi mi yaratmak istiyor? Neden Kobane’de IŞİD’i etkili biçimde vurmuyorlar?
Bence bunu yapmayı deniyorlar. Dün (15 Ekim) hava saldırıları gerçekleştirildi. Fakat IŞİD’in şehit olmayı bekleyen son derece güçlü savaşçıları var. Bence çok kayıp veriyorlar ama yine de çok etkili ağır silahları var. Yani bence, IŞİD’in hâlâ Kobane’ye saldırıyor olması Amerikan tarafının iradesiyle gerçekleşmiyor.
WASHİNGTON’UN OTURMUŞ BİR POLİTİKASI YOK
»Bölgede savaşın üç yıl sürmesi istikrarsızlığı körüklemeyecek mi?
Bence Amerikalılar çok büyük zorluklar yaşıyor çünkü bölgeye dair oturmuş bir politikaları yok. IŞİD’in karşısındaki en güçlü kuvvet Şam yönetiminin kendisi. Fakat Amerikalıların müttefiki olan Bağdat Hükümeti’ne bağlı Irak ordusu IŞİD’e karşı etkili bir savaş yürütmüyor. Bunun sebebi de ordunun etkisiz hale getirilmiş olması. Ordu aynı zamanda son derece mezhepçi, Şii militanlar üzerine kurulu, bu yüzden de tüm Irak’ta korku hâkim. Amerika’nın Suriye’deki politikası ise hem çok muğlak hem de karmaşık çünkü Amerika’nın desteklemediği Şam Hükümeti IŞİD’in karşısındaki ana unsur. Eğer Amerikalılar kazanırsa bu Şam Hükümeti’ne yarar, eğer Türkiye Şam Hükümeti’ni Suriye’deki karşıtı olarak görürse bu IŞİD’e yarar. Yani bu bence dünyayı daha da kötü bir yer haline getirecek muazzam bir karmaşa. IŞİD’le ilgili olarak aklımızda tutmamız gereken şey IŞİD’in Irak ve Suriye’nin eski ordularının ağır silahlarıyla donatılmış olduğu. Bu bakımdan yapılması gereken IŞİD karşıtı muhalifler ve Şam Hükümeti’yle mücadelenin bir kenara bırakılması. Bir politik çözüm değil, ancak ateşkes Suriye’deki muhaliflerin kendi aralarında yaşadığı ayrılığı sonlandırıp IŞİD’e odaklanmayı ve onu durdurmayı kolaylaştırabilir.
***
NEDEN?
Patrick Cockburn, İngiliz Independent gazetesindeki analizinde, Kobane’nin IŞİD’in eline geçmesi durumunda zaten sallantıda olan barış sürecinin çökebileceğini yazdı. Cockburn’le Türkiye ve ABD’nin bölgedeki politikalarını konuştuk.
Birgün
Yazıları posta kutunda oku